Şu omurgasız gizli Hristiyan ve vatan haini Sera Kadıgil’in de artık elini, kolunu kıracağız. Kim, kaç terör örgütü ve kaç terör destekçisi hükumet/ülke ve gizli servis arkalayacaksa onu görelim, çatışma çıkıyorsa çıksın, nereye gidiyorsa oraya kadar gidelim.
O fahişenin bizim ülkemizde bizim değerlerimize ve bizlere her gün keyfince ve kamyon dolusu sövüp saymasına bir de rest çekmesine tahammül etmek zorunda değiliz. Rest ise rest… İnceldiği yerden kopacak.
Yeter bu pislik, nedir bu kepazelik.
Ne güzel memleket… Gizleyeceksin hristiyan olduğunu, yahudi olduğunu, süryani olduğunu, bilmem ne olduğunu… Ne kadar Türk ve İslam düşmanı ülke, milletler arası tarikat, mafya ve terör örgütü varsa dayayacaksın arkanı… Sonra her gün laiklik, Adıtürkçülük denilen zırvaları maske ve kalkan yaparak İslam’a, müslümanlara söveceksin…
Yok öyle yağma, madem restleşiyorlar, madem çatışmak istiyorlar, nereye kadar gidiyorsa oraya kadar çatışılacak. Ya da Türkiye’nin hukuk devleti olduğu, gizli kimlikli hainlere meydan bırakılmadığı, Sera’nın benzerlerini Leyla Zana misali meclisten çıkartılıp tutuklanmasıyla gösterilecek.
Benim ülkemde, gerçek kimliğini gizleyerek ihanetler eden dini azınlıklar, başka ülkelere açıkça çalışan dini azınlıklar aksini istemiyor diye… Onların işine gelmiyor diye… Eğitme sisteminde kız-erkek karma sistem dayatılamaz.
Güya millet vekili olan azılı bir terörist, hristiyan bir İslam düşmanı, dini ve vicdani tercihlerini yapmış olan millete ağzını sonuna kadar açıp gerici, yobaz diye hakaretler savuramaz. Bir de “elini kolunu kırarız” diye tehditler savuramaz.
Bunu yapacaksa… “İstemiyorum. Ben Türk ve İslam düşmanıyım. Bütün çevrem ve bağlantılarım da benim gibi. Nefret ediyoruz hepinizden ve en kısa sürede Haçlı ordularının yaptığını size yapmak istiyoruz. Bizi arkalayanlar da böyle durmamızı istiyorlar. Siz kimsiniz, haydi sizi görelim?” diyerek yapacak.
Uydurulmuş değerler olan laiklik ve Adıtürkçülük veya diğerlerini malzeme ederek yapmayacak.
Yeter! Beş milyondan fazla şehidin kanlarının üzerinde yürüyoruz, yaşıyoruz.
Kimliğini, ırkını, dinini, ihanetlerini gizleyen üç tane hristiyan, beş tane yahudi, birkaç tane ezidi ya süryani, bütün değerlerimize ve yedi ceddimize sövsün, her gün devlet gücünü aleyhimize haince çevirsin ve damarımıza bassın diye feda edilmedi bu canlar.
Bu nasıl devlet, bu nasıl sistem. Bu nasıl meclis, bu nasıl hukuk sistemi…
Onlarca ülke ile hemen bu gün harp bile çıkacaksa, yine de meclisteki şu pislikler toplanıp alınmalı.
Olmuyorsa, önce TR’deki sözde elçi ve konsolos gibi görünenler ve böyle görünürken, milletimiz karşısında bu kadar adileşen Sera gibi böcekleri arkalayanlar toplanıp alınmalı. “Siz diplomatik temsilci falan değilsiniz. Açıkça düşmanlık ve ihanet eden suçlularsınız” denilmeli.
“Bütün bu terör örgütleri, kara para mafyaları, misyoner teşkilatları, devlet içine sızan hainler ve teröristler sizin kontrolünüzde. Yettiniz artık, burası Türkiye” denilmeli.
Yıkarım sizin dünya nizamınızı bile…
Oraya buraya getirip resmi sıfat/kimlik, makam verdiğiniz piçlerinize, fahişelerinize sahip çıkın. Ezerim ayaklarımın altında, sadece izler kalırsınız. O sizden olan savcılar ve hakimler de sadece izler kalırlar ya da kaçıp kendilerini kurtarmaya çabalarlar. Benim ülkemde benim daha fazla damarıma basmayın.
Bu ülkede hiçbir piçiniz, fahişeniz, kuklanız, köpeğiniz, teröristiniz, aşiretiniz, örgütünüz, tarikatınız, cemaatiniz dini ve milli değerlerimize sövmeyecek, rest çekmeyecek. Benden söylemesi…