Süfyaann! Ecelin gibi peşindeyim.

Süfyaann! Ecelin gibi peşindeyim. Seni elimden hiçbir başkent ve hiçbir milletler arası teşkilat kesinlikle alamaz. Seni ve seni oraya getirip orada tutanları devirmek için, dünyanın altını üstüne getirmem gerekti, birkaç yılımı aldı ama yaptım.

Şimdi sen ve ben… Karşı karşıyayız. Emin ol hiçbiri yardımına gelemeyecek.

Afrin ve çevresinde bayrağımızın indirilmesi beni rahatsız etmiyor. Şu anda bayrağımız orada milletimiz ve devletimiz adına değil, Londra merkezli küresel hırsızlık, yağma, kara paracılık çetesi adına dalgalandırılıyor.

An itibariyle Türkiye bir hukuk devleti değildir. Başka ülkeler adına idaremizi ele geçirmiş olan bir avuç hain Çingene, “hukuk devletine” ölene kadar yıllardır tecavüz etmiştir.

Milletçe sergilediğimiz şu gayretimiz, şu mücadelemiz ırkçılık değildir, hukuksuzluk değildir.

Hukuk devletini hayata döndürmek, ihanete son vermek, gerçek hürriyetimize kavuşmaktır. Can, mal, ırz emniyetimizi artık bir kuvayı milliye hareketiyle sağlamaktır. Devletimizi hainlerinden, kara paracıların, teröristlerin ellerinden almaktır.

Gözaltıların devam etmesi, asla tahammül edeceğimiz şey değildir.

Devlet kurumlarımıza ve adalet sistemimize sızmış bir avuç mason, satanist, kripto kimlikli hain, devlet sistemimizi milletimizin aleyhine çeviremez.

Bu, karşılığı cehennem kadar yakıcı ve yıkıcı olacak bir küstahlıktır.

Palavrada son perde…

Sahneler yıkılıyor, iğrenç oyun her yönüyle ifşa olup bozuluyor.

Katar!

Şu saatten sonra karşımda seni arkalayan taraflar, anca dünyayı birbirine katar.

Sonuç da yine değişmez. O toprakları TR’ye dahil edeceğim ve buradan size peşkeş çekildiğini zan ettiğiniz her şey, ayrıca bu vesileyle de kamulaştırılıp bize geri geçmiş olacak.

Sizde oyun çoksa, bizde oyunun sınırı yok…

Sizde siyasi maşa ve terör örgütü çoksa, bizde de kafası atınca kurşuna kafa atan çok.

Haydi, haydi… Çağırın birilerini yardımınıza… Oradaki TSK unsurları ile bile sizi harcamamız mümkün.

Kuzey Suriye’de ölecek askerleri, memurları, sağlık çalışanlarını, mülki amirleri ve benzerlerini umursamıyorum.

Ölmeyi bin kere hak ediyorlar.

Onlar sayesinde Ankara çetesi ve onu oynatan ülkeler orada sömürme işleri, terör işleri, kara para işleri yapıyorlar.

Şimdiden sonra bari kafayı çalıştırsınlar, bir dakika bile geçmeden istifa ederek, görevi bırakarak evlerine dönsünler.

Biz idareyi resmen de aldığımızdan sonra bunları zaten asacağız. Hiç abartmıyorum, asacağız. Orada, devletimizin kurumları da alet edilerek akıl almaz vahşetler, hukuksuzluklar sergilendi. Bunlar da bütün suçlara bile isteye ortak oldular.

Ezaz, Cerablus, Bab, Efrin ve İdlib’te ayaklananları destekliyorum.

TSK’nin şu anda orada işi yok ve derhal çıkacak.

TR’deki bütün sözde sığınmacıların (Suriyeli, Afgan, Pakistanlı, Afrikalı, Ukraynalı, hepsinin) bütün arabaları, cihazları, dükkanları, tesisleri yakılacak. TR’nin her yerinde yakılacak. Herkes yanıcı, yakıcı her şeyi temin etsin. Çok büyük operasyon olacak.

Bunlara mülklerini kiraya verenler de bu ateşi ve kayıpları hak ettiler.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Exit mobile version