Zengin olan vatandaşlardan daha yüksek oranlarda vergiler almak, zengin olmayan vatandaşlardan ise daha düşük oranlarda vergiler almak, tartışmasız şekilde hukuka aykırıdır. Bir ülkede en kısa sürede şiddetli huzursuzluklar, sınıflaşmalar, çatışmalar, bölünmeler yaşanmasına sebep olacak vahim bir hata, hukuksuzluk ve hatta kasıttır. Çünkü böyle bir hamlenin sonu tartışılmaz şekilde gözler önünde ki iç gruplaşma ve her manada çatışmadır.
Görünen o ki Aile Bakanlığı dedikleri masonik/satanik teşekkül üzerinden, sorunları düzeltmek istiyormuş gibi görünürken, aslında kastan Türk aile kurumuna son darbeleri vurmaya çabalamış olan AKPKK ve şürekası, bütünüyle toplumsal birliğe ve devlet sistemimize de son darbeleri vurmayı denemek üzeredir.
Daha fazla oranlarda vergiler vermeye razı olmayanların nelere sebep olacaklarını bir kenara koyalım… Razı olan zenginler bile rahat durmayacaklar, bu defa zengin olmayan vatandaşlara verilmeyen haklar talep edeceklerdir. Bunu açıkça bile talep etmeden, bu konularda hukuki düzenlemeler bile beklemeden, hayatın akışı içinde tavırları, davranışları değişecektir. Bu da halk arasında sınıf farklıklarına ayrıca sebep olacak, her gün, her yerde tartışmalar ve karşılıklı çatışmalar bitmek bilmeyecektir
Böyle bir uygulama, evini boş tutmak isteyen mülk sahibine “Hayır, tutamazsın. Tutarsan yüksek vergi alacağız senden” demek kadar hukuksuz, keyfi ve sınıflaşamaya sebep olacak bir uygulamadır.
Önünü sonunu dikkate almadan, hukuk da tanımadan, zenginlerden daha fazla vergiler toplamanın yollarını arayan bir hükumet, hareket sahasını tamamen kaybetmiş, eli kolu bağlanmış, batağa batmış ve bir gün sonrasını bile planlayamayan, kontrol edemeyen bir hükumettir. Bu yöndeki çabaları da bu halini açıkça gözler önüne sermektir.
Başka devletlerin/liderlerin kapılarında dolaşan, onlardan acilen nakit para almaya çabalayan bir hükumet, resmen hükumet olarak görünüyor olsa dahi, uygulamada hükumet olmaktan çıkmıştır. Milli güvenliği dahi en ileri seviyede tehdit eden bir suç teşekkülü halini almıştır.
Türkiye’de olağan akışta yaşanması gereken mali krizi hala bastırmaya çalışmak, hem sonunda kesinlikle o mali kriz yaşandığında oluşacak zarar ve ziyanı, ayrıca acıları devleştirmektedir… Hem de TR’nin iç ve dış güvenliği dahil çok sayıda konuda vahim krizlere sebep olmaktadır. Gün geçtikçe daha daha vahimlerine de sebep olacaktır.
TR, köprüden önceki son çıkışı çoktan kaçırdı, Çok büyük ve acı verici sorunların yaşanacağı çoktan kesinleşti. Lakin hain Ankara hükumetinin bu türlü faaliyetlerine ya da planlarına gereken sertlikle ve kararlılıkla karşı durulmazsa, bu filmin sonunda hayatta ve ayakta kalabilenler şu mealde cümleler kuracaklardır:
“Keşke devasa bir mali kriz yaşansaydı. Keşke hükumet bile devrilseydi. Keşke dolar yüz lira bile olsaydı. Batan batsaydı, çok canlar yansaydı ama yolumuza yine de bir şekilde baksaydık. Küllerimizden yeniden doğsaydık. Yaşayacaklarımız da bizi kendimize getirirdi, dersler çıkartmış olurduk. Böyle yapmadık da ne oldu? Şu halimize bir bakın… Bu akıl almaz sorunların, acıların içine düşebileceğimiz hiç aklımıza gelmemişti. Keşke bu kadarına hiç sürüklenmemiş olsaydık. Şimdi bu sorunları nasıl çözeceğiz”