Gereğine hükmedildi.
Şu iki kriptonun, şu iki dişi insan şeytanının kafaları birbirine vurulacak. İkisi de ayrı ayrı ibret-i alem olacak. Türk ve müslüman rolü oynayarak, müslüman Türklerin itikadına temelden bomba koymanın, müslümanların sonsuz saadetine kastetmenin cezası, ikisine de çok ama çok ağır kesilecek.
Onları arkalayanlar, destekleyenler, yönlendirenler de hızla ve sert şekilde oyundan düşürülecek.
Bu mücadelede çok kısa sürede cihan harbi çıkacak dahi olsa, dünyanın bütün dengeleri birbirine girecek bile olsa, asla geri durulmayacak. Türk yurdunda, Türk rolü oynayan hainlerin, dinimize/inançlarımıza pervasızca, sinsice, kahpece saldırmalarına asla meydan bırakılmayacak.
Lanet olasıca pislikler…
Sıfatlarından zulmet, kalemlerinden ve dillerinden fitne akıyor.
Güya Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin eserleriyle büyümüş… O Işık Kızıltuğ, Türk rolü oynayan o çevrenin içinde, azılı bir Türk ve İslam düşmanı olarak büyüdü. Sinsi bir hain, münafık, numaracı olarak büyüdü, yaşadı. Çift kimlikli bir omurgasız sürüngen olarak büyüdü, yaşadı, yaşıyor. Şu millete her türlü maddi ve manevi tuzağı kuran dedelerinin, atalarının tecrübelerinden istifade ede ede büyüdü.
Neticede İblis’e sadakatla bağlı olan, insanlığa düşman olan, adeta cinler alemine karışan azılı ve baş belası bir büyücü oldu çıktı.
Şimdiye kadar, büyücülükle kaç kişinin canını yaktığını kendi bile bilmiyordur. Sabah, akşam, gece, gündüz bütün işi büyücülük olan pisliği çıkartmışlar, güya dini meselelerin doğrularını anlatacak.
Anlattığı da asırlardır hatta binlerce yıldır İblis’in kullandığı bir kart olan vahdet-i vücud inancı… O sapık inancı bile açıkça ifade etmiyorlar. Vahdet-i vücud sapıklığına karşı adeta elinde kılıçla harp etmiş gerçek İslam alimlerinin isimlerini de eserlerini de kendilerine adice malzeme/araç ediyorlar. O kadar sinsi ve hainler… O alimler şimdi hayatta olsalar, şu iki hainin de başlarının derhal kesilmesini ve meydan yerde sergilenmesini emir ederler.
Çıksınlar bir yerde karşımıza, on dakika bile konuşamazlar. Hiçbir şey bildikleri de yok. Bu yaşlarında hala kütük kadar cahiller. Klişelemiş cümlerle ve tekniklerle, analarından, babalarından, dedelerinden gördükleri ihanet sistemini ayakta tutuyorlar. Her gün Türklerin dinine saldırıyorlar, tarihine saldırıyorlar, İblis’e kulluk ediyorlar.
Bu ülkede Ermeniler, Yahudiler, Ezidiler, Süryaniler, Rumlar, bilmem kimler kimler, çıkıp da kendi inançlarını “Bizim inancımız budur” diye anlattılar da rahatsız mı olduk, müdahale mi ettik?
Türk olmadığı halde Türk rolü oynamak, müslüman olmadığı halde müslüman rolü oynamak, sonra da gece gündüz, her gün türlü türlü tuzaklar kurmak kimin hakkı? Kim veriyor bu hainlere o hakkı? Rusya mı, İngiltere mi, devletten sayılmaz Ermenistan mı? İran’ın idaresini elinde tutan ve molla rolü oynayan Ermeni/hristiyan hainler mi?
Milyon milyon öldüler ama hiç sarsılmamışlar. Bütün dünya görecek gerçek Türklerin haklı öfkesini, haklı tepkisini… Bunlara karşı hala vazifelerini yapmayan idarecilerden adli yetkililere ve istihbarat teşkilatı mensuplarına kadar herkes de bulacak cezasını…
Yıkılası Youtube, bir tek gerçek Türkün kanalının yükselmesine bile izin vermiyor. Nerede omurgasız sürüngen hainler var, nerede Türklere sinsice saldıranlar var, nerede kara paracılar var, nerede ahlak ve namus tanımazlar var, nerede cinsi sapıklar var, nerede büyücüler var, hepsinin en basit kanallarını bile öne çıkartıyor. O Youtube’un da sonu çok yaklaştı. Onu da görecek bütün dünya…
Bilinmeli ki maddenin gerçek olmadığını, bu hayatın simülasyon olduğunu, tek gerçekliğin aslında zihin olduğunu iddia eden kişi müslüman bir kişi bilinemez.
Namaz da kılsa, oruç da tutsa, İslami hizmetlerin içinde bir kişi de görünse, sakalı da olsa, her günün yarısında zikirle meşgul de olsa, günahların çoğundan uzak duran biri de olsa, imam da olsa, müezzin de olsa, profesör de olsa, kitaplar yazmış da olsa, müslüman bir kişi olarak bilinemez.
Onun arkasında namaz kılınmaz. Onunla kurbanda hisseye bile girilmez. Ölürse namazı da kılınmaz. Arkasından şahitlik edilmez. Kılanı da edeni de Allah kahreder.
Çünkü o kişi, o inancıyla, çok sayıda Kur’an ayetini inkar etmiş bir kişidir. Bir ayeti inkar bile kişiyi dinden çıkartır.
Her gün müslümanların karşısına kitaplarla, dergilerle, Tv yayınlarıyla, radyo yayınlarıyla, internet yayınlarıyla bu gibi sapık inançlar çıkartılıyor.
Diyanet’in içi hatta tepe kadrosu bile gizli Ermeni-Yahudi dolu… Tarikatların tamamının tepe kadroları da gizli Ermeni-Yahudi dolu. Hepsi de vurguncu ve kara paracı. Hepsi de doğrudan ya da dolaylı yollardan MİT’le ve başka ülkelerin gizli servisleriyle bağlantılılar. Anlattıkları şeyler, kurdukları tuzaklar, yeni yeni şeyler değiller. Asırlardır zaten hep denenmiş şeyler. Herkesin bu hususlarda çok dikkatli olması gerekiyor.
Google aramalarında dahi, kripto kimlikli hainler tarafından hazırlanmış ne kadar meal, tefsir sitesi varsa, onlar öne çıkartılıyor. Adeta dayatılıyor.
Bu pislik, bu pervasızca ihanet, bu kahpelik artık iyice gerdi. Gayretullaha dokundu. Bakalım Mevla neyi, nasıl denk getirecek ama şüphem yok ki yakın vakitte bunların hepsini bu millete, sürüye değil, gerçek Türklere gömdürecek. Sonra “Ermeni katliamı” mı denilecek, “Yahudi katliamı” mı denilecek, ne diyorlarsa desinler…
Arkalarından da Rusya’nın, İran’ın, İsrail’in, Yunanistan’ın, ABD’nin, İngiltere’nin, Ermenistan’ın, Mısır’ın, Almanya’nın, İtalya’nın, İspanya’nın idarecileri, din adamları ve gizli servisleri ağlayacaklardır.