Türkiye devlet başkanı mütevazi bir hayat yaşayacak


Türkiye’de devlet başkanının devleti idare ettiği saray gayet büyük, etkileyici, gösterişli, ağır duran ve maddi masraflardan fazlasıyla kaçınılmamış, gerekli masraflar yapılmış ama israf seviyesine getirilmemiş bir saray olacak.

Lakin devlet başkanı ve ailesi bu sarayda yaşayamayacak. Sarayın arazisi içinde, arka bahçesinde, saray binasından en az 70 mt geride bir villa bulunanacak. Bu villa ortalama seviyede bir villa olacak, iki katlı olacak ve devlet başkanı ile ailesi, şayet istiyorlarsa başkanlık görevi süresince burada ikamet edebilecekler. Bunu tercih etmiyorlarsa kendilerine ait başka bir yerde de ikamet edebilecekler.

Başkan, devlet meseleleri haricinde, kendi etrafından, tanıdıklarından her kim ile görüşecekse ya da akşamları akrabaları ile akşam oturması yapacaksa ya da bazı günlerde istirahat edecekse, bu villada görüşecek, yapacak. Kendi hayatıyla, çevresiyle, ailesiyle, devlet işlerini birbirinden tamamen ayıracak. Başkanın karısı, kızı, oğlu, damadı, şusu, busu saraya hiç giremeyecekler. Saray işlerine sözlü olarak ve uzaktan bile hiç karışamayacaklar.

Saray personelleri onları gördüklerinde, özel birileri gibi, emirlerine tabi olmaları gereken birileri gibi davranmayacaklar. Yetkisiz, sıfatsız, makamsız kişilere, devletin hiçbir memuru dönüp bakmayacak bile… Bu aile fertleri için koruma gerekiyorsa, koruma polisleri, sınırlarını aşmadan, hizmetkarları olmadan koruma işini yapacaklar. Alış verişlerine, özel ihtiyaçlarına da koşturmayacaklar. Sınırlar korunacak. Koruma polisleri aksi yönde talimatlar alırlarsa itaat etmeyecekler. İtaat ettikleri anlaşılan polisler meslekten ve memuriyetten men edilecekler.

Bu villada yenilen, içilen, giyilen her şeyin parasını başkan kendi maaşı ile ödeyecek. Parası yetmiyorsa, harcamalarını kısacak ya da istifa edecek. Kendi tercihi… Bütün temizlik malzemelerinin parasını ve ayrıca elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturalarını kendi maaşı ile ödeyecek. Villada tadilat, tamirat yapılması gerekiyorsa bile bütün masrafları kendi maaşı ile ödeyecek. Villa en baştan elden geçirilmiş, gerekli tadilat ve tamiratı yapılmış, sorun çıkartmayacak şartlarda kendisine teslim edilecek. Çıkarken de aynı şartlarda teslim etmesi gerekecek.

Sadece bir kere, sadece bir ödeme kaleminde usulsüzlük yaptığı ve kendisiyle ailesine dair masraflarını sarayın bütçesinden karşıladığı anlaşılan, maddi delillerle meydana çıkartılan başkana, adalet mekanizması anında müdahale edecek. Dokunulmazlık denilen saçmalık/hukuksuzluk olmayacak. Bir kere bile bu suçu işlemiş olan bir başkan, en fazla üç günde sonuçlandırılacak soruşturma ve yargılama kapsamında, suçlu bulunursa görevinden alınacak.

Devletin bütün memurlarının, böyle bir başkana, öyle bir andan, yargı kararından sonra itaat etmemelerini, ederlerse ayrıca yargılanıp ağır cezalarla cezalandırılacaklarını vaz eden bir kanun maddesi olacak. Bu kanun maddesinin detayları olacak. İtaat etmemesi gerekirken itaat eden memurların bu hukuksuz davranışları nedeniyle oluşan sorunlu ortamda can kayıpları ve devletin büyük zararları oluşmuşsa, hukuksuz şekilde emirlere itaat eden memurlar idam edilecekler.

Kamu düzeninin ve devletin meşru, hukuka uygun şekilde işleyişinin aksamına kimse dahil olamayacak, yardım ve yataklık edemeyecek.

Sarayda, devlet işleri gereği yapılacak hiçbir görüşmede başkanın bir kuruş masraf etmesine gerek kalmayacak. Buna rağmen, maddi imkanları genişse ve gönlünden gelerek kendi imkanlarıyla saraya harcamalar yapıyorsa, buna da mani olunmayacak. Lakin bu davranışının devamında kendine hukuksuz menfaatler elde etmesine de meydan bırakılmayacak. Başkan, akşamları, devlet işleri ile alakalı olmayan TV yayınları izleyecekse bile, gidip konutunda izleyecek.

Başkanın görev başında iken bağış, yardım kabul etmesi yasaklanacak. Başkanın kendisine ya da aile fertlerine herhangi bir mazeret ve gerekçe ile maddi destek olunduğu anlaşıldığında da başkan en fazla üç gün süren adli sürecin sonunda vazifeden alınacak.

Sarayın kullanılmayan odalarında gündüzleri ve geceleri lambaların açık kalmamasına bile çok dikkat edilecek. Sarayın her türlü harcaması, en küçük satın almalara kadar, internet üzerinden listelenecek ve milletin denetlemesine açık olacak. Bazı stratejik ve gizli tutulması gereken tedariklerde, alınan şeyin genel olarak hangi sınıfta bir ürün olduğu listeye yazılacak, detaylar verilmeyecek ama tam meblağ yazılacak. Bu kısmı adli müfettişler denetleyecekler.

Sarayda ülke içinden ziyaretçilerle yemekli toplantılar yapılmayacak. Yurtdışından resmi ziyaretler yapıldığında Türk mutfağının en güzel yemekleri, israf/savurganlık seviyesine ulaşmadan yapılarak ikram edilecek. Artan yemekler olursa ve ertesi güne/günlere kadar durması mümkün değilse, başkanın, ailesinin ve saray personellerinin bunları yemesine izin verilmeyecek. Çevredeki ihtiyaç sahibi vatandaşlara ikram edilecek, dağıtılacak. Ya da her seferinde o bölgedeki başka bir resmi hayır kurumuna gönderilecek. Yetimlerin, düşkün ihtiyarların tüketmesi sağlanacak.

Hiçkimse milletin kesesinden bedavaya beslenemeyecek. Türkiye’de first lady diye bir makam, sıfat, yetki yok ve olmayacak. Başkanın karısı, aile konutunda ya da başka bir yerde siyasete ve ülke meselelerine dair tek bir cümle bile konuşmayacak. Tabiata/iklime, kadınlara, çocuklara, hayvanlara, çöplerin geri dönüştürülmesine dair meselelerde zaten devletin yetkilileri ve yetkili kurumları var, onlar konuşacaklar. O konularda da başkanın karısı başta olmak üzere, hiçbir yakını konuşamayacak. Konuşmak istiyorsa, meşru bir dernek ya da vakıf kurabilir, sarayla ve kamu kurumlarıyla tamamen bağımsız şekilde kendi meşru mücadelesini verebilir. Hiçbir basın ve medya kuruluşu da “Bu kişi başkanın yakını” diyerek hususi alaka göstermeyecek. Olağan akış devam edecek. Herhangi bir üstünlükleri, ayrıcalıkları olmayacak.

Başkanın karısı haricinde, kızı, damadı, oğlu ve diğer yakın akrabaları da hiçbir meselede devlet namına hiçbir görüş beyan etmeyecekler, toplantılara ve törenlere katılamayacaklar, onlara kamera döndürülmeyecek ve mikrofon uzatılmayacak. Devletin herhangi bir toplantısına, programına, törenine katıldıkları görülürse, herhangi bir memur tarafından ikaz edilerek dışarı çıkmaya sevk edilecekler. Buna uymazlarsa tutanak tutulacak, adli makama yansıtılacak ve yargılanacaklar. Ağır ceza alacaklar. Bu yaşanan süreç şeffafça basına da yansıtılacak. Oradaki devlet memurlarının başkanın yakınlarını uyarmadığı, tutanak tutmadığı ve adli makamı bilgilendirmediği anlaşılırsa, o memurlar da ağır cezalar alacaklar. Başkanın yakınları yurt dışı ziyaretlerine de götürülmeyecekler. Gitmek istiyorlarsa, ayrıca tarifeli uçaklarla, türlü masrafları kendi ceplerinden karşılayarak gidebilirler.

Başkanın aile fertleri ve diğer yakınları, tamamen kendi imkan, kabiliyet ve gayretleri ile hayatlarını devam ettirecekler. Meslekleri varsa, bunu icra edecekler. Ticaret yapmak istiyorlarsa yapacaklar. Lakin bu kişilerin bütün faaliyetleri herkesten daha çok ve sık denetlenecek.

Başkanın nüfuzundan istifade ile küçücük bir usulsüzlük bile yapılmışsa, derhal soruşturma başlatılacak ve başkan da bu usulsüzlüğe karışmışsa, soruşturma ona da uzatılacak. Gece gündüz devam eden üç günlük bir yargılama sonrasında başkan suçlu bulunursa görevden alınacak. Suçlu olan yakınları ile birlikte cezaevine gönderilecek.


Başkanın yurtdışı ziyaretlerde kullandığı devlete ait olan araçlarda, en başta da uçaklarda, devletin resmi basın/yayın kuruluşunun mensupları haricinde hiçbir basın/medya mensubu bulunamayacak. Başkanın, bir gurup basın mensubu ile fazlasıyla yakınlaşması, kaynaşması doğru görülmeyecek.

Yine başkanın uçağında ya da devlet işleri gereği kullandığı herhangi bir aracında herhangi bir iş adamının bulunmasına, yolculuk etmesine asla izin verilmeyecek. Başkanın bir grup iş adamı ile fazlasıyla yakınlaşması ve kaynaşması doğru görülmeyecek ve şiddetli şekilde tenkit edilecek.

Akredite diye bir uygulama da olmayacak. Zaten gayr-i meşru, gayr-i hukuki yönleri olan kişilerin ve kuruluşların sahada faaliyette olmalarına izin verilmeyecek.

Başkan, sarayında iken veya yurtiçinde yada dışında bir resmi ziyarette iken, teknolojik imkanları kullanarak, gerekli zamanlarda kısa videolu paylaşımlar yapacak.

Memleket dahilinde hemen yön verilmesi gereken meselelerde bilgilendirici, seviyeli, ikna edici, samimi tarzda videolu paylaşımlar yapacak. Devlet sistemi kadar toplumun da anlama, kavrama, ikna olma ve hareket etme hızını artıracak. Bu da kamu masraflarını çok büyük oranda düşürecek ve basın mensupları ile gereksiz zaman kaybını ve bir süre sonra hukuk dışına çıkan bağlantıları baştan engelleyecek.

Başkanın bu kısa videoları sosyal ağlardan önce e-devlet sisteminde paylaşılacak. Bu videolar yayınlandığında bildirim almak isteyenler, bildirimleri bir kere açacaklar ve sonra yayınladıkça bildirimler alacaklar. Videoların altına kimlikleri belli şekilde yorumlar, değerlendirmeler, tavsiyeler, eleştiriler yazabilecekler. Bu da vatandaşın tepkilerini en hızlı şekilde görmeyi ve gerekiyorsa kararlarda kısa sürede değişikliğe gitmeyi sağlayacak.

Eline zamanın gelişmiş bir iletişim cihazını alarak, herhangi bir ortamda hızlıca onu kullanamayan, kısacık sürede ve hazırlıksız şekilde videolu paylaşımlar yapamayan…

Bunu yapmak için bile danışmanların, memurların oraya buraya koşturmasına ve müdahale etmesine, teknik ayarlamalar yapmasına, önden metinler yazmasına, metni okuyacağı prompter sistemine kurmasına sebep olacak kadar vasıfsız kişiler başkan olamayacaklar. Bir şekilde olmuşlarsa, başkan kalamayacaklar.

Kendi devrindeki haberleşme teknolojilerini/cihazlarını kullanamayan ve halkının meselelerini, gündemini takip edemeyen bir kişi gidip çobanlık yapsın. Bu ülkede öğretmenlik bile yapmasın. Gerçi çobanlar da yapabiliyor bu kadarını ama…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Exit mobile version