Ülkücülük gayr-i islami bir hareket olarak kuruldu. Uzun zaman da öyle devam etti. Çok sonradan islami bir havaya büründü ama o bile çok sınırlı tutuldu, tutuluyor.
Gizli Ermeni/Çingene Alparslan Türkeş bile, ömrünün son deminde bile, ülkücü harekette islami söylemlerin yükselmesinden son derece rahatsızdı. Bu rahatsızlığını her fırsatta açıkça gözler önüne seriyordu. Hatta arşiv videolarından bunları bulup izlemek artık çok kolay iş.
Açıkça İsrail ve Yahudi sevdalısı bir tutumu vardı. Şimdilerde Azerbaycanda, Ramazan ayında ve gündüz vakti Azerbaycanlıların önünde inadına çay içen Aliyev ne ise, Alparlan Türkeş de o seviyede İslam düşmanı, Türk düşmanı, Yahudi ve hristiyan sevdalısı bir haindi…
Her şey, Sovyetler Birliği’nin yayılmacı mücadelesi karşısında, en çok da Komünist akım karşısında batı ülkelerinin çıkarlarını koruyacak ama gerçekten müslüman Türklere de asla faydası olmayacak bir piyon teşkilat tesis etmek üzerine programlandı…
Londra ve İsrail ABD’yi maşa olarak kullandı, ABD/CIA da ülkücülük akımını ve ona bağlı teşkilatları… Milli Türk Talebe Birliğinden tutun Komünizmle Mücadele Derrneğine kadar, fikir kulüplerine kadar çok sayıda teşkilatı CIA fonladı ve yönetti. Hepsinin masrafları da kara paralar ile karşılanıyordu. ABD durmadan uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı yapıyordu. O gizli Yahudi ve mason Adnan Menderes’in iktidara getirilmesi ve ülke genelinde biraz da olsa İslami serbestlik verilmesi de aynı programın bir parçasıydı. Sonra Adnan Menderes projesinde sorunlar oldu, rahatsız da oldular, içinde Alparslan Türkeş’in de bulunduğu başka bir Ermeni, Yahudi, Çingene hain gruba talimat vererek Adnan’a darbe yaptırdılar. Bunların alayı piyon, sadece basit piyonlar bunlar… Asıl olan Yahudilerin, İngiltere’nin, mason tarikatının menfaatleri…
BBP’nin MHP’den kopmasının ve Alperen Ocakları adı altında ayrıca teşkilatlanmasının görünürdeki en büyük sebebi de bu oldu, MHP’nin gayr-i İslami çizgide ısrarla kalmak istemesi…
Lakin Muhsin Yazıcıoğlu da kara paracı bir gizli Ermeniydi, o da arkasındaki grupla birlikte, mevcut karışık dengeler içinde kendilerince dengeler kuruyordu. Hedefi vatana, millete, Türklere, dinimize hizmet değildi. O da MİT’in bir grubunun piyonuydu. Şimdiki BBP Başkanı Mustafa Destici de gizli Ermeni, kara paracı, MİT piyonu, şunun bunun uşağı bir vatan haini…
İtiraz edebiliyorsa çıksın karşıma, istediği ortamda canlı olarak tartışalım, belgelerle bile ispat ederim bunları… Çok da hayırlı olur memleket ve millet için. Hala ülkücü, İslamcı, solcu, şucu, bucu diye diye suni gruplaşmalar oluşturuyorlar, parçala ve yönet taktiği uyguluyorlar. Bir de solcusunu da sağcısını İslamcısını da kara para işlerinde, ihanet işlerinde, terör işlerinde piyon yapıyorlar. Kendileri CIA piyonu, o gruplar da piyonun piyonunun bilmem kaçıncı piyonu oluyorlar.
Süper lüks arabalarla gezen, süper lüks harcamalar yapan, para kaynağını asla izah edemeyecek olan o Mustafa Destici, görüldüğü yerde, insanlık namına kafasına sıkılması gereken bir insan şeytanı… Bir tane gerçek ve namuslu bir ülkücü ya da Alperen kaldıysa bu alemde, bunu artık yapmalı.
Karışırsa karışsın ülke, zaten karışacak ve kimse engelleyemez karışmasını. Bana bir hesap sorabilecek varsa, gelsin, ben mekanımdayım. Vatan hainlerinin, kara paracıların, CIA/NATO destekli hileli seçimler nedeniyle indirilemediği bu ülkede, hangi sözde savcı ya da hakim o vatan hainlerine milleti adına sıkan yiğitleri karşısına alabiliyorsa, ben buradayım. Önce beni muhatap alsın…
Bebek, çocuk, kadın, uyuşturucu ve organ kaçakçısına ülkücü deseler ne olur, Alperen deseler ne olur, ne değişir. Siyasi parti lideri gibi görünüyor olsa ne değişir. Savcılar, hakimler işlerini yapmıyor ve bunları toplamıyorlarsa, bu akıl almaz seviyedeki ihanetlere, cinayetlere, zulümlere, acılara mani olmuyorlarsa… Bu vatanın evlatları gereğini elbette yapar.
Bu arada, şu eski fotoğraftaki sözde ülkücülerin kimlikleri araştırılıp tespit edilsin. Aynı zamanda solcu akımları ve hatta İslamcı akımları da arka plandan oynatan, onlara da başka fertlerini yönlendirmiş olan gizli Ermeni/Çingene ve ayrıca gizli Yahudi soylardan çıkmazlarsa, çok şaşarım.
Bitti artık bu rezil ve haince oyun… Türkiye daha da süratli şekilde hakiki hürriyetine koşacak. Bu koşu sırasında karşısına çıkan her şeyi ve herkesi ayaklar altına alacak. Gerekiyorsa o kişilere bu devlet ve millet adına birer kurşun hediye edilecek.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya