NATO’nun ve ABD’nin, Rusya ile harp edecek şartları, hazırlığı, imkanı yokmuş. Türkiye’nin de şartları çok geniş değil ama devlet sistemi neredeyse işlemez hale gelmiş, askerine erzak bile veremez hale gelmiş, ordusundaki rütbeliler emirlere itaat etmez hale gelmiş olan Rusya’yı güle oynaya ezecek, onu harpte yok edecek kadar gücümüz var. Türkiye’deki, Suriye’deki kollarını kesip atacak kadar, sebep olduğu sorunları kısa sürede çözecek kadar gücümüz var.
Türkiye’nin sorunlarını çözmek için aynı anda hem Ruslarla hem de Arap denilen ülkelerle harp etmek gerekiyorsa, edeceğiz. Ülkemize hala sorunlar çıkartan ve müdahaleler yapan, tuzaklar kuran, sömüren, örtülü işgal projeleri uygulamayı deneyen her ülke ile harp edeceğiz. Harp sırasında devasa ganimetler de elde edecek, yaralarımızı acilen saracağız. Maliyemize acilen nefes aldıracağız.
Türkiye’nin sorunlarını çözmek için 3. dünya savaşını çıkartmak ve bütün dünyanın haritasını değiştirmek gerekiyorsa bile değiştireceğiz. Ülkeden sayılmaz, sözde Arap olan üç beş kabile sistemine, kara paracı o pisliklere Türkiye’nin son varlıklarının da peşkeş çekilmesine asla izin vermeyeceğiz.
Neden Türkiye’nin son varlıkları da onlara peşkeş çekiliyor? Oralar zaten bizim eski topraklarımız, gidip oraları geri alalım? Madem ki hala Türkiye’nin sorunlarını çözmesini değil de kendilerine sürekli gelir getiren ve zor şartları hiç bitmeyen ülke olarak kalmasını, acıları hiç bitmeyen ülke olarak kalmasını istiyorlar… Madem ki bu şartlarda bile damarımıza basıyorlar, düşmanlıklarını açıkça sergiliyorlar, o halde gerekeni yapalım. “Yettiniz, siz kimsiniz?” diyelim…
Kim koruyabilecek onları bizden? Çökmüş bitmiş Rusya mı? Nefes alamaz haldeki İngiltere mi? Açlıktan isyanlar yaşanan Fransa mı? Askerine maaş veremeyen ABD mi? Devasa krizlerini gizlemeye çabalayan ve yetişkin fertlerine Balon Musk masalları anlatan İtalya mı? Şu Katar denilen yerde bizim ordumuz olmasa, ortada devlet, otorite denilen bir sistem kalmış mıydı? Kanımızı emen sülükleri bile kendi ordumuz, evlatlarımız üzerinden koruyoruz. İhanetin, adiliğin bu seviyede olanı tarihin kaç devrinde görülmüştür? Bu kadar ihanetleri yapmış olan ve yapamaya devam eden hain Ankara hükumetine mecbur mu bu ülke? Neden hala sorunların çözülmesi için ona mecburmuşuz gibi bir hava oluşturuluyor?
Sorunları gerçekten çözeceğiz. Bunun için bedeller ödenmesi gerekiyorsa ödeyeceğiz. Sorun olanları ezeceğiz, yok edeceğiz. Bu, hain Ankara hükumeti olsa bile… Sömürülmeye son vereceğiz. Sığınmacılar üzerinden sömürülmeye, çökertilmeye de son vereceğiz. Her soruna gerçekçi çarelerle müdahale edeceğiz. Ötelemekle, inkar etmekle, gizlemekle, satmakla, peşkeş çekmekle, IMF ile, NATO ile, AB ile bu sorunlar çözülmez.
Yağmur’la, Şimşek’le, Yıldırım’la, şununla bununla da bu sorunlar çözülmez… İngiliz vatandaşı olanlarla, CIA personeli olanlarla da bu sorunlar çözülmez.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..