Her gün aşura. Her yer karia

Her gün aşura
Her yer karia


📎 Hz. Âişe’nin rivayeti şöyledir:

“Âşûrâ Kureyş’in Câhiliye devrinde oruç tuttuğu bir gündü. Resûlullah da buna riayet ediyordu. Medine’ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretmişti. Fakat ramazan orucu farz kılınınca kendisi âşûrâ gününde oruç tutmayı bırakmış, bundan sonra müslümanlardan dileyen bu günde oruç tutmuş, dileyen tutmamıştır” (Buhârî, “Ṣavm”, 69; Müsned, VI, 29-30).


📎 Abdullah b. Ömer’in aynı konudaki rivayeti de şöyledir: “Âşûrâ Câhiliye devri insanlarının oruç tuttuğu bir gündü. Fakat ramazan orucu farz kılınınca Resûlullah’a âşûrâ konusu sorulmuş, o da, ‘Âşûrâ Allah’ın günlerinden bir gündür, dileyen bu günde oruç tutsun, dileyen tutmasın’ buyurmuştur” (Müsned, II, 57, 143).


S.a. abi ahiriyle birlikte aşura orucu tutacak mıyız? Sünnet olan tek oruç bu biliyorduk.

= Vas. Bu meselenin geniş çalışılması lazım.

Biz ehl-i sünnet müslümanlar arasında da pek çok yanlış kabulleniş var. Her yer bu seviyede darmadağın ediliyorken bu ana akım müslümanlar, her meselede tam isabet halinde zaten olamazlardı.

Aşura günü şu, şu hadiseler yaşanmış deniliyor ya, onların çoğuna dair hiçbir muteber kaynak yok. Yani o hadiselerin hep aşura günü yaşandığı da kesin bilgi değil.

Aşure tatlısının zaten hiç dini delili yok. O bir gelenek olarak devam ediyor.

Geçmişteki muteber ehl-i sünnet alimlerinin aşure gününe bu kadar kıymet vermedikleri de anlaşılabiliyor.

Yine de bu hususta son sözleri söylemek için çok geniş vakit ayırarak, derinden çalışmak ve istişareler de yapmak gerekir.

Sen tutmak istersen orucunu yine de tut, bir mahzuru olmaz, sevabı yine de olur.


Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Exit mobile version