Filmin sonunu göremiyorlar


İsrail, sözde Tahıl Koridoru projesini hala zorlamasının, hala faal tutmaya çalışmasının bedelini, bütün dünyanın gözleri önünde çok ama çok ağır ödeyecek. Canının yanmasını istemeyenler, hayatta sahip olduğu her şeyin yok olmasını istemeyenler, İsrail’den ve yakın çevresinden uzak dursunlar. İsrail merkezli bu şeytani sistemin bütün mensuplarından da uzak dursunlar.

Bu dünya yörüngesinden çıkarak güneşe doğru savrulacak, kısacık sürede yanıp yok olacaksa bile… Yemin ediyorum ki İsrail denilen o şer merkezini yok edeceğim. Onların bu dünyada insan ve organ kaçırmalarına, her şeytani işi organize etmelerine, her yerde çıplaklığı ve cinsi sapıklığı yaymalarına, insanları insanlıktan çıkartmalarına izin vermeyeceğim.

Onlara havadan, karadan, denizden, yer altından, hiçbir yerden insan ve organ kaçakçılığı yapma fırsatı vermeyeceğim.

Trump’ın bu defa da bir yol bulup sıkıştığı köşeden kaçmasına izin vermeyeceğiz. Bu, köşeye son sıkışması olacak. Onu oyundan düşüreceğiz. Bu hususta sahadaki herkes üzerine düşeni yapacak.

Sahadaki büyük resmi göremiyorsunuz, neler döndüğünü bilemiyorsunuz diye tartışıp duruyorsunuz. Boşuna tartışıyor ve vakit harcıyorsunuz. Neler döndüğünü bilmenize gerek yok, çünkü hangi yoldan gidilirse gidilsin, bu filmin sonu çoktan kesinleşti.

Sahadaki oyun kurucuların, en başta da İstanbul’un, ne yapmak istediğini, neler yapmakta olduğunu bilseniz ve bunlara karşılık olarak kendinizce doğru kararları alsanız bile… Sonuç yine değişmeyecek.

Benim görebildiğim kadarıyla, çoğunuzun ömrü çok kısa… O kadar kara para biriktirdiniz ama yiyemediniz. Tatil yapın, keyfinize bakın, son günlerinizin tadını çıkartın.

Bir de haberiniz olsun, sahanın tamamında şu anda oyun kuran, nereye doğru gideceğini bilen ve sahayı da buna göre yönlendiren tek taraf İstanbul… Diğerlerinin hepsi çıkmazda, bocalıyorlar. Önünü sonunu hesap bile edemeden acilen kara para bulmanın yollarına bakıyorlar. Bu da onların sonunu iyice hızlandırıyor.

İsrail artık turistler için bile emniyetli bir yer değil. İsrail’e turist gönderen ülkelerin hükumetleri, şu ikazlarımdan sonra bile gerekli tedbirleri almazlarsa, yaşanacak sivil can kayıplarından İsrail kadar onlar da mesul olacaklar. Ve burada bu yazdıklarım, o hükumetlerin mevcut yetkililerinin karşısına mahkemelerde, yargılamalar sırasında dahi çıkartılıp sorulacak.

Zaten İsrail’de bir şey yok. Kudüs’ün bile sahte Kudüs olduğunu… Mescid-i Aksa’nın bile sahte Mescid-i Aksa olduğunu herkes kesinlik seviyesinde anladı, öğrendi. Bu hususlarda da dünya genelindeki yetkili ve etkili herkesin dürüst davranması gerekiyor.

Bunlar, gizlenebilecek, üstü örtülelecek şeyler değiller. Herkes kısa süre sonra bunları duymuş ve kabullenmiş olacak.

Afrika ülkelerini hiç kimse baskı altına almayacak, yönlendirmeyecek. Her zaman herkese verdiğimiz gibi, Afrika ülkelerine/halklarına da hür iradeleri ile tercih hakkı vereceğiz. Bu hususta gereksiz çabaların içine girilmesin. Sonra tercihlerine göre sonuçlar yaşamalarını sağlayacağız. Hepsi bu… Zaten kısa süre önce yazdığım yazıda, bunu çok net olarak anlamalarını sağladım. Yanlış tercihler yapanları karşımızdaki ülkeler listesine ekleyeceğimizi ve hiç zaman kaybetmeden onları da dertten derde sürükleyeceğimizi anlamalarını sağladım.

Kimsenin peşinde koşacak değiliz. Afrikalı taraflar, bizim kim olduğumuzu, nasıl duruşumuz olduğunu da biliyorlar, Kraliyetin batılı ve doğulu piyonlarının da kim olduklarını, neyin peşinde olduklarını, nasıl danışıklı dövüşler sergilediklerini de biliyorlar.

Biz sömürgeci değiliz ve olmayacağız. “Bizi Kraliyetin emrindeki Avrupalı ülkeler çok sömürdüler. Biraz da Kraliyetin emrindeki Rusya ile Çin sömürsün” diyen ahmaklara zaman da ayırmayacağız.

Ne oldu, ABD Wagner’in peşini bıraktı mı?
Batının/Londra’nın piyonu Putin için Wagner tehlikesi azaldı diye mi ABD Wagner karşısında tekrar uysallaştı?

Şimdi Afrikanın o ülkeleri, Rusya’nın kontrolüne mi giriyor, ABD’nin mi, Avrupa’nın mı ya da kimin?

Rusya’dan da kara paralar ve sömürge gelirleri Avrupaya, Londraya, ABD’ye ve İsrail’e akmıyor mu zaten?

Ne oldu, Çin-Tayvan danışıklı dövüşü artık çok büyük darbe mi aldı? İyice ifşa mı oldu? Artık Çin-Tayvan danışıklı dövüşüne hiç kimse kanmayacak diye mi sahanın “resmi” aktörleri bu konuda da bir acayip tavırlar sergiliyorlar?

Tayvanın teknik adamları ve iş grupları, Çin’den desteklerini bir anda çekseler… Zaten batmış olduğu halde bu hali gizlenmeye çalışılan Çin, bir aya kalmaz açlıktan isyan dalgaları yaşanan bir ülkeye dönüşür. Devamındaki birkaç ay içinde de birkaç parçaya bölünen bir devlet olur. Geçtim NATO’yu, batıyı ve bunların Asya’daki müttefiki olarak görünen ve “güçlü” denilen ülkeleri… Tek başına Tayvan bile, istese Çin’i krizlerden krizlere sürükler, savaşmadan ezer geçer. O çok şişirilen Çin’in bir anda nasıl patladığını bütün dünya görür de şaşkına döner.

Sıktı artık ve iyice ifşa oldu artık bu danışıklı dövüşler. Londra’ya söyleyin, yeni oyunlar bulsun. Çin’i dünyanın yeni, zorlama ve sahte süper gücü yapma planlarına harcadığı her şey heba oldu. İstanbul bu planı ayaklarının altına aldı, ezdi. Bundan sonra Londra bu planı zorladıkça, harcayacağı emek, zaman, adam, para dahil her şey heba olacak.

Dünyada gelecek vaat eden tek ülke var, o da Türkiye… O bile şu andan itibaren ilk beş senede hiç kimseye hiç bir şey kazandırmayacak.

Rusya ile Japonya, arka plandan yoğun şekilde paslaşıyor. Kuzey Kore ile Güney Kore de öyle… Kuzey Kore ile Japonya da öyle… Kuzey Kore ile ABD’nin arası da çok iyi… Dünya insanlığına anlatılan dost ve düşman dengeleri hep yalan…

Sözde birbirine düşman olan onlarca devlet, onlarca senedir arka plandan en yakın dostlar olarak paslaşıyorlar. Danışıklı dövüşlerine devam ediyorlar.

Hepsini masonlar yönetiyor, satanistler yönetiyor. Kara paracılar yönetiyor. Bu kişilerin, dünya genelinde faal olan ve “küresel” denilen bir sistemi var. Biz ona Ankebut Ağı diyoruz.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Exit mobile version