Oyunu bozmaya sonuna kadar devam edeceğiz.
CHPKK hala AKPKK ile danışıklı dövüşüyor ve sonuna kadar da danışıklı dövüşecek. Çünkü hem talimat aldıkları yer bir hem de kökleri bir. CHPKK ile AKPKK aslında aynı parti…
Menderes zamanındaki oyunun aynısı oynandı. Menderes de soy, din, zihniyet ve hedef açısından bakıldığında tam bir CHP’liydi. CHP’den gerçekten ayrılmadı ve ona gerçekten cephe almadı. Hepsi tiyatroydu…
Hepsi satanistlerin, masonların oyunuydu ve bu oyunun merkezi Washington değil, Londra idi…
Şimdi yine benzeri bir son hikayesi yazmışlar ama her hamlelerini bozuyorum.
Süfyan ile CHPKK sert çatışıyorlar görüntüsü oluşturulacak, CHPKK Süfyan’ı devirmiş de iktidarı ele almış olacak. Böylece ülkenin resmi idaresinin İstanbul hükumetinin yani gerçek Türklerin eline geçmesine mani olacaklar güya…
Boşa uğraşıyorlar.
Öncelikle bunu tercih etmediler. Mahalli seçimler çokça hileli olduğu halde, tabela partisine dönüşmüş olan MHPKK ve AKPKK yerlerde süründü. Aslında o hileli seçimin sonucu böyle olmayacaktı ve dünyadaki bütün taraflar biliyor ki benim dünya genelindeki baskılarımla bu sonuca ayarladılar o hileli seçimi…
O güne kadar olduğu gibi, rahatça bir seçim tiyatrosu oynayamadılar.
Hemen ardından artık AKPKK iktidarda kalamazdı, olağan şartlarda buna ihtimal bile yoktu. AKPKK artık tabela partisiydi, içi boştu, halk desteği yoktu, halkın nefreti çoktu. Süfyan da artık başta kalmak istemiyordu, neredeyse kameralar önünde isyan edecek, rest çekip gidecek gibi oluyordu.
Artık kimse bir şey yapmasa bile dağılıp parçalanacaktı. Zaten benim planım da buydu… İşi oraya kadar götürdüm ama masonlar bu defa “yumuşama” tiyatrosu oynattılar. Süfyan’ın yükünü mümkün olduğunca hafiflettiler, başta kalamazdı, kalmasını sağladılar.
Danışıklı dövüşçü Özgür Özel’e de Süfyan’a talimatlar veren yer talimatları verdi. Karşılıklı oyunlarını oynadılar. Sonra bir ara işi ileri götürdüler, “Gel mfs, uy bize, bak sorun çıkartma, sana da üçüncü koltuk var. Bak boş, seni bekliyor. Mahvolduk, yeter buradan döndür bu topu. Daha ne yapabiliriz” mesajları verdiler. Rüya tabiri diline uygun şekilde o buluşmada çay, bal vb hediye edildi.
Lakin ben hiçbir zaman mal, mülk, para, makam, şöhret peşinde koşmadım ve o planları da bozuldu. Günler geçtikçe toplumun baskısı da arttı. Mali kriz de devleşti. Para umdukları kapıları da kapattım. Hakan Fidan’ın bağlantılarını ve kara para işlerini de bozdum. Mehmet Şimşek’in fişini de çektim. Askeri operasyonları yaptırmadım. İspanya’da yatırımcı kılığıyla gelecek sömürmecilere de kapıları kapattım. NATO’yu da ayaklarımın altına aldım ve daha pek çok şey yaşandı.
Hesapları şaştıkça şaştı ve şimdi, bu şartlara rağmen bile AKPKK’yi toptan devirmek üzereyim. Ve onların inatlaşsalar bile Süfyan’ı hala iktidarda tutmaya güçleri yok.
İstemeye istemeye bu planı oynuyorlar. CHPKK güya sert çıkacak, rest çekecek, inatlaşacak ve AKPKK’yi, bunca senedir dibini oyan İstanbul değil de güya CHPKK yıkmış görünecek.
Şu köpek meselesini inatla büyütmelerinin çok sebebi var, bir sebebi de bu…
Herkes bu oyunun farkında olmalı. Küçük kafesten çıkıp büyük kafese girmeyeceğiz. CHPKK’yi de bütün unsurlarıyla birlikte AKPKK’nin gittiği yere, cehenneme göndereceğiz. Bu defa bu ülkede hükumeti masonlar, kara paracılar, kripto kimlikli hainler, şeytan üçgeninin piyonları kuramayacaklar.
TR’yi Filistin/Gazze meselesine bulaştırmaya oynayan herkes karşısında beni bulur. Şamarımı çok sert yer. Herkes uslu uslu otursun yerinde ve Süfyan ile Netanyahu’nun son danışıklı dövüşlerinin basit figüranı olmasın.
Ne çevirirlerse çevirsinler, kuzeyimizde de güneyimizde de ortalığı karıştırmalarına, kaos çıkartmalarına, bu suretle muhtelif menfaatler elde etmelerine, bu suretle BOP’u canlandırmalarına, bu suretle sözde sığınmacıları burada tutmalarına, bu suretle iktidarda kalmalarına meydan bırakmayacağım.
Süfyan, söylediğine göre kefenini giymiş. Zaten süreci takip edenler Süfyan’ın mezara ya da kabre gittiğini açıkça görüyorlar. Netanyahu da aynı… Bu sürecin sonunda Netanyahu’nun da kaybedeceğini ve yok olacağını baştan ilan etmiştim, açıkça yazmıştım. Bunlarla beraber gitmek isteyenler de kefenlerini giysinler. Danışıklı dövüşün şakşakçılığını yapsınlar.
Mısır ile İsran’ı bir suni krize sürükleyerek danışıklı dövüştürmek isteyenler olduğunu duyuyoruz.
Bölgemizdeki danışıklı dövüşlerden fazlasıyla sıkıldık. Bu kararı alanları uyarıyoruz.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..