İkisinin de öngörüleri isabetli çıkmadı.
Benim öngörülerim isabetli çıktı. Ne dediysem yaptım/yapıyorum.
Milletler arası münasebetlere, planlara, hedeflere ve dengelere dair bütün ezberleri, kabullenişleri, beklentileri, süreçleri bozdum. Ankebut Ağı ile birlikte danışıklı dövüşleri ve küresel Çingene derin devletini de ifşa ettim. Kara para işlerini büyük oranda bozdum. Çok sayıda liderin ölmesine ya da devrilmesine sebep oldum. Savaşlar başlattım, savaşlara mani oldum, savaşları sonlandırdım. Devasa şirketleri batırdım, gizli servisleri oyuncak ettim. Basın ve medya krallığını yıktım.
Doksanlı yıllarda olduğu gibi ABD’nin ve küresel mali sistemin toparlanmasına izin vermedim, çökmeleri için darbe üstüne darbeler vurdum, vuruyorum.
ABD’yi Rusya’yı, Çin’i, İngiltere’yi, Kanada’yı, Japonya’yı, İsrail’i, Güney Kore’yi, Almanya’yı, Fransa’yı, İtalya’yı eş zamanlı olarak çökerttim. Daha da çökertmeye devam ediyorum.
Büyük İsrail Projesini (BOP), NATO’yu, BRICS’i, Şangay Suçbirliği Teşkilatını, AB’ni eş zamanlı olarak çökerttim.
Sonunda İstanbul kazandı, bir de İstanbul’un gerçek müttefikleri… Bundan başka ne deniyorsa, boş laf…
“Amerika’nın 1990’larda borç batağında olması ve Rus iş adamlarının dünya çapında tanınmaya başlaması hakkında konuşuluyor.
Amerika’nın 1990’larda 4 trilyon dolar borcu olduğu ve Japon parasının onu ayakta tuttuğu belirtiliyor. Amerika, silah gücünü kullanarak petrol ve doğal gaz gibi ham maddeleri ele geçirerek dünya lideri olmaya çalıştı. Rus iş adamlarının dünya çapında daha fazla tanınacağı ve Amerikan ekonomisinin zor durumda olduğu öngörülüyor.”