Hala anlayamamış olanlar için açıkça yazıyorum


Tayyip de dahil, Kemal de dahil, hepsinin kasetleri var. Çoğu sübyancı, ibne, tecavüzcü… Şununla bununla yatıp kalkmakla ömür tüketmiş kişiler.

Bir kısmı ayinci ve ayinlerde insan bile kurban edenlerden… Bir kısmının yabancı sözde diplomatik temsilcilerle görüşmelerinin kayıtları var. İstisnasız hepsi de kara paracılar, mafya ve terör örgütleri bağlantılı kişiler. Sadece ahlaksızlığın, namussuzluğun, bel altının görüntüleri meydana saçılmayacak. Türlü türlü vahim suçlarının delilleri de dünyaya yayılacak.

Bunların, yapılamayacak olan seçime kısa süre kalınca, ortam iyice gerilince “şantaj, montaj, deepfake, Ruslar, Amerikalılar” diye paniklemelerinin sebebi bu… Gerçek delillerin de sahte olduğunu, montaj olduğunu iddia edecekler de güya kurtulacaklar bu sıkıntıdan…

Gerçek görüntülerin, sahte/montaj görüntülerden insan gözüyle ayırt edilmesi mümkün değil ama teknik olarak ayırt edilmesi mümkün ve bunu yapan özel ve itibarlı şirketler bile var. Veriyorsunuz ücretini, inceliyorlar. Herkes yaptırabiliyor.

17/25 Aralık sürecindeki delillerin (ses ve görüntü kayıtlarının) çoğu, muhtelif taraflarca kısa sürede zaten teknik incelemeye tabi tutuldu ve gerçek oldukları kabul gördü. Sahanın epeyi kısmı da bu nedenle sessizliğe gömüldü.

Ayrıca, bir görüntü ya da ses kaydı patlamışsa, ifşa olmuşsa, onu doğrulamanın başka başka yolları da var. 17/25 Aralık sürecinde bunlar da yaşandı. Ses kaydında nakit paranın, çok değerli bir villa sitesinden villalar alınarak ortadan kaldırılması konuşuluyordu, o gün ilgili kişinin avukatının o yerden çok sayıda villayı peşin para ile aldığının evrakları da meydana çıkartıldı.

Biri bir şey konuşuyorsa, bir yere gidiyorsa, biriyle düşüp kalkıyorsa, sadece görüntüsü ya da sesi değil, ardından evrakı, şahidi, çeşit çeşit doğrulayıcı kısımları da meydana serilebiliyor.

Şu ülkenin, bu ülkenin, şu terör teşkilatının, bu kara paracıların talimatları ile ve tamamen Anayasaya aykırı, mili güvenliğimize aykırı şekilde sözde bir seçime gittiğini zan edenlerin sert kayaya çarpmalarına saatler kaldı.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Exit mobile version