Güya 100. yılı kutlamışlar. Hallerine bir bakın…


Londra’dan talimatla ve zorlama ile yapılan kutlama bu kadar olur.
Tayyip’in Adıtürk karşıtlığı samimi bir karşıtlık. Çok uzun zamandır kendisini Adıtürk yapmak istiyor ve Adıtürk’ten nefret ediyor.

TR’deki gizli Ermeniler de Yahudiler de paramparça haldeler. Bu millet yıkmak istesin, şunları bir günde bile yıkar, ezer, yok eder.


Ahmet Hakan da saat gibi. Günde bir iki tane de olsa, bazen ayda bir iki tane de olsa doğruları yazıyor.

Ahmet Hakan:

Celal Şengör, bir etkinlikte konuşma yapmak için İzmir’e gitti.

Ancak konuşma yapacağı salonun önünde toplanan kadınlar, Şengör’ün “tacizci” olduğunu söyleyerek protesto ettiler.

Nedir bu taciz olayı? Hatırlayalım:

Celal Şengör, bir kız öğrencisiyle ilgili anısını anlatırken, “Eteğini kaldırıp k…..a bir tokat attım” demişti.

İzmir’de kadınların protestosuyla karşılaşan Celal Şengör, ertesi gün Zübeyde Hanım’ın İzmir Karşıyaka’daki anıt mezarına koştu.

Anıt mezarda diz çöküp şöyle dedi: “Kıymetli oğlunun bir askeri olarak karşındayım. Sana milletçe şükran borçluyuz. Türkiye Cumhuriyeti oğlunun dediği gibi ilelebet payidar kalacaktır.”

Celal Şengör, bu şekilde taciz protestosunun etkisini kırabileceğini düşündü sanırım. Etkiyi kırmış mıdır. Belki. Biraz. Azıcık.

Oysa etkiyi tamamen ortadan kaldırabilecek bir şey yapabilirdi. Mesela şöyle bir şey:

Zübeyde Hanım’ın anıt mezarının önünde diz çökecekti. Ve şunları diyecekti:

“Ülkemde modern eğitimin ışığını yakan büyük adamın annesi. Milletin bana okut diye emanet ettiği bir kız öğrencimi taciz ettim. Çok ayıp ettim. Senin şahsında bütün analardan af diliyorum.”

Lakin, doğru sözün devamını getirmemiş.

Gizli Ermeni, mason, satanist, vatan haini, tacizci Celal Şengör, hangi bir suçu için af dilesin? Herif suç makinesi, aldığı nefes bile zarar…

Çoktan “Güneşi bir daha hiç göremeyeceği yere” devlet eliyle konulmalıydı ama devletin her yerine de virüs misali masonlar ve satanistler bulaşmış. Devlet işlemiyor…

Söz konusu mason ve satanist pislikler olunca, devlet kilitleniyor. Mason ve satanist iç çatışması olunca biraz hareket ediyor, dokunuyor birilerine ama o da sınırlı kalıyor. Misal, Adnan Oktar operasyonları ve davaları…

“Taliban teröristlerini resmen muhatap alan da teröristtir. Suç ortağıdır, İşbirlikçidir.” diyeceğim ama yemin bile edebilirim ki Çingene Hakan Fidan, Taliban teröristlerinden bile daha azılı bir terörist…

Hakan Fidan gibi geçmişi ihanet, terör, kara paracılık, cinayet, katliam, yalan, fitne ve fesat, evrakta sahtecilik, mahkemeleri yanıtlma, kumpsa, itibar su-i kastı, mala ve mülke çökme dolu birini güya Dış işleri bakanı yaparlarsa… Tutup da memlekete ve millete faydalı olacak ve üstün ahlaklı, üstün nitelikli kişileri muhatap alacak değil ya… Elbette kendisi gibi teröristleri, katiller, canileri, katliamcıları, müslüman rolü oynayanları, kara paracıları, insan ve organ kaçakçılarını, Londra piyonlarını muhatap alacak…

Şaşırtıcı olan bir şey yok. Şaşırtıcı olan şu ki adalet sistemi nerede, basın ve medya nerede, kanaat önderleri nerede, muhalif siyasi parti ve lider denilenler nerede… Hepsi mi işçbirlikçi?

Ayrıca başka ülkelerin basın ve medya kuruluşları ile kanaat önderleri nerede? Onlar da mı işbirlikçi?

Yakındır, işine gelince büyük gürültü çıkartan, işine gelince ise o kadar nutuk attığını umursamadan sessiz kalanların hepsine, o sözde siyasetçilere, kanaat önderlerine, basın ve medya mensuplarına bütün insanlık soracak “Siz kimsiniz? Necisiniz, nasıl bir sistemsiniz? Siz insan mısınız, başka bir cins misiniz?” diyecek.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Exit mobile version