Suriye’deki aşiretleri açıkça uyarıyorum:
– Ölüm sessizliğine bürünüyorsunuz. Karşınızda kağıttan kaplanlar var. Bir süre bedeller ödemek zorunda kalsanız bile dik durmalı, mücadele etmelisiniz. Aksi halde dünyanız da ahiretteniz de cehenneme dönecek, kaybedeceksiniz.
Kimse bana kesik atamaz. Bana kesik atana ben de kesik atarım ama ben doğrudan şah damarına kesik atarım. Aort damarına atarım. Omurilik soğanına atarım. Sistemine atarım, beyin takımına atarım, eli kolu gibi olan kişilere atarım. Neticede kesik attığının yüzlerce, binlerce katını kaybetmesini sağlarım.
Ben dolandırıcılığa karşıyım. Bir şekilde devletlerin başına geçmiş kişilerin dolandırıcılık yapmalarına daha çok karşıyım.
Bana ulaşması gereken hiçbir şeye, hiç kimse set olmaya ve kesik atmaya kalkmamalı. Çevresi ve çetesiyle birlikte ödeyeceği bedeli bütün dünya konuşur.
Beni dinlemek zorunda mısınız, evet…
Ben, asgari insani kriterlerin hakim olması için konuşuyorum ve mücadele veriyorum. Ben sizin dininizle, ibadetlerinizle, fikirlerinizle, tercihlerinizle, meşru olan hiçbir şeyinizle uğraşmıyorum.
Ben bu dünyanın bu cehennem misali halden derhal çıkartılması için uğraşıyorum. O halde, beni dinleyeceksiniz, çünkü kimsenin bu dünyayı cehenneme çevirme ya da o halde tutma hakkı yok.
Beni dinleyin ve kurtulun. Hepsi bu…
Aksi halde süreç uzayabilir ama hepiniz için yolu sonu bellidir: cehennem…
Tayvan da iç mücadelesini vermeli. Ben Tayvan halkının tamamının karşısında değilim. Ben hiçbir halkı toptan karşıma almıyorum. İyi olanları ile kötü olanları ayrı ayrı değerlendiriyorum. Her halkın iyisi ve kötüsü var. Tayvan halkından iyi olanlar, Asya’nın hakimi olmak isteyenler, Çin denilen toprakların büyük kısmına bile fiilen, resmen hakim olmak isteyenler, gerekli iç mücadeleyi vermeliler, gerekli duruşu sergilemeliler. İstanbul’un savunduğu asgari insani kriterlere de tabi olmalılar.
O halde İstanbul’un Tayvan siyaseti değişecek.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..