Cevheri’ye ne olmuş?

HAKAN FİDAN'IN TARİHİ SKANDALLARI


Bu güne kadar Hakan’a darbeler vurmamak için kırk takla atmıştı? Ne kadar zorlama ve saçma yorumlar bile yapmıştı Hakan’ı kollamak için?

Bakalım Hakan’a gerçekten vuracak mı…


Terörist Cevheri, Çingene Hakan Fidan’ın teröristliğine, skandal gibi görünen hamlelerinin bazılarının, doğrudan teröristlere ve başka gizli servislere çalışmak olduğuna bir kere temas etmemiş

Bir kere “Oslo görüşmeleri” bile dememiş. “Vatan hainliğidir o görüşmeler. İşin içinde olan herkes idam edilir bir gerçek hukuk devletinde” dememiş.

MİT TIR’ları skandalından, IŞİD’den, Nusra’dan, ÖSO teröristlerinden, Suriye’de durmaksızın işlenmiş ve işlenmekte olan vahim kere vahim suçlardan bahsetmemiş. Hakan’ın bu işlerin ta içinde kullanılan bir yabancı ülke casusu olduğunu anlatmamış

MİT’in daire başkanlarının gerçekten kaçırılıp kaçırılmadığını da irdelememiş. Onların gerçek kimliklerini, gerçek dinlerini hiç umursamamış.

Kara paracılığa, türlü kaçakçılığa bir cümle ile bile temas etmemiş.

Hakan Fidan sözde MİT başkanı iken, bu ülke kara para cehennemine dönüştürülmedi mi? MİT’in sorumluluğu sadece düşman orduları, gizli servisleri ve terör örgütleri mi?

Kara paracı mafyaları, onların arkasındaki yabancı gizli servisleri ve hükumetleri Emniyet Teşkilatı mı iflaşayacak ve çökertecek? Durun durun, yoksa mahalle bekçileri mi?

Hakan Fidan’ın anlatıldığı onlarca dakikalık videoda nasıl olur da Ahmet Davutoğlu denilen azılı teröristin, kara paracının, hainin adı geçmez?

Hakan Fidan’ı elinden tutarak yükseltenlerin başında Serok Ahmet de o terörist ve onun da paslaştığı Abdullah Gül yok mu?

FETÖ ve FETÖ’cü Cevheri, Abdullah Gül’e, Kemal Kılıçdaroğlu’na, bütünüyle yedili çeteye neden vurmak istemiyor?

Tayyip’in, Hakan Fidan’a baştan beri gücünün yetmediğine…

Hakan’ın Abdullah Gül ile yedilii çetesinden senelerdir doğrudan talimatlar aldığına…

Hakan’ın yıllar önce de dışişleri bakanı yapılmak istendiğine…

Bu açık ve net tavırlarına rağmen Tayyip’in son çare olarak kamera karşısında açıklamalar yaparak Hakan’ı baskı altına aldığına…

Hakan’ın, sanki istifa etmemiş gibi kendi iradesiyle MİT’in başına geri döndüğüne…

O günlerde ülkede paralel devlet olan yedili çetenin, şimdilerde Hakan’ı dışişleri bakanı yaptığına… Mehmet Şimşek’i tekrar bakan yaptığına, Gaye Erkan’ın MB başkanı yaptığına, Şerlikaya’yı Suçişleri bakanı yaptığına, benzeri bütün atamaları yaptığına….

Son yaşanan skandallardan, hususiyle Hakan Fidan vesilesiyle yaşanan skandallardan, öncelikle Abdullah Gül ile yedili çetesinin mesul olduğuna…

Nasıl, ne hakla hiç temas etmez o FETÖ’cü Cevheri Güven?

Hakan Fidan bu kadarcık mı anlatılır?

Hakan Fidan anlatılacaksa… Cinayet, katliam, teröristlik, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ve organ kaçakçılığı, zorla fuhuş, Adnan Oktar bağlantısı, masonluk ile bağlantısı, Çingene dayanışması, silah kaçakçılığı, harp suçları, insanlığa karşı işlenmiş türlü suçlar, CIA bağlantısı, İngiltere bağlantısı diye bir başlanacak, tek tek anlatılacak.

Özetle anlatılması halinde bile, kırk dakikada anlatılması halinde bile, maddi/somut hadiseler peş peşe eklenerek vatandaşlara neler neler anlatılırdı…

Basına, medyaya yansıyan kadarı bile uçuk seviyede…
Hakan Fidan öyle bir bataklık, öyle bir kanalizasyon çukuru. İbrahim Kalın da aynı şekilde… Konu, çok yerde ona da bağlanmalıydı.

Sonunda da “İşte değerli izleyiciler, böyle köpek kere köpek bir teröristi, Hakan Fidan’ı, bu şartlarda ve bu zamanda bile memleketin başına bela edenler en tepede Londra, sonra ABD ve İsrail ve hatta Rusya… Bunlar devlet içinde devletler. Bunların TR içindeki en önde gelen adamlarından biri de Abdullah Gül. Bunları bilmeden, Suçişleri bakanlığına yapılan son saldırıyı da anlayamazsınız” derdi, iş orada biterdi.

Lakin bunları söyleyemez. Çünkü Cevheri de gizli Ermeni. O da gizli servislerin piyonu. O da terör örgütlerinin piyonu. O da insanlığını çoktan kaybetmiş basit piyon.

Hakan Fidan anlatılır da nasıl bir kere bile masonluktan bahsedilmez?

Nasıl olur da Ahmet Davutoğlu’nun Süleyman Demirel zamanında neler yaptığına konu bağlanmaz?

Nasıl olur da konu Londra’ya, Exeter üniversitesine, Hulusi Akar’ın da gerçek yüzüne bağlanmaz?

Nasıl olur da şu anlarda TR’nin başında bir ihanet, suç ve terör çetesinin olduğuna ve Hakan’ın da bu çetesinin bir üyesi olduğuna temas edilmez?

Onlarca dakika boyunca PKK derken, bir kere bile içinde öfke olduğunun emaresi görülmedi üzerinde, davranışlarında… Bir tek açıkça övmediği kaldı PKK’yi…

İstese, PKK’nin MİT’in bir başka dairesi olduğunu, çok iyi anlatabilirdi.

Son seferinde TR’de seçim falan yapılmadı. Bu terör, ihanet ve suç çetelerinin hepsi savruldu. Dengeleri bozuldu. Ne yapacaklarını bilemediler. Korkudan uyuyamadılar. Tayyip her yerde “Milli iradeye saygı duyulmalı” dedi durdu. Kazara birinin silahı patlasaydı bile, hepsi TR dışına kaçışacaklardı. Tayyip de Katar uçağı ile acilen havalanacak ve kaçacaktı.

Seçim denilen şey tam bir fiyasko oldu. Yapılabilen kısmında Tayyip de kazanmadı.

O gece hepsi görüşmeler yaptılar. Neler neler döndü. Zamanı gelince mahkemelerde en detay kısmına kadar konu olacak ve sonra belgeselerde de konu olacak. Konu İsrail’e, İngiltere’ye, ABD’ye, Rusya’ya, NATO’ye, AB’ne, Çin’e, Azerbaycan’a, Katar’a, BAE’ye kadar uzanacak. Bu ülkelerin ve teşkilatların gerçek yüzleri de adil yargılamalarda konu olan gerçek deliller ve ayrıca şahitliklerle gözler önüne serilecek.

Sözde seçim sonrası Abdullah Gül boy gösterdi, fotoğraflar verdi, mesajlar verdi. “Ben kazandım, devlet elimde” mesajlarıydı bunlar.

Lakin yapılamamış olan seçimde sanki Tayyip kazanmış gibi gösterdiler ve devletin her yerinde kendi adamlarını hızla yerleştirmeye başladılar. Kendi çeteleri, kendi mafyaları, kendi casusları, kendi siyasi ve maddi çıkarları için mücadele ettiler, ediyorlar.

Soysuz’u da bunlar arka plana attırdılar. Şimdi bunlar Soysuz’u ezmeye çabalıyorlar ama yapamıyorlar. Güç yetiremiyorlar. Abdullah Gül ile çetesinin bunu yapmak istediğini, ben sahayı ayarladıkça son dakika golü atarak iktidarı ele almak istediğini yıllar önce bile yazdım, anlattım ben.

İktidarı aldıklarını zan ettiler ama başlarına gelmeyen kalmadı. Hiçbir işleri düzgün gitmiyor, gitmeyecek. Hareket sahaları bile kalmadı. Zaten bir enkazı devir aldılar. İstedikleri çıkışları yapmalarına da izin vermedim ve kilitlendiler.

FETÖ de Abdullah Gül ile yedili çetesinin üzerine oynadı. Onları destekledi. Onlar da çuvalladılar şu kadar kısacık sürede. Hallerinin daha da beter olacağını da kesinlik seviyesinde biliyorlar. Onlar için en beteri ise, kara para işleri hiç istedikleri gibi gitmedi, gitmiyor. Kara paracı ülkelerin, hükumetlerin hallerine baktıkça, yapabildiklerimi akılları almıyor. Hala inanamıyorlar yaşananlara…

Bu devleti ve milleti, Tayyip ile çetesine bırakmadım, Abdullah Gül ile çetesine de FETÖ çetesine bırakmam, bırakmayacağım.

Aylarca önce yapmaları gereken videoyu, şimdi Cevheri’ye yaptıran o FETÖ biliyor ki adım atacak alanları kalmadı. Son darbeleri çok vuracağım.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Exit mobile version