Hazır ev projesi


Su üstünde duran, temeli olmayan, asla batmayan

Depremde hiçbir şey olmayan, sel baskınında ve tsunamide zarar görmeyen

Gerektiğinde açık denizlere kolayca götürülerek tatil yapılabilen,

Hayatı çok ama çok kolaylaştıran

Konforu çok artıran

Masrafları çok düşüren

Sonra tekrar denizden eski bulunduğu yerine geri gelebilen

Deniz suyundan ve bahçedeki deniz suyundan kendi içilebilir suyunu üreten,

Bu sırada kendi elektriğini de üreten,

İstenirse havadaki gazları ayırarak kendine yakıt üreten

Kanalizasyon şebekesine ihtiyaç duymayan,

Kışın soğuk ve yazın sıcak geçirmeyen,

Yanmayan

Çok sağlam, yüzlerce sene eskimeyen, sık sık bakım ve tamirat gerektirmeyen

Buna rağmen nispeten çok hafif, beton kullanılmayan,

Sınırsız renk, desen, doku, kabartma seçenekleriyle fabrikasyon tarzda üretilen

Kısa sürede yerine getirilerek kısa sürede tamamen birleştirilen ama bilinen prefabrik yapılar gibi olmayan, günümüzün lüks villalarından bile çok daha lüks, sağlam olan

Geniş bahçesindeki deniz suyu daima tazelenen,

İstenirse geniş bahçesinde balık yetiştirilen ya da süs balığı yetitirilebilen,

İstenirse bahçesindeki daima serin ve denizlerden bile çok çok temiz suda yüzülebilen,

Bahçeki deniz suyu dolu havuzun etrafındaki toprak alanda çok güzel bitkiler, yeşillik bulunan

Dört yanında bahçedeki suya bakarak oturulan sahanlık bulunan,

İç mekan genişliği en az 100 metrekare olan

Yan yatmayan, denizlerde de sorun yaşamayan, suda süratli yol alabilen

Yapay zeka teknolojili, kaptanlık bilgisi gerektirmeyen, otonom özellikli, yine de gerekirse uzaktan bir kaptanın sorunsuz şekilde yönetebileceği/sürebileceği

Bu kadar gelişmiş özelliklerine rağmen zan edilenden çok daha ucuza satılacak olup bütün dünyada yüzlerce milyon adet satılacak/kullanılacak hazır ev projesi anlatılacak.

Şu temsili resimden istifade edilecek.

Projenin, maden ve kanal çalışmaları sonrası tesviye edilen ve deniz seviyesine getirilen çok çok büyük ve düzlük alanlarda uygulanabileceği… Suriye, Irak ve İran’da da yaygınlaştırılacağı anlatılacak.

İnsanların su bisikletleriyle, sessiz jetskilerle alış-verişe, hastahaneye, okula, arkadaş ve akraba ziyaretlerine ve işlerine gidebileceği semtler hatta şehirler anlatılacak.

Su üstünde durması için üretilen bu evler, susuz zeminlerde de sorunsuz şekilde kullanılabilir olacaklar. Hiç su bulunmayan diyarlara da parçalar halinde götürülerek kısa sürede (en fazla üç beş günde) montajlanacaklar.

Eğimli arazilerde hatta dağ tepe yerlerde de kullanılabilir olacaklar

Böyle olunca, bir zaman sonra dünya üzerinde bu evlerden en az bir milyar adet bulunacaktır.

Yakında, yukarıda anlatılan tarzda su/kanal şehirlerinden Mısır’da da çok sayıda tesis edilecek. Yakında Mısır, eskiden olduğu gibi yemyeşil bir diyar olacak. Afrika’nın kurak ya da yarı kurak arazileri de bu şehirlerle, kanallarla, bu evlerle, bolluk ve bereketle dolacak. Yerdelenlerden de çok oracak oralarda….

Biraz daha zaman sonra bu evlerin üst versiyonu, hiç pervaneye ve kanatlara sahip olmadan uçabilir olacak.

Mesela bir aile İstanbul’da ikamet ediyorken, asıl memleketi olan Konya’ya her tatil zamanında eviyle birlikte uçarak gidebilecek. Konyada kendisine ait arazisi olacak ya da arazisini bu tür tatilcilere kiraya veren işletmelerden belli bir süre için arazi kiralayacak yada devlet tarafından belirlenmiş ve izin verilmiş hazine arazilerine geçici olarak konacak.

İstediklerinde bu aile, dağ-tepe bir yere evi ile gidecek ve orada devletin izin verdiği yerlere konarak konaklayacak. Ya da uzaktaki bir şehrin sahiline giderek konacak. Hatta su üstüne ya da karadaki bir noktaya konmaları da şart olmayacak. Yerden bir miktar yüksekte havada sabit durabilecek bu evler.

Ben size demiştim…
Hesapsizca arazilere, gökdelenlere, villalara, fabrikalara, fabrika arazilerine yatırım yapmayın, para gömmeyin.

Zan ettiğiniz gibi değil. Her yer elden geçecek, tesviye edilecek. Mümkün olan her yerden madenler, hazineler, tarihi eserler çıkartılacak. Mümkün olan çok geniş alanlar deniz seviyesine indirilecek. Arazilerin özellikleri değişecek. Çok değişik şeyler olacak, çok değişik…

Boş yere yoruldunuz, mücadele ettiniz, arazi topladınız, bina topladınız. Hepsi boşa…

Bazı dağlar tamamen tıraşlanacak ve yok edilecek. Kalması zaruri olan bazı dağlar tıraşlanmayacak ama onlar da öyle kendi hallerinde bırakılmayacak.


Şu temsili videoya bir bakın ama videodakinden fazlasını görün. Videoda görünenlerle zihninizi sınırlandırmayın.

İki dağ arasında kalan alanlar oyulacak, kocaman göl halinen getirilecek. O sırada da madencilik yapılacak. O sırada da maliyetleri düşüren, süreci kısaltan, çok yüksek kazanç/verim sağlayan madencilik, hafriyat, inşa teknojileri, araçları kullanılacak.

Sonra iki dağın da zirveleri bir miktar tıraşlanacak, zirve noktalar düzleştirilecek.

Bin, iki bin, üç bin metre yükseklikteki dağların zirvelerine, daha önce anlattığım kule tipi rüzgar türbinleri yapılacak.

Hani genişliği yüz metre ya da daha fazla olan, yüksekliği birkaç yüz metre olan, ilk bakışta kocaman bir binaya benzeyen, gövdesinde toplamda onlarca farklı tünel/oyuk bulunan ve oralardan rüzgarın geçtiği…

O tünellerde/oyuklarda yatay/spiral rüzgar türbinlerinin bulunduğu…

Rüzgarı daha verimli şekilde elektrik enerjisine çeviren…

Daha sağlam, uzun ömürlü, verimli, az arıza yapan, kolayca arızası giderilen, az bakım gerektiren, imalat ve uygulama kısmında daha ucuza gelen o kule tipi rüzgar kulelerinden ya da binalarından o dağların zirvesine yüzlerce adet inşa edilecek

O rüzgar türbini için olan binalarda/kulelerde, toplamda en az beş bin, ihtimal ki yirmi bin ya da kırk bin yatay-spiral rüzgar türbini gece gündüz dönecek.

Bol bol elektrik enerjisi üretilecek.

İstenirse o kule tipi binaların içinde yoğuşma odaları yapılacak…

İstenirse o tıraşlanmış zirve noktasında uygun yerlere yoğuşma odaları yapılacak…

Yoğuşma odalarının sayısı da on binlerce adet olacak.

Rüzgar bol, elektrik bol, yoğuşma odaları bol, bir kere baştan masraf edilmiş ve işin çoğu bitmiş…

Bölgede soğuk rüzgarlar mı esiyor, o halde on binlerce odanın içindeki toplamda milyonlarca adet radyatör tarzı dilimi ısıtacağız. Sıcak hava mı esiyor, odaların içindeki milyonlarca adet radyatör tarzı dilimi soğutacağız.

İki türlü de sıcak ile soğuğu birbirine çarpacağız ve yoğuşma yoluyla su elde edeceğiz.

Hesaplamak lazım ama elektrik gücü yine de artacak ve çevreye satılacaktır. Bir yandan da on binlerce odadan aşağı doğru yoğuşmuş su akacak. Havadan elde edilmiş saf su bu…

Temsili videoda görülen su kanalına benzer sistemler yapacağız. Saf su, dağlardan aşağıya, doğrudan akmayacak. Bilerek yolu uzatacağız. Dolaşa dolaşa akacak. Saf suyun aşağı doğru akacağı kanalların dibine uygun taşlardan dökeceğiz. Su, sanki derede akar gibi akacak. Akarken de saf su taşlardan mineralleri alacak ve ideal seviyeye gelecek. Önceden açmış olduğumuz suni göle akacak.

Bitmedi… Çevredeki uygun bir ya da birkaç konumda tesisler kuracağız. Kocaman ve çok sayıda kazanlar olacak. O kazanlara o gölden su sağlanacak.

Güneş ışınlarını çok güçlendirecek çok özel mercekler, gün boyu o kazanları ısıtacak, içlerindeki su kaynayacak, kaynayan su buhar olacak, buhar da türbinleri döndürecek, türbinler de büyük jeneratörleri döndürecek ve çok yüksek güçte elektrik enerjisi üreteceğiz.

Lakin, verimli ve mantıklı olması için, o buharı havaya doğrudan bırakmayarak soğutacağız. Yeniden yoğuşturup suya çevireceğiz ve az kayıp verdikten sonra, çoğu kısmını tekrar göle akıtacağız.

Bu bölgeye de havadaki gazları ayrıştırabilen yeni nesil sistemlerden getireceğiz. Bir yandan da havadan oksjien gazı üreteceğiz. Geceleri güneş yokken kazanları gazla da ısıtacağız.

Zaten kazanları, mükemmel bir ısı yalıtması sağlamak için, çok özel maddelerden yapacağız. Isı yatlıması da yüksek seviyede olsun diye kazanları yerin/toprağın içine yerleştireceğiz, sadece kapak kısımları yerden yukarıda olacak. Yerdeki kazanların gövdelerinin dış yüzeylerini öyle bir yalıtacağız ki neredeyse hiç ısı kaçırmayacak.

Ne kadar doğru anlaşıldı bilemiyorum. Aslında çizerek anlatmak lazım ama ona benim vaktim yok. Bence teknik adamlar anlamışlardır. Zaten uzun zamandır benzer şeyleri anlatıyorum. Burada sadece farklı birkaç detay var.

Bu proje bazı yerlerde küçük, bazı yerlerde büyük ölçekte yapılarak….

Hiç elektrik gücü ve tabii su kaynakları bulunmayan yerlerde bile hem bol miktarda içilebilir su elde edilecek hem de bol bol elektrik gücü üretilecek. Saçma sapan güneş enerjisi panelleri ile kocaman araziler heba edilmeyecek, paralar da çöpe atılmayacak.

👆👆👆👆

Anlayabildiniz mi projeyi?
Çizimlerini yaptırdınız mı?
3 boyutlu canlandırmalar ile o şehri izlediniz mi?
Mükemmel ötesi bir şehir olduğunu gördünüz mü?

Sel baskınlarının, yangınların, dev dalgaların (tsunami), çok şiddetli ve uzun süreli depremlerin bile sorun olmaktan çıktığını gördünüz mü?

Şehirdeki bitki örtüsününün eşit dağılımını, mükemmel görüntüsünü, ayrıca havuzların mükemmel görüntüsünü gördünüz mü? Şehirde deniz, kara ve hava hayvanlarının bolluğunu gördünüz mü? Tertemiz havası olan, yeşillikler içinde, her yanı sanat eseri gibi duran bir şehir…

Şayet düz arazisi varsa ya da arazisi önceden tıraşlanmış, madenleri alınmış, tesviye edilmiş halde ise… Orada şehri tesis etmek çok da kısa zaman alacak ve uçuk maliyetleri de olmayacak. Çok yüksek maliyetli olan asfalt yollar hiç yapılmayacak. Beton dökülerek yapılan takviyeler olmayacak. Yol altında temiz su, kirli su, elektrik, haberleşme, doğalgaz hatları olmayacak. Uçuk maliyetler bir anda ortadan kalkacak.

Onlarca sene sürecek olan şehirleşme, bir seneye bile kalmadan bitecek. Üstelik işletme maliyeti, kullandıkça yapılan harcamalar da dibe vuracak.

Şu projenin mükemmel yanları saatlerce sesli konuşulabilir.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Exit mobile version