Ben size
“Ankara’dan uzak durun. Onunla iş yapan, onu arkalayan herkesi ve her sistemi çökerteceğim” demedim mi?
“Dublörlerle, maskelilerle, deep fake teknikleriyle devlet mi yönetilir?” demedim mi?
“Ankara çöküyor, alacaklarınız varsa bir an önce almaya çabalayın” demedim mi?
“Ankara’yı da şu sürüyü de yakacağım” demedim mi?
“Yatırım yapmayın, servetinizi altın ya da başka değerli maden halinde tutun” demedim mi?
“Seçime izin verilmeyecek” demedim mi?
Daha neler neler demedim mi?
Siz ne yaptınız?
Siz, masal anlattığımı mı zan ediyordunuz?
Şimdi topluca arızaya mı bağladınız?
Kim dedi ulan size Ankara’nın peşinde koşun, yapılamayacak projelere dahil olun, para yatırın, ümit edin, vatanı sata sata para umun, milyonlarca can kaybının üzerinde tepinin coşun diye? Gidin onlara kızın, bana niye kızıyorsunuz çeyrek mafyalar?
Siz beni, kuru sıkı sıkan ve sonra sırra kadem basan Sedat Peker mi zan ediyordunuz? MİT’in çok şişirdiği balon Alaaddin Çakıcı mı zan ediyorsunuz? Siz beni mafya babası mı zan ediyorsunuz?
Ayağımın altında dolaşmayın, daha fazla parazit yapmayın, Ankara ile beraber alayınızı toplatırım.
Bunlar da iyi günleriniz. O darbenin yapılmadığı güne, irademi tanımadığınız o güne, her gün lanet edeceksiniz.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya