İstanbul hükumeti:
CIA, milletler arası seviyede uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor. Bu maksatla ABD resmi kurumlarının hatta ABD ordusunun haricinde çok sayıda paravan kişi ve özel şirket de kullanıyor.
CIA, dünya insanlığının damarlarında kan yerine uyuşturucu akıtıyor. Bütün bunlara dair çok yüksek sayıda maddi delil elimizde bulunuyor.
İstanbul hükumeti:
CIA, Türkiye’nin iç işlerine karışıyor. ABD, milletler arası suçlar işliyor. Son süreçte Türkiye’de sözde bir seçim sürecinin yaşanmasında, sözde yeni bir Ankara hükumetinin tesis edilmesinde, Abdullah Gül ile suç örgütünün Türkiye’nin idaresinde söz sahibi olmasında, ülkemizin ve milletimizin vahim sorunlara sürüklenmesinde CIA’nın çok büyük bir payı bulunuyor.
Türkiye’de on beş milyondan fazla sözde sığınmacının bulunmasını CIA sağladı, sağlıyor. CIA, milletler arası seviyede insan ve organ kaçakçılığı da yapıyor. Sözde sığınmacıları uyuşturucu işlerinde de pazar olarak görüyor. Sığınmacılar meselesinde Türk halkının iradesinin ülke idaresine yansımasını, kanunların uygulanmasını CIA önlüyor. CIA’nın bu türlü müdahaleleri Türkiye’yi bir iç savaşa sürüklüyor. Türkiye’de şu anda üst idari kadronun arasında yüzlerce CIA casusu bulunuyor. Bütün bunlara dair çok sayıda maddi delil elimizde bulunuyor. Bu maddi delilleri, dünya genelindeki resmi ya da gayr-i resmi makamlarla hemen paylaşmaya hazırız.
İstanbul hükumeti:
CIA, sahibi resmiyette Elon Musk’mış gibi gösterilen Tesla şirketini de milletler arası uyuşturucu kaçakçılığı işlerinde paravan olarak kullanıyor.
Tesla’nın topluca araç nakil etme faaliyetleri sırasında toplamda çok yüksek miktarda uyuşturucu sevkiyatı yapılıyor. CIA, aslında çoktan iflas etmiş haldeki Tesla’yı, uyuşturucu gelirleri ile ayakta tutuyor.
Elon Musk’ın paravan olarak kullanıldığı uyuşturucu kaçakçılığı işlerinin İsrail ve Çin de dahil olmak üzere çok sayıda uzantısı/bağlantısı bulunuyor.
ABD içindeki yetkili adli makamlar bu suçlara müdahale etmeyeceklerse ve ayrıca dünya genelindeki bütün hükumetler gerekli duruşu sergilemeyecek, mücadeleyi vermeyecek, kendi ülkelerindeki uzantıları ifşa etmeyeceklerse, İstanbul hükumeti elindeki maddi delilleri dünyanın her yerindeki çevrelerle, gruplarla, STK’lerle, gazetecilerle, aktivistlerle ve adli makamlarla paylaşacak.
İstanbul hükumeti:
Dubai şeyhi Muhammed bin Raşid el-Mektum bile Tesla’nın da içinde bulunduğu, CIA tarafından organize edilerek idare edilen uyuşturucu ve insan kaçakçılığı işlerinin içinde…
Bunlara dair maddi deliller şu anda dünyanın dört bir yanındaki yüksek sayıda iyi insanın elinde…
İstanbul hükumeti:
Uyuşturucu işleri yaptığı ifşa edildikten sonra şok edici bir hızla küçülmeye giden Getir, zan edilenden büyük ve derin bir çukur. Bu pislik çukurunun üzerinden uyuşturucu sevkiyatı, teslimatı yapılması projesinin içinde milletler arası bir siyasi organizasyon da var. Ankara çetesi buzdağının sadece görünen yüzü…
İstanbul hükumeti:
CIA, sürücüsüz ticari taksi projesini, şehirlerin içinde uyuşturucu teslimatı yapmanın “çok işe yarar” bir yolu olarak görüyor. Sahayı, buna göre yönlendiriyor.
İstanbul hükumeti:
ABD, dünya genelindeki diplomatlarını, uyuşturucu kaçakçılığı başta olmak üzere türlü kara para işlerinde kullanıyor. Bunlara dair çok sayıda maddi delili bulunuyor.
İstanbul hükumeti:
ABD, dünyanın muhtelif yerlerindeki ABD ve NATO askeri üslerini, uyuşturucu başta olmak üzere, türlü kara para işlerinde düzenli olarak kullanıyor. Bunlara dair çok yüksek sayıda maddi delil de şu anda dünyanın çok farklı farklı yerlerindeki iyi insanların elinde, yayınlanmak üzere bekliyor.
İstanbul hükumeti:
X/Twitter’in sahibi Elon Musk değil. O sadece göstermelik bir tabela… Gerçek sahibi CIA ve MOSSAD. Son süreçte, sığınmacı denilen istilacılara karşı mücadele eden hesapları askıya alan ya da kapatan da Elon Musk değil. CIA ve MOSSAD… Bu kısımda Ankara çetesi de basit bir kukladan başka bir şey değil ve hiçbir şeye müdahale edebilecek, yön verebilecek şartlar içinde değil.
Bütün bunlar, ülkeleri harp seviyesine getiren vahim suçlar, ihlaller. Türkiye, İstanbul hükumetinin sevk ve idaresi altında bütün bu hukuksuzluklara, suçlara, düşmanlıklara, ihanetlere, kötülüklere karşı açık ve sert müdahaleler yapmaya başlayacak. Bütün dünyayı ayağa kaldıracak.
X’i bir gün içinde işe yaramaz hale getirecek, dünya genelindeki herkesin X’in gerçek yüzünü görmesini sağlayacak maddi deliller elimizde.
İstanbul hükumeti:
Devlet Bahçeli ve çevresindeki çete hala CIA’ya da çalışıyor. Buna dair çok sayıda maddi delil de dünyanın dört bir tarafındaki iyi insanların elinde ve bütün delillerin eş zamanlı olarak paylaşılacağı anı bekliyor.
İstanbul hükumeti:
Dünya genelinde, aslında CIA’ya çalıştığını bilmeden CIA’ya çalışan şirketler de var. CIA, bir örümcek ağı gibi dünyanın her yerine ağlarını çoktan örmüş vaziyette. Bütün gücüyle kara paracılık, satanistlik, insalık düşmanlığı, namussuzlaştırma, dinsizleştirme faaliyetleri yapıyor.
İstanbul hükumeti:
Adnan Oktar suç örgütü, bir yandan CIA’nın da kullandığı bir suç çetesi. CIA, Adnancılar üzerinden de Türkiye devletine karşı çok vahim suçları sayısız kere işledi ve hala işliyor. Siyasi/idari kararları yönlendirmekten, mahkeme süreçlerini yönlendirmeye kadar… Fuhuş mafyfalarını organize ederek yönlendirmekten, türlü kara para ve nüfuz casusluğu işlerine kadar…
Adnancılar sadece geri plana çekildi, gerçekten toplanmadı ve yargılanmadı. Türk milletini aldatan bu süreçte de CIA’nın çok büyük payı oldu. Adnan Oktar örgütünün binlerce mensubu şu anda devlet kurumlarında, basında, medyada, sosyal medyada, kritik özel şirketlerde, mafyalarda faaliyetlerine devam ediyorlar. Bütün bunları yukarıdan CIA da yönetiyor, kullanıyor.
İstanbul hükumeti:
Sözde MİT başkanı İbrahim Kalın, hala CIA’dan talimatlar alıyor. CIA/ABD, Türkiye’ye karşı hala her türlü vahim suçu işliyor.
İstanbul hükumeti:
CIA biterse, dünyada Ankebut Ağı diye bir şey kalmaz. Cehenneme döndürülmüş şu dünya, hızla düzelmeye başlar.
İstanbul hükumeti:
Tayyip, oğulları ve damatları üzerinden yapılan petrol ve mazot kaçakçılıklarını bile aslında CIA yapıyor, yaptırıyor. ABD Suriye’de ve Irak’ta sömürmek, çalmak, çökertmek, parçalamak, terörü hakim kılmak, sivil halkları her türlü tehlikeye sürüklemek için bulunuyor.
ABD, CIA üzerinden ülkelerde ve hatta bölgelerde siyasi otoriteleri kasten çökertiyor. Kasten otoritesizlik ortamı oluşturuyor. Can, mal, ırz emniyetini kasıtlı olarak ortadan kaldırıyor. Hemen peşinden sürekli kara para gelirlerinin akacağı şartları ayarlıyor. Bölge aktörlerini kendine bağlayarak çalıştırıyor.
Dünyada mülteci krizi diye bir şey yok. CIA’nın kara paracılık sistemi gereği yaptığı kasıtlı müdahaleler var.
İstanbul hükumeti:
Yunanistan, tamamen CIA tarafından yönetilen, siyasetçilerinin vitrin/tabela olduğu, seçimlerinin tamamen hileli olduğu, basın ve medyasının sansür altında olduğu, dünyanın en ileri seviyede yoldan çıkartılmış sözde ülkelerinden biri…
CIA, Yunanistan üzerinden de her türlü kara para işlerini yapıyor. Ankara çetesi ile Atina çetesinin yakınlaşması talimatlarını da CIA veriyor. O sözde iki hükumet, tıka basa CIA casusları ile dolu. Asıl hedef hem Türk halkının, hem Yunan halkının sıkıntılarından kurtulmasına mani olmak, otoritenin sağlanmasına mani olmak, hukuk devleti haline gelinmesine mani olmak, insan ve organ kaçakçılığı da dahil olmak üzere o devasa kara para işlerine meydanı hep açık bırakmak.
Son dönemde ABD’nin Yunanistan’da yaptığı askeri yığınak tamamen Türkiye’ye, Türk milletine karşı yapıldı. İstanbul hükumetinin Ankara çetesini tamamen devirmesi, örtülü işgali tamamen kaldırması, kara para işlerini tamamen bozması ihtimaline karşı, acil müdahale kapsamında oraya askeri yığınak yapıldı. Sözde ABD karşıtı olan Rusya’nın başındaki CIA casusları bile bu bağlantıların, planların ve kara para işlerinin tam içinde… “Tahıl koridoru” da bu işlerin nakliye/sevkiyat kısmındaki basit bir hile… Tahıl ve aç kalabilecek insanlar, onların umurlarında bile değil.
ABD meşru bir devlet değildir. ABD, bir an önce yok edilmesi gereken bir terör devletidir. ABD, dünyanın her yerindeki her sorunun müsebbibidir. Dünyanın başının belasıdır. Bütün hükumetler ve halklar bu gerçeği artık yüksek sesle haykırmalı.
İstanbul hükumeti:
Muhtelif ülkelerdeki CIA casuslarının toplu listelerini yayınlamaya başlayacağız.
Aralarında devlet liderleri, bakanlar, vekiller, yüksek yargı mensupları, ordu mensupları, kolluk kuvveti amirleri, gazeteciler, yazarlar, STK’lerin öne çıkmış isimleri, TV programcıları, cemaat/tarikat liderleri dahil hepsi olacak.
İstanbul hükumeti:
Sözde sığınmacıları def etmek için halkı örgütlemeye başlıyoruz. Sürecin devamında Ankara çetesi de tamamen devrilecek. Türkiye’de ABD ve NATO askeri üsleri gibi gösterilen kara para ve ihanet ve terör mekezleri de imha edilecek.
Birkaç gün içinde Türkiye’de idare mekanizması, bütün halkın görebileceği şekilde çatal yapacak. Çift başlı olacak. Kurumlar ayrışacak, kararlar ve talimatlar çatışacak.
İstanbul hükumeti:
Dünyada, seçimle ülkenin başına geçmiş gibi görünen pek çok lider, CIA’ya sık sık hesap veriyor. CIA tarafından sorgulanıyor, fırça çekiliyor, talimatlar yağdırılıyor. Bu liderleri açıklayacağız.
İstanbul hükumeti:
Çin Halk Cumhuriyeti’ni CIA yönetiyor. Meydana dökülecek belgeler, deliller dünyanın siyasi, askeri ve dini dengelerini bir anda tepetaklak yapacak.
Şi Cinping bile bir CIA casusu…
İstanbul hükumeti:
Güney Kore’nin haricinde, Kuzey Kore’yi de CIA yönetiyor. CIA’nın kurduğu dengeler olmasa, kara para ağları olmasa, Kuzey Kore halkının çoğu açlıktan ölecek.
Kore yarımadasında bir türlü çözülmeyen sorunlar, kasıtlı olarak CIA tarafından planlanıyor, uygulatılıyor. Taraflar danışıklı dövüştürülüyor.
Çin ile Tayvan arasındaki dengeler de bundan farklı değil.
İstanbul hükumeti:
Türkiye’de kimin yargılanacağına, kimin yargılanmayacağına, kimin tutuklanacağına, kimin ceza alacağına ve ne kadar ceza alacağına ve kimin bütün suçlarına rağmen hiç ceza almayacağına, hangi kara paracı mafya liderinin ceza evinden kanunsuz şekilde serbest bırakılacağına, en çok da Devlet Bahçeli ve çetesi üzerinden, CIA karar veriyor.
Türkiye’de Balyoz ve Ergenekon gibi suç delilleri uydurulan, üretilen ve tamamen hukuksuz olan süreçleri bile CIA plandı ve uygutlattı. CIA bur süreçte Devlet Bahçeli ve Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bütün Ankara çetesini, FETÖ’yü ve Adnan Oktar suç örgütünü organize halde sahada hareket ettirdi. Basın ve medya patronlarını ve kadrolarını da CIA organize etti. CIA, o zaman da MİT’i tamamen kontrolünde tutuyordu.
Buna dair çok sayıda maddi delil elimizde ve aynı zamanda dünyanın muhtelif yerlerindeki iyi insan gruplarının ellerinde bulunuyor.
İstanbul hükumeti:
Sadece Menzil çukurunun (sözde İslami tarikatın) gerçek yüzünü ifşa ettiğimizde bile, CIA’nın ve dolayısyla ABD’nin ne kadar büyük bir pislik çukuru olduğunu bütün dünya görecek.
MİT’in ise CIA bölge şubesi olduğunu bütün dünya görecek.
İstanbul hükumeti:
Algida’nın soğutuculu araçları, soğuk tutularak taşınması gereken kara para işlerinde düzenli olarak kullanılıyor. Bu işte yukarı doğru gidildiğinde yine ABD, İsrail ve İngiltere görülüyor.
İstanbul hükumeti:
Çin’in, ABD hava sahasına yolladığı ve “casus” ilan edilen balon da bir tür kaçakçılık faaliyeti için kullanılırken, kontrolü kaybedilmiş bir araç olabilir. ABD kurumlarının işleyişi ve basının olağan akışı bu meselelde de sınırlandırıldı. Neyin ne olduğu tam olarak meydana çıkartılamadı. Gerekli soruşturmalar yapılamadı ve konunun üstü kapatıldı.
İstanbul hükumeti:
Sadece Türkiye’de değil, Ankebut Ağına bağlı ülkelerin çoğunda, şehir içi toplu taşıma otobüsleri işleyemez hale geldi. Zorlamalarla hizmet devam ettirilmek isteniyor. Maddi krizlerin gerçek seviyesi açıklanmıyor, basın ve medya hatta sosyal medya bile serbest bırakılmıyor. Ankebut Ağı mensuplarının övündüğü ve dünyaya örnek gösterdiği şehirlerde bile toplu taşıma bir anda durabilir.
İstanbul hükumeti:
Kapalı Çarşı’nın önde gelen aktörleri doğrudan ya da dolaylı yollardan CIA tarafından yönlendiriliyor. Kapalı Çarşı, Türkiye’deki ve bölgedeki her türlü kara para işlerinin, ihanetlerin, insanlık suçlarının içinde…
İstanbul hükumeti:
İngiltere, İsrail ve ABD şeytan üçgeni tarafından, dünya genelindeki uyuşturucu kaçakçılığı işlerinde paravan olarak kullanılan şirketlerin en önde gelenlerinden biri de Unilever…
İstanbul hükumeti:
Türkiye’de “şehir hastahaneleri” tabelası ile işlenen ve işlenmeye devam edilen türlü türlü vahim suçların hepsinin tepe noktasında CIA var.
İnşa edilmesi sürecinde yapılan vurgunlar, bu işte nispeten çok küçük suçlar olarak duruyor. Sözde şehir hastahanelerinde hiç kimsenin can ve ırz emniyeti bile yok. İnsanların organları üzerinden CIA her sene dünya genelinde akıl almaz meblağda paralar kazanıyor. Bu işte riskleri azaltmak, işleri kolaylaştırmak, gelirleri artırmak için türlü hamleler yapıyor. Sözde şehir hastahaneleri de bunlardan sadece biri… Zaten buraların olağan işleyişi sırasında da rüşvet, peşkeş, ihalede fesat dahil türlü suçlar dönüyor. Bunların bir kısmı bile İngiltere, İsrail, ABD şeytan üçgenine akıyor.
Çoktan çökmüş ABD başta olmak üzere, Ankebut Ağına bağlı onlarca ülkenin maliyesi hala kara paracılık ile ayakta tutulmaya çalışılıyor.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..