“Bu şahıs hala neden toplumun içinde? Neden ceza evinde ya da hiç değilse bir akıl hastahanesinde değil” dersiniz.


Söz konusu şahsın, Veysel Turan’ın nur(!) yüzünü de herkes görsün…

Sakın ha hiçkimse ona fiziki bir karşılık vermesin. Suç sayıyorlar ve böyle Firavunların torunları için karakolluk olmaya bile değmez.

Devlet, kanun, adalet sistemi varsa, müdahaleyi o yapsın…

Ben fiziki karşılık vermedim aylarca, benden yana olan hiç kimse de asla kanunsuz bir muamele yapmasın ona ve etrafındaki küçücük çeteye…


Hıyanet İşleri’ne bağlı memur iken meslekten men edildi. Meslekten men edilmesine gerekçe gösterilen paylaşımları ve özel profillerden yazışmaları dosyaya aktarmışlar. O dosyayı görseniz, okusanız inanamazsınız…

“Bu şahıs hala neden toplumun içinde? Neden ceza evinde ya da hiç değilse bir akıl hastahanesinde değil” dersiniz.


Ar damarı çatlamak


Veysel Turan – 2


Veysel Turan, Çingenelik, gen sorunları, bedeviler, Hindistan, sözde sığınmacılar, İHH, Bülent Yıldırım, ÖzgürDer, goyimler, Menzil çukuru, büyücülük, küresel Çingenelik ağı


Veysel Turan


Takipçi:

Fotoğrafım ile birlikte yaptığın o yayın hakkında;

-İfade özgürlüğü,
-Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı,
-Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü,
-Yaşam hakkı,
ve bunlar gibi sayamadığım haklarımı sınırlandırıyorsun, elimden alıyorsun, hapis cezası için haklarıma tecavüz ettiğin daha fazlası da vardır, avukatım detaylıca da verecektir.
-Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kendi tercihiyle bir dini kabul etme veya bir inanca sahip olma özgürlüğü ile, tek başına veya başkalarıyla birlikte toplu bir biçimde, aleni veya özel olarak, dinini veya inancını ibadet, uygulama, öğretim şeklinde açığa vurma özgürlüğünü de içerir.

Beni hedef tahtasına koyduğun o yayını kaldırmadığın takdirde senden davacı olacağım!
Ekran görüntüleri alındı.

Bir kanal açarak istediğin gibi herkesi hedef gösteremezsin. Karalayamazsın ve hakaret edemezsin, tehdit hiç edemezsin. Sen beni tehdit de ediyorsun. Tahkir de ediyorsun ve hedef de gösteriyorsun, fitne çıkartıyorsun. Halkı kin ve düşmanlığa da sevk ediyorsun. Hem de türlü türlü dini meselelerden de giriş yaparak bunu yapıyorsun ki bunun hapis cezası var.

”Oynadığın oyunları biliyorduk”
”hata yapmanı, açık vermeni bekliyorduk”
”Her şeyi göze alıyorsan, oyunlara devam et”


gibi yazdıkların nasıl bir psikolojik buhran yaşadığının göstergeleri gibi, kafanda kurduğun birşeyleri yaşıyor gibisin.

Senin bir rahatsızlığın var mı bilemiyorum. Bir iddiada bulunamam ama şu kanalı açtığından beri hiçbir hareketin dengeli değil. Eğer bir rahatsızlığın varsa git tedavi ol ama bu şekilde hareket edemezsin. Benim hakkımdaki yayını bir an önce kaldır yoksa hemen bu hafta içerisinde ben savcılığa suç duyurusunda bulunacağım ve de hapis cezasıyla ayrıca tazminat cezasıyla cezalandırılman için talepte bulunacağım. Ayrıca akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair de talepte bulunacağım. Çünkü çok sayıda diğer yayınlarını da bu dosyaya ekleteceğim. Birçoğu zaten uçuk kaçık, ayağı yere basmayan yayınlar ve tutarsız acayip yayınlar. Doktorların bence bunları değerlendirmesi gerekiyor. Hakime bunları sunacağım. Bunları değerlendirmesini isteyeceğim.


Beni hedef gösterdiğin kanalında, imtihanlar acılar deyip garip garip şeyler yazıyorsun, otobüste gidiyordum işte çıplak kadınlar vs. birsürü acayip acayip ruh sağlığının bozuk olduğunu düşündürecek çok garip şeyler yazıyorsun. Sen ne anlatıyorsun, neler yazıyorsun. Psikolojik ataklar mı geçiriyorsun bilemiyorum. Yazdığın şu gibi cümleler bile senin aslında müşahede altına alınmanı gerektiriyor. Yani sende bir rahatsızlık var mı? Bu konuda endişelerim var. Hakimden talep edeceğim ve diyeceğim ki, TCK (Türk Ceza Kanunu) 32. maddesine göre 21 gün bir akıl hastanesinde müşahede altına, gözetim altına alınmalı, akıl sağlığının yerinde olup olmadığının anlaşılmasını talep edeceğim ki avukatımla görüştüm. Kesinlikle her hakim bu talebe olumlu cevap vermek zorunda, hatta reddetse bile biz karşı itiraz yapabileceğiz ve kabul ettirebileceğiz. Kesinlikle kaçarın yok. Sayfandaki yayınların görüntüleri alındı. Bu kanalındaki bu yayınlar kesinlikle bu süreci gerektiriyor.

Senin, Diyanet İşleri Başkanlığındaki görevinden uzaklaştırılmana dair dosyayı da biliyorum. Avukat inceledi zaten ve dedi ki avukat, bu dosya kapsamında bile eğer karşı taraf talep etseymiş bu kişi müşahede altına alınırmış, ondan sonra da muhtemelen korunaklı bir klinikte aylarca yıllarca kapatılırmış dedi. Çünkü senin Diyanet’ten uzaklaştırılmana gerekçe gösterilen mesajlaşmaların, yayınların, yorumların ruhi sıkıntılar barındırma ihtimali var ve bu kuvvetli bir ihtimal olarak görünüyor. Bunun doktorlar tarafından değerlendirilmesi gerekiyor ama senin karşında diyanet bu hamleyi yapmamış. Yapsaymış kesinlikle böyle bir süreç yaşayacakmışsın ve şimdi o dosyadan da biz alıntılar yapacağız. Avukatla o dosyayı da sunacağız şikayette. Bu dosya içeriğinde de görülmektedir ki zaten şahıs nasıl hareketler içerisindedir tespitli diyeceğiz. Acayip Mehdi inançları, kendini özel görmek, seçilmiş görmek. Avukatım bu konuda çok tecrübeli, megalomani raporu verecekleri ayrıca şizofreni raporu vereceklerine dair kesin kanaatlere sahip. Yıllarca böyle vakalara denk geldiğini iddia ediyor. Ben bir iddiada bulunmuyorum, avukatım böyle söylüyor.

Herkes fikrinde, vicdanında hürdür. Bu anayasal güvence altına alınmıştır. Kimin neye inanacağı, kime güveneceği, neyi takip edeceği, neyi okuyacağı, neyi beğeneceği, neyi beğenmeyeceği, takip etmeyeceği kimse tarafından belirlenemez. Bunu devlet başkanı ve yargıtay başkanı bile belirleyemez. Kimse kimsenin bu gibi tercihlerini sınırlandıramaz. Baskı altına bile alamaz. Bu vahim bir suçtur. Sen bir insana fikirlerinden kabullenişlerinden tercihlerinden ötürü keyfince yasaklama getiriyorsun. Böyle anayasal bir hakkı ihlal ediyorsun, baskı altına alıyorsun. Hapis cezası olan bir eylem yapıyorsun, bunun cezası hapis cezası ve üstüne bir de tehdit ediyorsun. Hem de ölümle tehdit ediyorsun. Yayınlarının bütününe bakıldığında sinyale almak ifadesinin öldürmek, yakmak, parçalamak, yok etmek gibi manalara geldiği bir bütün olarak anlaşılıyor.

Etrafımda çok sayıda Akademi takipçisi de senden rahatsız. Daha önce Akademi’de yorum yapıyor diye hedef gösterdiğin başka kişiler var. Onların yayınları da zaten ekran görüntüleri alındı. Onlardan ötürü de ben davacı olamam ama o kişiler davacı olmayı değerlendiriyorlar. Ben bu tuşa basarsam, bu yola gidersem emin ol ki peşimden bu kişiler de gelecekler ve dosyaların birleştirilmesini talep edecekler. O kişiler de akıl sağlığı raporu isteyecekler…


ha ha hahaha ahaha hah 🤌😀

Baştan beri dediğim gibi, hasta değil bu…
Aklı sağlam ama nefsine ve şeytanlarına tam teslimiyet halinde


Nasıl da R yaptı

geberene kadar

Takipçi:

Uçmuş abi bu

çok sayıda insanın hayatlarını da kendi hayatları gibi zehir eder bu tipler

sonra ibretlik şekilde ölürler

ölürken bile hala hala hala nefsi bakarlar meselelere

cinleri çok iyi yönlendiriyorlar bunu

zaten cinler ne üflese hemen razı bu

yaşadığı şeyi hala hazmedememiş

Benim gibi kanalında yayın yaparak “yanlış yaptım, düzeltiyorum” dediği bir gün gelirse, çok ama çok şaşıracağım

O Hudeybiye meselesini de geçen gün okumalar kanalında paylaşmıştım

Verdiği misalde gerçek bir peygamber, gerçek bir harp ve gerçekten zorlu şartlar içinde bulunmak var

Kendi meselesini buna benzetiyor ama kendisi, gerçek müslümanlara karşı şeytanlık yaparken R yapmak zorunda kaldı

Karalama yaparken, kibirli şekilde resimli paylaşımlar yaparken R yaptı

İftiralar atarken, fitne çıkartmaya yollar ararken, gerçek islami hizmeti yıkmaya meydan ararken R yapmak zorunda kaldı

Ar damarı çoktan çatlamış bunun ve bunun gibiler milyonlarca sene ceza evlerinde kalsalar bile fayda etmez

Bunların ıslahı mümkün değil

Kaç kere çıkmaz sokağa girmesini sağladım

umurunda değil

R yapıyor

geri dönüp başladığı yere geliyor

sonra tekrar tekrar deniyor


Takipçi:

Ele geçirilmiş, yönlendiriyorlar cinler belli ki. Kimler kimler koruyamadı son nefese kadar. İbretlik olanları bilmez de değil aslında ama işte nefis demekki..

Erdem yok, kibir çok

Mühleti öne çekilecektir farkında değil herhalde. Manevi tasarruflar da kendinde sanıyor. Divanı Salihinden kararlar şöyle çıktı böyle oldu deyip uydurup duruyor ama ben gibi acizin karşısında bile düştüğü hal ortada.. Yazdığım yazıda hiç mfs dahi geçmedi, sadece kendi şahsıma dair içerik hemde.


Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Exit mobile version