İstanbul Hükumeti: Türkiye’nin dış politika ve güvenlik konularındaki duruşu

Türkiye ile Arnavutluk denilen kara para devletçiği arasında herhangi bir dostluk ilişkisi ve yakınlaşma süreci bulunmuyor. Aksi yöndeki propagandalara ve kameralara görüntü verilen sahnelere dünyadaki tarafların hiçbirinin itibar etmemesi gerekiyor.

Kara paracı, sömürmeci ve Londra piyonu olan Rusya’nın, TR’yi de dahil etmek istediği enerji projelerinde herhangi bir gerçek ilerleme yaşanmadı ve yaşanmasına asla izin verilmeyecek. İstanbul merkezli TR’nin uzun süredir devam eden duruşunda hiçbir değişiklik olmayacak.

TR’deki bütün Rus unsurlarının kökleri kesinlikle kazınacak. Başta da mafyalarının, çetelerinin, suç örgütlerinin kazınacak. Rus kökenli olmasa da Ruslar tarafından desteklenen TR içi diğer suç örgütlerinin ve terör örgütlerinin de kökleri kazınacak. Bunlar arasında Adnan Oktar suç, terör ve ihanet örgütü de bulunuyor.

İstanbul boğazı da dahil olmak üzere, TR’nin kontrolü gerçekte Ankara çetesinde değil, İstanbul hükumetinde bulunuyor. Boğazlar, kara para gemilerine açılmadı, açılmayacak.

Dünyadaki bütün düşman unsurlar ittifak etseler bile İstanbul boğazını yasaklanan o gemilere asla açamazlar. Süveyş kanalını da açamazlar.

Dünyadaki bütün taraflar bilmeliler ki “Tahıl koridoru” denilen kara para koridoru asla açılmayacak.

Onlarca devlet, son haftalarda yaşadıkları vahim kayıpları, zararları, sarsıcı hadiseleri büyük oranda gizlediler, gizliyorlar. Dünya genelinde, bilimsel açıklaması yapılamayan yüzlerce sarsıcı hadise yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor, edecek.

Mersin Akkuyu sözde nükleer santralinin arka planında Rusya’nın yapmak istedikleri, TR ile Rusya arasında bir savaşın yaşanmasını zorunlu kılıyor. Rusya’nın bu tavırları devam ederse, kesinlikle çok çok yakın gelecekte bir Türkiye-Rusya harbi yaşanacak.

Bu, Rusya-Ukrayna harbi gibi danışıklı ve onlarca tarafın sorunsuzca izlediği bir savaş olmayacak.

Akkuyu’da bütün faaliyet derhal durdurulacak. Bu defa da bu meselede sürtüşmeler, oyalamalar devam ederse… TR’deki gayr-i meşru devlet yetkililerine rüşvetler verilmesi, onların tehdit edilmesi, onlara şantaj yapılması, onlarla arka plandan gayr-i resmi anlaşmalar yapılması devam ederse… TR ve Rusya içinde çok kan akacak ve devamında harp kaçınılmaz olacak.

En başta da TR ve Rusya içinde çok yüksek sayıda mason ve satanist etkili/yetkili kişi ölecek.

Akkuyu TR için bir onur ve milli güvenlik meselesidir ve on milyonlarca kişinin ölümüyle sonuçlanacak savaşlara sebep olacaksa bile Akkuyu ihanetine meydan bırakılmayacak. TR’nin hür bir devlet olduğunu hiçe sayarcasına yapılan bütün muameleler ve müdahaleler gereğince fiziki şiddetle ve acımasız şekilde karşılık bulacak.

Bu gibi hususlardaki düşmanlığında, sömürmeci tavırlarında, hukuksuz müdahalelerinde ısrarcı olması Rusya denilen çürümüş federasyonun sadece birkaç ay içinde tamamen dağılmasına da sebep olacak.

TR gerçek bir seçim süreci içinde değil. Yine mason biraderlerin, satanist pisliklerin, Vatikan’dan tahrikli misyoner tarikatlarının, kara paracı çetelerin, kripto kimlikli ve omurgasız hainlerin hatta Adnan Oktarcılar gibi insanlıktan çok çok uzak tiplerin sahadaki çabalamalarını görüyoruz.

TR, gerçek, meşru, hilesiz seçimler yapılabilecek şartlar içinde değil. Seçimlerin güvenliği kesinlikle sağlanamaz, sağlanamıyor.

Basında, medyada ve sosyal medyada da binlerce çete üyesi, mason, satanist hain kişi, bu sözde seçim sürecini ayakta tutmak için, aldıkları talimatlar gereği faaliyetler yürütüyorlar.

Vatandaşların adil yargılanma, can ve mal emniyetinin bile kalmadığı, her türlü kara para işlerinin her türlü devlet kurumları ve imkanları dahil edilerek yapıldığı, devlet denilen mekanizmanın terör ve suç örgütü sistemine dönüştürüldüğü, üst yargı kurumlarının birbirleriyle çatışığı, YSK üyelerinin mason localarından talimatlar aldığı, HSK üyelerinin ayrıca Kandil’den talimatlar aldığı TR’de, hiç kimse gerçek bir seçim yapılabileceğini iddia dahi edemez.

Bu tiyatroya daha fazla meydan bırakmayacağız. Bütün TR değil, bütün dünya karışacak olsa bile bu sahtekarlıklara ve bu vahim milli güvenlik sorununa gerekli karşılıkları vereceğiz.

Yine NATO’nun, şunun bunun gölgesinde güya seçim yapmış gibi roller kesmeyi planlayanların heveslerini kursaklarında bırakacağız.

TR’de yeniden bir seçim tiyatrosu sergilenmesi yönünde irade kullanacak olan taraflar iyice bilmeliler ki TR’deki en küçük ateş bile TR’den önce onların ülkelerini yakacak, kül edecek.

Masonların, satanistlerin, misyonerlerin, suç örgütlerinin TR’de sözde bir seçim süreci yaşatmaya çalışmalarını pek dikkate bile almıyoruz. Onların TR içinde hareket sahaları bile yok, inatlaşmaları ve bir seçim yapılabilmiş görüntüsü vermeleri (ki bu kısmını da yapmaları çok zor) hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Sözde seçilen belediye başkanlarının hiçbirini, hiçbir irade görevde tutamayacak. TR’de belediyecilik sistemi tamamen ve kökten ve ani bir müdahale ile kaldırılacak. Belediyeler üzerinden TR içi ve dışı hain, kara paracı, terörist, insanlık düşmanı gruplara paralar akmayacak.

Önceliğimiz, Amerika Birleşik Devletçiklerinde masonların, satanistlerin, misyonerlerin, kara paracı çetelerin bir seçim süreci tiyatrosu oynamalarına mani olmak.

Kararlıyız, kimsenin öfkesini de kayıplarını da umursamıyoruz. Bu adice demokrasi tuzaklarını artık ABD de bile bozacağız. TR’nin iç işlerine, rejim/sistem tercihlerine, hukuki sistem tercihlerine, eğitme ve öğretme sistemi tercihlerine, halkın türlü türlü tercihlerine karışan bütün ülkeleri, bunu yaptıklarına pişman hallere getireceğiz.

Galata bankerleri bir kez daha yenildi. Kuvvetle muhtemel ki bu, son yenilişleri idi.

TR ile Azerbaycan denilen suni, peyk devletçik arasında herhangi bir iyi niyet, dostluk, askeri ve mali/ticari müttefiklik ilişkisi bulunmuyor.

Son haftalarda kameralara rol oynayanların, dünyadaki ilgili taraflarca dikkate bile alınmaması gerekiyor. Aksine davrananlar, sonu kendileri için hüsran olan vahim bir aldanış yaşamış olacaklar.

TR, Azerbaycan denilen kara para cehennemini çok çok yakın gelecekte orduları, silah gücü ile temizleyip paklayacak. Tıpkı Kıbrıs adasının tamamı gibi…

Türkiye devleti, ‘Türk Devletleri Teşkilatı’ denilen kara paracılık, ihanet, zulüm, Çingenelik, misyonerlik, kötülük ittifakını tanımıyor ve mensubu da değil.

Cübbeli Ahmet, Nurettin Yıldız ve benzeri onlarcasını sahada tutarak gerçek müslüman Türklere tuzaklar kurmaya, oyunlar oynamaya ve onların dini duygularını istismar ederek onları maddeten sömürmeye devam edebileceğini değerlendiren dünya genelindeki bütün taraflar, kendi ülkelerindeki ordularını bile kaybetmeye hazır olmalılar.

Zira İstanbul merkezli TR, bu gibi hain ve münafık fitnecileri, düşman ordularından bile daha zararlı ve düşman ordularından bile daha öncelikli olarak yok edilmesi gereken milli güvenlik tehditleri olarak görüyor, değerlendiriyor. İstanbul merkezli TR, bunların oyundan düşürülmesi için, bunları arkalayan devletlerin ordularını yok etmekten bile çekinmeyecek.

Mısır’ın darbeci, kara paracı, cani, insanlık düşmanı, gayr-i meşru devlet başkanı Abdulfettah es-Sisi ile resmi ilişkiler kuran bütün hükumetlerin mensuplarının milletler arası mahkemelerde yargılanmaları gerekiyor.

TR ile Mısır denilen peyk, suni ve Londra türetmesi devletçik arasındaki ilişkilerde herhangi bir gerçek değişme, dönüşme yaşanmadı, yaşanmıyor ve yaşanmayacak.

Açıkça Türk, İslam hatta insanlık düşmanı tercihleri, kararları, tavırları, ittifakları bulunan Mısır’ın yok edilmesi, TR için “insanlığa ve adalete hizmet”ten başka bir şey değil. Çok çok yakın geleceğin siyasi haritalarında “Mısır” denilmekte olan o peyk ve türetme devletçik de bulunmayacak.

An itibariyle TR ile Mısır yakın değil, dost değil ve asla olmayacak. Karşılıklı anlaşmalarla gaz, petrol ve muhtelif enerji projeleri de yapmayacak. Bu konularda kameralara oynanırken de boşuna zaman, emek ve para zayi edenler, kendi tercihlerinin sonunu birkaç gün içinde bile yaşayarak görecekler.

Adnan Oktar organize suç, terör ve ihanet örgütü ile iş tutmaya devam eden Ermenistan ‘hayati/ölümcül bir hata’ yapıyor.

Rusya’nın iç dinamiklerine dair artık hiçbir beklentimiz ve ümidimiz yok. Rusya’da iç unsurların, başlarındaki Londra piyonlarından, kara paracılardan, katillerden, katliamcı ve sömürmeci canilerden aslında rahatsızlıkları da yok. Dünyadaki bütün taraflar Rusya federasyonunun iç değil, dış müdahaleler ile ve aşırı hızlı şekilde parçalanmasına hazır olmalılar.

Muğla adliyeleri de Adnan Oktar suç, terör ve ihanet örgütü mensuplarının nüfuzu hatta kontrolü altında. TR’de Ankara merkezli bir meşru devlet sistemi/otoritesi kalmadı. Ankara merkezli şey tamamen çeteye, suç örgütüne dönüştü ve devletimizin kurumları da bunların kontrolüne girdi.

Ankara merkezli organize suç, ihanet ve terör otoritesine “devlet” demek, devlete ihanet suçu işlemektir.

Hükumet denilen o Ankara merkezli organize suç, ihanet ve terör otoritesinin başı kim, kıçı kim, kolları kim, ayakları kim, o bile hala net/kesin değil.

Esen her rüzgarla savrulan, sık sık rüşvetle şekil/duruş değiştiren, şantajlarla da şekle sokulan, milletler arası kara paracılık örgütlerinin hepsiyle kaynaşma çabası içinde olan Ankara çetesi, TR için en büyük milli güvenlik tehlikesi…

NATO denilmekte olan milletler arası cinayet, katliam, sömürme, satanistlik, kötülük, hırsızlık, kara paracılık, terör, darbecilik teşkilatının, TR içindeki vatanseverlerin hukuk davalarına da müdahil olması, TR’nin adalet sistemine de elini uzatması, dünyadaki hiçbir unsuru şaşırtmamalı.

NATO, bundan başka bir şey değil…
NATO bütün dünya insanlığının başının belası ve derhal yok edilmeli. Stoltenberg, şu anda dünyanın en önde gelen terör liderlerinden biri.

Abdullah Gül çetesi ile Doğu Perinçek çetesi arasındaki gayr-i meşru ve suç kapsamındaki yakınlaşmalar, paslaşmalar, sadece TR’yi ve Türk milletini değil, onlarca devleti ve milleti de eş zamanlı olarak tehdit ediyor.

TR içindeki resmi yetkili kişilere rüşvetler dağıtmaktan çekinmeyen Stoltenberg’ün, NATO’nun genel sekreteri makamında bulunuyor olması da dünyadaki hiçbir tarafı şaşırtmamalı. Böyle bir teşkilata da böyle bir genel sekreter getirilirdi. Bunda bir tuhaflık yok.

ABD başkanı boş Bidon’un, Rusya başkanı Putin’e küfür etmesi, iki sömürmeci, hırsız ve cani devlet arasındaki meseledir, kısmi bir çatışmadır ve TR bununla ilgilenmiyor.

Ayrıca bilinmelidir ki orospu çocuklarına orospu çocuğu denilmesi, yanlış ve haksız bir davranış değildir. Devletlerin başına orospu çocuklarının bile geçmesine imkan sağlayan her türlü rejimler/sistemler kesinlikle dünya genelinde yok edilmelidir.

Özgür Özel FETÖ’cü, terörist, bölücü, hain, kara paracı, yalancı, şunun bunun ortak piyonu bir suçludan başka bir şey değildir. Hala vazifelerini yapmayan ve Özgür Özel’in vahim suçlar işlemesine meydan bırakan adli yetkililer de vahim suçlar işlemektedir.

FETÖ, Abdullah Gül çetesi ve PKK’nin iç içe ilişkileri halen devam ediyor ve Özgür Özel bu ilişkiler çerçevesinde siyasi sahada faaliyet yürütüyor.

Özgür Özel eş zamanlı olarak hem FETÖ’nün hem de PKK’nin siyasi sözcülüğünü yapıyor.

TR’nin iç işlerine karışmaya devam eden Suudi Arabistan da ‘ölümcül hata’ yapıyor.

Rusya Federasyonu, diğer onlarcası gibi Adnan Oktar organize suç, terör ve ihanet örgütünü de fonluyor. O örgüt ile de hukuk dışı işler yapıyor.

Rusya Federasyonunun terörist faaliyetleri bütün dünyanın huzur ve emniyetini tehdit ediyor.

Adnan Oktar organize suç, terör ve ihanet çetesinin Arnavutluk’taki yoğun ve yasa dışı faaliyetleri sadece Avrupa ülkelerini değil, bütün dünya insanlığının can, mal, ırz emniyetini tehdit ediyor.

Arnavutluk hükumeti, söz konusu örgütle çalışarak “insanlığa karşı suçlar” işliyor ve aslında hükumet denemeyecek olan bu çetenin üyelerinin de milletler arası mahkemelerde yargılanmaları gerekiyor.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Exit mobile version