Antalya’da plajlar boş, boş, boş…
Turizmde de şok edici bir tablo var ve bunun bile basında, medyada, sosyal mecralarda yer almasını istemiyorlar. Yine masonik bir hain ittifak haberleşme ağlarını kontrolde tutmaya çabalıyor. Çökmüşlüğü gizlemeye çabalıyor.
Dünya genelindeki bütün ilgili yatırımcılara hitapla yazıyorum… Bana yakışacak tarzda açıkça ve samimi tarzda ve defalarca ikaz ettim. Mühlet de verdim ama karşımda restleşme, küstahlık, şeytanlık gördüm.
Dünya genelinde turizm faaliyetlerini kökten kazıyacak müdahalelere devam edeceğim. Bu, artık TR’nin değil bütün dünyanın meselesi, çünkü bu meselede de dünyadan pek çok taraf Süfyan’ı ve çetesini arkaladı.
“Uçaklar, gemiler gelmeyecek. Turist istemiyorum” dedim, “THY kapatılacak” dedim, “TR’ye Airbus ve Boeing uçaklar gönderilmeyecek” dedim, kimse dinlemedi. Herkes kendi tercihini yaptı.
Zaten sözde sığınmacılar da gönderilmedi. ABD ve NATO üsleri de kapatılmadı. Bir de küstahça oradan Suudlu Çingene sözde bakan geldi.
Ben de gereğini yapıyorum ve gün gün şiddetlendirerek yapmaya devam edeceğim.
Dünyanın her yerinde bütün turistik diyarlar ve tesisler virane olacak, harap olacak.
Oralar iyice mahvolmadan ve iyice değer kaybetmeden elinizden çıkartın.
Şu andan itibaren, dünyanın bütün ülkelerindeki bütün şirketlere ait olan bütün tatil/cruise gemilerini aşırı yoğun sinyale almaya başladık.
Bizler caniler değiliz. Zaruret olmadıkça masum ve sivil insanların ölmelerine sebep olmayacağız. Lakin buradan dünyaya açıkça ilan ediyor ve rest de çekiyorum ki bu gemilerin tamamını işleyemez, çalışamaz hale getireceğiz. Bazılarını yakıp tamir bile edilemez hale getireceğiz.
Rest mi, işte reste rest….
Benim ülkemde benim dediklerim olur. “Olamaz, olmayacak” diye çırpınan ve ülkemdeki hainleri ve ayrıca sözde sığınmacıları, kripto kimlikli pislikleri arkalayan ülkelerde bile sonunda benim dediklerim olur. Çökerler, inim inim inlerler. İzleyin…
Şu gibi tatil gemilerinin durakladığı, yanaştığı bütün limanları ve tesisleri de aşırı yoğun sinyale alacağız. Onlar da yanacaklar, çökecekler, akıl almaz hallere girecekler. Maddi zararları uçuk seviyede olacak.
Aklı başında olanlar, şu gibi tatil gemilerini limanlarına, şehirlerine, tesislerine, otellerine asla yaklaştırmasınlar.
Zararlarınızı isterseniz Süfyan’dan talep edin, isterseniz dünya genelinde başka başka kişilerden… İsterseniz TR’deki sözde sığınmacı on milyonla kişiden talep edin. İsterseniz TR’deki NATO ve ABD üslerinden… İsterseniz Boeing ve Airbus şirketlerinden talep edin. Beni ilgilendirmiyor o kısmı…
Benim ülkem rahat etmiyor, sömürülüyor, kaybediyor, sorunlar yaşıyorsa, bütün dünyayı yakacağım, yıkacağım. O kadar…
Az daha unutuyordum, karşımda Süfyan’a o son küstahça çıkışları yaptıran ABD’den de talep edebilirsiniz triyonlarca doları bulacak zararların tazmin edilmesini…
TR’de haince, alçakça, damara basar tarzda internet kesildiği veya yavaşlatıldığı veya sınırlandırıldığı için…
Piç kurusu Süfyan’ı ve çetesini, Türk milletine yapılan bu ihanette ve küstahlıkta pek çok ülke açıkça (ve pek çoğu da sinsice) desteklediği için…
Burada yaşanan hürriyet mücadelesine TR ve dünya basın ve medyası kör kaldığı için…
Dünyanın istisnasız bütün ülkelerinde ülkelerinde internet, sunucu ve veri tabanı sistemlerini hedef alan ve tarihe geçen bir metafizik saldırı emrini verdim.
Alabilecek olan ülkeler, derhal metafizik tedbirler alsınlar. Çünkü en önde gelen ülkelerde bile, ülke genelinde tesirli olan kesintiler, sorunlar, veri kayıpları olacak. Kamu hizmetleri de aksayacak. Zarar, 15 günü bulmadan yüz trilyon doların üzerinde olacaktır.
Dünya genelindeki o alçak kere alçak sözde basın ve medyanın da interneti, elektriği, her şeyi kesilecek.
ABD’yi de “açıkça” çökerteceğim, sözde sığınmacıların hepsini de göndereceğim. Dünyanın herhangi bir yerinde “Mfs bu dediğini yapamaz” diyen birileri varsa, trilyonlarca dolarına iddialara girin, fırsatları kaçırmayın.
Çok büyük kazanmış olacaksınız.
Millet de sürü de ortak bir tavır sergiliyor ve istilacıların tamamen ve derhal def edilmelerini istiyor.
Onlarca milyon kişiyi içine dolduracağınız nezarethaneleriniz ve ceza evleriniz var mı?
Gözaltına alınan binlerce kişinin, gözaltına alınmalarında dahli olan bütün emniyet, istihbarat, adliye çalışanlarının hepsini tek tek tespit ettireceğim ve milletin önüne atacağım.
“Bunlar bu devletin ve milletin memuru, polisi, savcısı, hakimi, değillerdi. Alın, öfkenizde haklıydınız, haklısınız. İstediğinizi yapın, hiçbirini cezalandırılmayacaksınız” diyeceğim. Yanlarına sözde basın/medya mensuplarını da atacağım.
Zaten basın/medya mensuplarının yayınları, yazıları, yorumları kayıt altında… Devletin memuru olduğu zan edilenlerin ise neredeyse hepsinin resmi evrakların bir yerlerinde isimleri geçti, geçiyor.
Beni bilenler biliyor. Laf olsun diye yazmıyorum. O gün çok çok yakın ve bu dediklerimi yapacağım.
Hiç kimsenin mazereti yok. Alenen vatana, millete ihanet ediliyor ve vatanımız “sığınmacı” kılıfıyla, on milyonlarca yabancı kişiye teslim ediliyor. Buna karşı ayağa kalkan millete de kendi devletinin kurumlarıyla mani olunuyor. Hangi polis, savcı, hakim, askeri, gazeteci bunun farkında olmadığını iddia edebilecek.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..