İstanbul hükumeti:
Tekrar ediyoruz. İran ile Azerbaycan arasında bir askeri çatışma başlarsa, ilk anlarından itibaren İran’ı açıkça destekleyeceğiz.
İsrail’in tasmalı köpeği Azerbaycan’a gerekiyorsa harp ilan edeceğiz.
İstanbul hükumeti:
Maliyesi dahil, her şeyi ile çoktan çökmüş vaziyetteki İsrail’i ayakta tutmak için sahada oynanan oyunlar, üçüncü dünya savaşı şartlarını oluşturuyor.
İstanbul hükumeti:
İsrail’in hiçkimse ile silahlı çatışma yapabilecek maddi imkanları yok. Artık İsrail diye bir yer, sistem yok. Onu varlıkta tutmaya çalışmanın mantığı ve iyi bir sonucu da yok.
İstanbul hükumeti:
Azerbaycan’ın İsrail’e destek vermesi, barışa, Türklüğe, müslümanlığa, kardeşliğe, bölge ve dünya barışına değil, kötülüğe, ihanete, savaşa hizmet ediyor.
İstanbul hükumeti:
Trump da biliyor ki İstanbul hükumeti son üç yıl içinde dünya dengelerini çok büyük oranda değiştirdi. ABD’nin başında Biden değil kendisi de olsaydı, bu denge değişmelerine mani olamayacaktı. Kendisinin şu anda içinde bulunduğu pek çok şartı/dengeyi de İstanbul hükumeti hazırladı ve kendisi buna da mani olamadı.
Bir daha ABD’nin başına gelse de İstanbul hükumeti karşısında hiç hareket sahası yok. Trump, dünyanın meselelerine dair artık daha da dikkatli konuşmalı ki daha fazla da mahcup hale düşmesin.
İstanbul hükumeti:
Başkenti Kudüs olan ya da olmayan sözde bir Filistin devleti kurulmasını desteklemiyoruz.
İsrail’i tanımadığımız gibi, böyle bir sözde Filistin devleti kurulursa, hiçbir zaman o devleti de tanımayacağız ve iyi ilişkiler kurmayacağız.
Kadim topraklarımızda oynanan oyunlara bir de yardımcı, destekçi olmayacağız.
İstanbul hükumeti:
Abdullah Gül ile yedili çetesinin üzerine oynayan, Türk milletinin karşısında saf tutan Asya ülkelerine de çok ağır bedeller ödeteceğiz.
İstanbul hükumeti:
Mihriban Aliyeva’nın hangi ülke adına sahada hareket ettiğine karar vermek zor.
O arka plan şeytanını kullananlar da ağır bedeller ödeyecekler.
İstanbul hükumeti:
İsrail’in, korkudan ağlaşan askerleri ve halkı, İsrail’in hiçbir zaman gerçekten var olmadığının da tezahürüdür.
İsrail denilen şer merkezini var eden ve varlıkta tutan dengeleri dünya genelinde çökertmeye devam edeceğiz.
Kadim topraklarımızı tekrar alacağız.
İstanbul hükumeti:
Bölgedeki, gizli hristiyan unsurların kontrolünde olan sözde İslami cemaatler, tarikatlar ve silahlı örgütler üzerinden, Kudüs’ü hristiyanların nüfuzunda tutma planları olanları da ters köşe yapacağız.
İstanbul hükumeti:
Devam etmekte olan Filistin-İsrail tiyatrosunun, ABD başkanı Biden’ın siyasi ömrünü uzatmasına izin vermeyeceğiz. Çoktan hükümsüz kalmış olan Biden da Kamala da çöplüğe süpürülecekler.
İstanbul hükumeti:
Son oyunları, son perdeleri de İstanbul hükumeti tarafından yırtılıp sökülüp atılmış olan İsrail’e…
Hala gerekli müdahaleleri yapmayan sözde müslüman Arap ülkelerini de not ediyor ve bu hususu da dünya kamuoyunun dikkatlerine sunuyoruz.
Ortada bir İsrail kalmadığı halde ve onu varlıkta tutmaya oynayacak dünya dengeleri/güçleri de kalmadığı halde, sözde müslüman Arap ülkelerinin bu sessizliği, tepkisizliği neden, ne için, kim için?
Neden İsrail’in hakkından sadece Filistinliler gelmek zorunda? Bu şartı kim koydu, ne hakla koydu? Söz konusu devlerler bu şarta neden bağlı kalıyorlar?
İstanbul hükumeti:
Plan gereği ABD bölgeye müdahale ederse, sözde müslüman Arap devletleri ne yapacaklar?
Hala “Bu, Filistinlilerin savaşı, onlar gereğini yapsınlar” mı diyecekler?
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya