Şimdi arkadaşlar, ben yayınlarla ya da arka plandan dünyayı yönlendirmeyeyim diye, dünyanın her yerinde satanist/mason ayinleri yapılıyor. Ayinler haricinde de dünya genelinde seferberlik halinde büyüler yapılıyor. Beyinden beyine sinyal saldırısı yapan medyum orduları ve talimatla bile bir kişinin üzerine gönderilebilen cin kabileleri de ayrıca yükleniyorlar.
Ben de bir yandan metafizik çatışmalarla meşgulken, bir yandan birkaç işe daha bakıyorken, bir yandan da onlara, yayın yapmamı engellemek isteyenlere inat yayınlar yapıyorum. Daha az yayın yapacaksam bile, inadına daha çok yayın yapıyorum. Bazı meselelere dair kararlarımı, yönlendirmelerimi, yayınlarımı bekleteceksem bile, onlara inat olsun diye bekletmeden hamleler yapıyorum.
Zaten, yazdığım yazılara bakın, sık sık yazma hataları varsa, bazı cümlelerde bazı kelimeler eksik yazılmışsa, ben birkaç işi bir arada yapıyorum demektir. O sırada yayınlar yapıyorum demektir.
Genelde kafam başka bir yada birkaç işle daha meşgulken, bir yandan da sesli okumalar eşliğinde metafizik çatışmalar yapıyorken metinler yazıyorum demektir.
Zaten bir süre önce yayınla izah etmiştim ama tam olarak anlayamayanlar var gibi…
Ben metafizikle yıkılmıyorum diye, öldürülemiyorum diye, iş yapamaz hale getirilemiyorum diye, yaklaşık olarak son iki aydır ekibime çok ağır büyüler yapmaya, çok yüksek sayıda medyumla ve cin kabileleri ile saldırmaya başladılar.
Bir süre sonra buna çok kızdım ve “Ben bunun hesabını sorarım. İblis’in kafa adamlarından çok sayıda kişiyi öldürmedikçe durmayacağım” mealinde yazdım.
Hemen o günlerde ölüm furyası başladı. Dünyanın dört bir yanından satanist, mason ayincilerden, üst seviye olanlarından ölenler oldu. Bunların bazıları sanatçı ve oyuncu olarak da tanınıyorlar ve onlardan da ölenler oldu.
Lakin hiç beklemedikleri bir şey oldu ve Menzil denilen Ermeni/Çingene tarikatının Gavs hazretleri denilen sözde şeyhi de çarpılarak öldü.
Çünkü, ta birkaç yıl öncesinden yazılı yayınla anlattığım gibi, o yüksek rütbeli şeytan, benden ziyade ekibimle çok uğraşıyordu. Bu sürece girilince, onun da mühleti doldu ve çarpılıp öldü
Bu süreç hala bitmedi, devam ediyor. Son yayınlarda birkaç kere adını geçirdiğim Ermeni/Çingene Sezen Aksu ve çevresindeki büyücü/satanist çete de bana güç yetiremediği için daha çok ekibimle uğraşıyor. Yine Ermeni/Çingene Cem Yılmaz ile çevresindeki çete de bunu yapıyorlar.
Dünyanın farklı farklı ülkelerinde, bunlar gibi çeteler var. Hepsi birlikte “Mfs’yi yıkamıyorsak, ekibini yıkalım” dediler. Şükür ki ekibimden kimseyi öldüremediler. Lakin başından beri açıkça yazdığım gibi çok ciddi sorunlara sebep oldular.
Bu süreçte bazı devlet başkanlarının kardeşleri ya da yakınlarında olup da büyücülüklerine aracı olan başka akrabaları öldü. Bazı devletlerde bakanlar ortadan bir anda kayboldu, bir daha onlardan haber alınamadı, alınamıyor. Aslında, gelişmeleri sadece burada yazdığım kadar bilgiyle takip edenlerin bilemediği çok çetin bir süreç yaşandı arka planda ve hala yaşanıyor, gün geçtikçe de şiddetleniyor.
Netenyahu dahi bu şekilde hareket edenlerden, ettirenlerdendi. Son süreçte çok çarpıldı, çok sorunlar yaşadı, yaşıyor. Hatta ölmüş bile olabilir. Ortada dolanan şey gerçek Netenyahu mu, dublör mü yoksa biyonik robot mu, bu hususta şu anda elimizde somut/kesin bilgi yok.
Şimdi ben şunu da açıkça yazayım. Bu süreç daha da şiddetlenerek devam ediyor, ekibimden çok sayıda kişi ciddi sıkıntılar çekiyor. Şükür ki hayati bir tehlike olmuyor ama onların yaşadıkları bu ciddi sıkıntılar nedeniyle de ben bu dünyayı mahvediyorum, edeceğim.
Çok kısa süre içinde, söz konusu tarzda saldıran saldıganların çok üst başka isimlerini de cehenneme göndereceğim. Bu sırada zaten onların emrinde hareket eden büyücü takımları da çarpılıyor, sakatlanıyor, ölüyorlar.
Onların ölüm haberleri geldikçe, hepsinin değil, mevzunun anlaşılmasına yetecek kadar birkaç tanesinin haberlerini buradan paylaşacağım ve çarpıldıklarını ilan edeceğim.
Tekrar yazıyorum, Cem Yılmaz’a ve çetesine, Sezen Aksu’ya ve çetesine dünyanın her yerinden destek verin. Çünkü kararlıyım, onları da öldürüp cehenneme göndereceğim. Ve bunu, kendilerini en güçlü gördükleri anda yapmaktan ayrıca bir zevk alacağım, mutluluk duyacağım.
Adliyelerdeki Ermeni, Çingene, Yahudi takımından, onları kollamaya teşebbüs edenleri dahi öldüreceğim. Hepsini buradan yayınlarla ilan edeceğim.
Bakalım ismi geçen pislikler, ne kadar büyüklermiş, ne kadar güçlülermiş, sistemleri için ne kadar kıymetlilermiş ve ortada sistemleri mi kalmış, güçleri mi kalmış, şimdi bütün dünya görecek.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya