Onlar, atom teknolojisi kullanılan bombalarla mı yok edildiler?
Aklımın yeni yeni başıma geldiği, yeni yeni akil/ergen olduğum zamandı. Sözde İslami radyolar anca açılabiliyor ve yayın yapabiliyorlardı. Etrafımda olan kişilerden sürekli o radyoları açanlar oluyordu. Radyo yayınında çok sık olarak “Filistin, Filistin, sabır et, az kaldı” denilen parçayı çalıyorlardı.
Etrafımda bir şey bilen, bir şey anlatan hiçbir yetişkin kişi de yoktu ama kendi kendime muhakeme ederek, bir yerlerde ciddi sorunlar, yanlışlar olduğunu o yaşımda ve o halimde bile anlamıştım.
Şimdi üzerine kaç sene geçti, arada neler neler gördüm, yaşadım, öğrendim, tecrübe ettim. Kaç yayınımda da anlattım ve anlatmaya devam edeceğim ki Filistin’in İslam’la değil insanlıkla bile bağı çok sınırlı.
Belki de Ad kavmi gibi bir sonları olur. Zaten Filistin’in nüfusunun çoğu da Çingene…
Ayrıca TR’de Filistin gürültüsü yapanların büyük çoğunluğu da Çingene… Çok yüksek sayıda gördüm, tanıdım onlardan ve birinin bile itikadının düzgün olduğunu, davranışlarının normal olduğunu görmedim. Hep samimiyetsizlilk, kabalık, idrak sorunları, cahillik, nezaketsizlik, nefsani tavırlar gördüm. İslami terör denilen şeyi lanetleyenini ve “İslam’ın emir ve yasakları çok açık, anlaşılır. İslam dinine göre masumlara, sivillere, kadınlara, çocuklara, bebeklere, ihtiyarlara, din adamlarına hatta hayvanlarla bitkilere bile zarar verilmez” diyenini hiç görmedim. Hep Filistin’deki sözde İslami örgütleri, vahşet sergileyen o canileri tamamen tasvip eden tavırlarını gördüm.
İHH’nin başındaki dolandırıcı pislik herif de Çingene, aynı bu kafada ve itikatta ve İHH de Hamas gibi, Hizbullah gibi ve benzerleri gibi, İsrail tarafından yönetiliyor. Suriye’deki sözde cihatçılar da hep İsrail’in, İngiltere’nin, ABD’nin ve o bilinen diğer ülkelerin piyonları…
O radyoların ta o vakitte Filistin marşlarını yayınladığı o sözde sanatçılar da hep Çingeneler… Çoğu kendilerini Çingene değil, gizli Ermeni olarak biliyorlar. Lakin Çingeneler… Ermeni diye bir ırk yok.
Şu Filistin de İsrail de yetti artık. 40 sene ya da 70 sene daha bu gürültülerle kafamız şişmek zorunda değil. Bu görüntülerle içimiz cızlamak zorunda da değil. Bu krizlerle dünya siyaseti yön bulmak zorunda değil.
Artık ya İsrail kazansın ya da Filistin kazansın ya da ikisi birden yok olsun ama bir şekilde şu rezillik son bulsun.
“İki devletli çözüm” diyerek de “ateşkes” diyerek de kimse hala insanlığı oyalamayacak. Sadece bu ikisi mi savaşıyor, bunlar sebebiyle bütün orta doğu savaş alanı mı oluyor hatta 3. dünya savaşına mı dönüşüyor, ne olacaksa olacak, bu mesele artık kapanacak.
Ve tekrar ediyorum, Türkiye sadece kendini savunmak için kuvvet kullanacak, çatışacak, savaşacak. Hiçbir yere hiçbir sebeple ordusunu göndermeyecek. TR, kendisini sahaya çekmek isteyenlerin tahriklerine de siyasi manevralarına da meydan bırakmayacak.
TR’yi hala bu adice sahaya çekmek isteyenlere İstanbul, dünyanın hiçbir yerinde hayat hakkı vermeyecek.
Dün, 28 Ekim günü, çok sayıda ülke battı, tamamen çöktü. Ümitleri bile bitti. Önümüzdeki günlerde açıkça savrulacaklar, haber konusu olmalarını da engelleyemeyecekler.
Haberler üst üste geldikçe, TR’ye örnek gösterilen o ülkelerin çok şişirilmiş balonlar oldukları ve İstanbul tarafından patlatılmış balonlar oldukları herkes tarafından açıkça görülecek.
İstanbul, Ankara çetesini arkalayan, destekleyen her devleti, hükumeti, iş grubunu, şirketi, gizli servisi, mafyayı, dini grubu patlatmaya, tarumar etmeye, çökertmeye, yok etmeye devam edecek.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya