Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi diye bir yer yok


Böyle bir özerk bölge de yok. Oranın Kürtlükle alakası da yok. Irak’ın sözde meclisinin ve oradan çıkan kararların, ayrıca Irakta yapılan sözde seçimlerin ve referandumların da hukuki bağlayıcılığı ve meşruiyeti yok. Irak, onlarca senedir işgal altında olan, halkın hür olmadığı, hiçbir hususta hür konuşamadığı, yazamadığı, davranamadığı bir yer…

Türkiye’deki gizli Ermeni/Çingenelerin epeyi bir kısmı Kürt rolüne bürünmüş oldukları gibi, Irak’taki gizli Ermeni/Çingenelerin de epeyi kısmı Kürt rolü oynuyorlar.

Kürdistan Özerk Bölgesi de dedikleri o bölge için son hamlelerini bu Ermeni/Çingeneler, AKPKK hükumetleri üzerinden yaptılar. Türkiye’ye, hile ve ihanetlerle elinden alınmış olan kadim topraklarında, sözde bir Kürdistan, aslında bir Ermenistan kurdurdular. Daha arka plandan bakınca ise aslında büyük İsrail projesine gidillen süreçte bölgesel bir yeni İsrail daha kurdurmuş oldular. Bütün çilesini Türkiye çekti, masrafını Türk milleti ödedi, sistemlerini Türkiye tesis etti, sözde askerlerini bile Türkiye eğitti. İhanetlerde sınır tanımadılar.

Bütün bunlar, müslüman Türk ya da müslüman Kürt rolü oynayan ve “İslamcı” denilen hainlerin, münafıkların, gizli Ermeni/Çingenelerin organize ihanetleri sayesinde oldu. Onları da arka plandan İsrail, İngiltere ve ABD yönlendirdi. Sistem yine mason tarikatı üzerinden organize oldu.

Bu ihanete kesin ve keskin tavırlarla dur diyeceğiz. Türkiye’nin hiçbir yetkilisi “Kürt bölgesel yönetimi” denilen o terör, ihanet, kara para ve bölücülük teşkilatının hiçbir mensubunu resmen muhatap alamaz. Öyle bir bölge, öyle bir otorite yok. Asla kabullenilmeyecek. Bu kadar aleni ihanetlere artık sessiz ve tepkisiz kalınmayacak.

Sağda solda yazanlar, konuşanlar, yorumlayanlar bile ne dediklerini ve ne yazdıklarını bilecekler. Kimlerin neler yapmaya çalıştıkları çok açık ve Türkiye’nin, Türk milletinin nasıl ihanetlere maruz kaldığı ve kalmaya devam ettiği de çok açık.

Yetti artık şu Ermeni/Çingenelerin Türklere de Kürtlere de çektirdikleri. Bir de kadim Türk şehri Kerkük’ü oranın merkezi yapmaya oynadılar, oynuyorlar. Kerkük’te gerçek Türklere yapılan zulümleri, haksızlıkları, yağmaları, sürgünleri bir kere konu etmemiş olduğu gibi, bir de sık sık “Kuzey Irak Kürt bölgesel yönetimi” ismiyle ya da benzeri isimlerle konuşup yazanlar, idamlıklar listesine adlarını yazdırmaktan başka bir şey yapmış olmazlar.

Türkler kadar, Kürtler de gizli Ermenilerin ve gizli Yahudilerin bu sinsi ihanetlerine karşı çok dikkatli olmalılar.

Ermeni Çingene Hakan Fidan’ın Irak’a yapacağı ziyaret gösterilmek istendiği gibi değil. Su meselesiyle alakalı değil. Sadece TR’de değil, bölgede iyice ifşa oldular ve güç kaybettiler bu sinsi hainler… Sonlarının yakın olduğunu da anladılar. Mani olmanın yollarına bakıyorlar. Bir yandan da terör ve kara para işleri ani ve sert yeni darbeler aldı, alıyor. Onları toparlamaya da bakacaklar.

Irak’ın bir anda Telegram uygulamasını yasaklaması bile bu korkularıyla, acizlikleriyle alakalı…

Ne Türkiye’nin güneydoğusunda, ne Suriye ile Irak’ın kuzeyinde Ermenistan ya da İsrail kuramayacaklar. Hiçbirine izin vermeyeceğiz. Şu sözde sığınmacı, aslında istilacı kişileri Türkiye’ye doldurmaları ve halkın neredeyse tamamının ısrarına rağmen onları geri göndermemeleri bile bu planlarının bir ayağı/kısmı… Maraş merkezli afetlerin hemen peşinden sahayı yönlendirmeseydim, çok ama çok başka şeyler yapacaklardı.

Herkes kendine gelsin. Bu Türk, Kürt, Laz, Çerkes meselesi değil. Bu müslümanlarla, İslam düşmanlarının arasındaki bir çatışma… Bu, insan kalmışlarla, insanlıktan çıkmış olanlar arasındaki bir çatışma…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Exit mobile version