Kasıt olmalı, başka bir izah yapılamıyor


Şu kadar basit bir trafik kazasında bile Renault Broadway model araç (beyaz olan) kağıt gibi yırtılıyor. Karşısındaki araba da çok sağlam bir şey olmamasına rağmen, o da neticede bir tekerlekli teneke olmasına rağmen, daha ilk çarpışma sırasında bile beyaz renkli Renault Broadway model aracı yırtıp geçiyor.

Erzurumda yaşanan kazada neticede bir kişi vefat ediyor. Bir kişi de ciddi şekilde yaralanıyor. İnsan, neresinden bakarsa baksın, bu işlerin içinden çıkamıyor. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde Renault marka arabaların en kısa sürede trafikten men edilmesi gerekiyor. Türkiye’de o Tofaş ve Citroen’lerden de ne kadar varsa trafikte, hepsi en kısa zamanda trafikten men edilmeliler.

İnsan hayatı bu, oyuncak mı?
Araba imalatçısı üç beş satanist, sadistçe zevkler alacak ve kazalarda ölenleri İblis’e adadığı kurbanlar olarak görecek diye, daha kaç milyon insan kazalarda ölmeli bu dünyada?

Dünyanın hangi denizinde ya da okyanusunda olursa olsun…

Şu gibi araçları taşıyan, nakil eden yük gemilerini de çok ağır sinyale alacağız. İşlerinin bozulmasını, gemilerinin yanıp patlamasını ve batmasını istemeyen deniz nakliye şirketleri, bu gibi araçların yeni imal edilmiş olanlarını da ikinci el olanlarını da gemilerine kabul etmesinler.

Bunları taşıyan demiryolu şirketlerini, trenlerini ve sabit mekanlarındaki her türlü sistemlerini de ağır sinyale alacağız. Şimdi isteyen istediği gibi davransın.

Yetti artık bu küstahlık, bu sadistlik, bu dolandırıcılık, bu kandan beslenme…

O bataryaları problemli, sık sık yanıp patlayan elektrikli arabaları da taşımasınlar. Tesla marka olanlar ve Çin imalatı olanlar başta olmak üzere, batarya sorunu çözülmediği halde üretilip satılan ucuz ya da pahalı arabaları taşıyan şirketler de sinyale girecekler. Ta limanlarına, kendi tesislerine, bilişim sistemlerine, çalışanlarına kadar sinyala girecek söz konusu nakliye şirketleri…

Aklı başında olanlar Fransız, İtalyan imalatı o dolandırıcılık maksatlı araba markalarından hemen uzak dursunlar. En başta bunlardan uzaklaşsınlar.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Exit mobile version