Buna şaşıran oldu mu?

Buna şaşıran oldu mu?

Çok güzel yanıyor…
Haram mal/araç yanarmış gibi yanıyor.
Acaba organ kaçırarak mı, insan kaçırarak mı, uyuşturucu satarak mı, çok sayıda ülkenin hazinesinden, vergilerinden, elektrik ve su gibi faturalarından kaçırdıkları ile mi o uçağı ve aracı temin ettiler.

Belki de tek bir uçağın ödemesini yaptıkları pis paralara, bu suçların hepsi birden hatta daha fazlası karışıyordur.

Olabilir, çünkü suç ve şeytanlık yoğunluğu çok yüksek.

Neyse ne…

Yakmaya devam.

Yalan söylüyor…

Yalan söylediğini kendisi de biliyor, dünyadaki bütün taraflar da biliyor.

Ben TR’yi NATO’dan çıkarttım bile… Bu işin sadece bürokratik ve diplomatik teferruatı kaldı.

İstanbul hükumeti:

İlgili tarafları açıkça tehdit ediyoruz…

Türkiye’nin NATO kapsamında yurt dışındaki bütün personelleri, araçları, mühimmatı ve teçhizatı derhal Türkiye’ye geri getirilecek. Bir daha da NATO kapsamında hiçbir şeyimiz sınırlarımız dışına çıkartılmayacak.

Aksi halde NATO üyesi olan bütün ülkeler ve bunların NATO ülkesi olmayan müttefikleri kıyametleri yaşayacaklar.

En öncelikle de o lanet olasıca Polonya’yı tehdit ediyoruz. TR ile Polonya arasında NATO kapsamındaki trafik iyice can sıktı.

İstanbul hükumeti:

Var olmayan 3. dünya savaşı riskini ciddiye almıyoruz.

Bu konudaki bütün danışıklı dövüşleri bozmaya ve ilgili tarafları mahvetmeye devam edeceğiz.

İstanbul hükumeti:

Avrupa’daki “aşırı sağ” denilen partileri tehdit olarak görmüyoruz.

Dibe vurmuş ve çok yakında birbirini yiyecek olan Avrupa’nın hiçbir şeyini aslında tehdit olarak görmüyoruz.

Gurbetçi de denilen vatandaşlarımızı Avrupa’nın hiçbir yerinde bırakmayı düşünmüyoruz ve hepsinin Türkiye’ye en kısa zamanda kesin/temelli geri dönüşlerini sağlayacağız.

Rezil haldeki, kendi kendini imha edecek olan Avrupa’nın iç pislikleriyle uğraşacak vaktimiz yok.

İstanbul hükumeti:

Suriye’ye askeri müdahale yaparak kara para kaynaklarını yeniden canlandırmak, İsrail, İngiltere, Rusya ve Çin dahil onlarca ülkenin imdadına koşmak isteyen Ankara çetesinin bu duruşu da milli ve gerekli bir duruş değildir.

Türkiye’nin içinin, her yerinin, en başta da külliye ve meclis dedikleri yerlerin terörist, hain, kara paracı dolu olduğu şu günlerde, Suriye’ye terör karşıtı askeri operasyon yapılacağına ahmaklar bile inanmaz, inanamaz.

Türk milletinin açlıktan, yokluktan, hukuksuzluktan, aşırı vergilerden, hayat şartlarının zorluğundan isyana kalkışmak üzere olduğu şu günlerde, yana döne kara para arayanların heveseleri kursaklarında kalacaktır.

Bütün bu sinsilikler de malum sömürmeci, Türk ve İslam hatta insanlık düşmanı devletlerin, bunların içindeki mason, satanist, ayinci, büyücü, sadist, kara paracı pisliklerin yönlendirmeleri çerçevesinde yapılmak istenmektedir.

Türkiye’nin, kendi içindeki terörü, ihaneti, bölücü faaliyetleri, mafyaları, çeteleri, ona buna çalışan hain kripto tipleri temizlemeden Suriye’ye askeri müdahale yapmaya kalkması da varlığını ve bütünlüğünü tehdit edecek sonuçlar doğurma riskine sahiptir.

Onun bunun piyonu Ankara çetesinin ne yapmak istediğini herkes biliyor ama İstanbul hükumeti bu ihanetlere, vahşiliklere, adiliklere, kandırmalara da asla meydan bırakmayacaktır.

Yine satanistlerin, masonların saçma sapan yorumlarıyla aldanmayın diye manasını izah ediyorum.

Rüyada ya da durugörüde “cep telefonu dükkanı” görmek, çok yüksek sayıda tarafla irtibat ve denge içinde olan bir kurum ve kuruluş demek.

Bu, daha çok hükumete karşılık gelir. Daha çok dış siyasete dair meselelere karşılık gelir.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Exit mobile version