Kazayı yaşayan kişinin iki kulağında da kulaklık mı var?
Makinist de kornaya basacak zaman bulamamış mı, yoksa basmış mı?
Basmamışsa bile, o koca demir yığını trenin çıkarttığı o sesi, o kişi nasıl olmuş da son saniyesine kadar duymamış? O trenin hiç gürültüsü yok mu?
Bir insan, dibine kadar giren koca treni nasıl olur da son saniyede bile göremez, fark edemez?
Acaba metafizik musallat hatta zihin kontrolü altında mıydı?
Yoksa sabahın o saatinde alkollü müydü?
Bu türlü kazalara nelerin sebep olduğu, gerçekten, ciddiyetle araştırılıyor mu?
Çift kulaklık takılarak sokaklara çıkmak değil, evde durmak bile ölümcül sonuçlara sebep oluyor. Kimse bu feci gidişi görmüyor mu?
Günümüzdeki gelişmiş kulaklıkları evlerde takmak bile çok büyük sorunlara sebep oluyor. Çocuğun başına bir şey geliyor, çığlıklar atıyor ama anne duymuyor.
Eve hırsız giriyor, evdeki kişi duymuyor. Yan daire yanıyor, yangın yayılırkan etrafta insanlar çığlıklar atıyor hatta kapıya vuruyor ama o kişi evinin içinde o sesleri duymuyor. İş yerlerinde de yaya olarak yürümekte de çok vahim sonuçlara sebep olabiliyor.
Sadece kulak içi kulaklıklar değil, kulak üstü kulaklıkların çoğu da iyi ses yalıtıyorlar. Dış seslerin çok büyük kısmını içeri almıyorlar. Bu da pek çok tehlikeye sebep oluyor.
Devletler bu konularda düzenlemeler, bilgilendirmeler yapmalılar.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..