Ölümsüz denilenler bile ölüyorsa, ölümlüler elbette ölecek.
Plazalara karlar yağıyor. Tipiye yani kar fırtınasına dönüşmesi an meselesi…
Borsa çoktan yerlerde ve bütün göstergeler yalan, tezgah… Ülkede para yok, yatırımcı yok, işleyebilen bir tek plan dahi yok, bütün kapılar kapalı ve bir çıkış yolu yok, ümit de bitti.
Dilencilik ile devlet yönetilemez, hükumet olunamaz. İban cumhuriyeti devleti olunamaz.
Organize sanayi bölgeleri (OSB) de isyan halinde…
Türkiye cehenneme döndü ama basın, medya ve sosyal medya hala mason tarikatı üzerinden, CIA üzerinden, onlarca ülkenin gizli servisleri üzerinden kontrolde tutuluyor. Her geçen gün sansürlemenin şiddeti ve kapsamı artıyor. Algoritmik oyunlarla zaman kaybediyorlar.
Ankara düşmesin diye çırpınan onlarca ülke, hiçbir mantığı, geleceği, faydası olmayan bir şeyi yapıyor: İnatlaşıyor, zararları ve kayıpları büyütüyor, halkın sabrını da iyice taşırıyor ve haberleşmeyi de sansürlüyor.
Böylece dünyanın en tehlikeli bombasının pimini kurmuş oluyorlar. Bu, aç kalmış ve aynı zamanda onlarca devasa sorunun içinde kalmış on milyonlarca midenin birleşmesi ile oluşan ve tahrip gücü uçuk seviyede olan bir bomba…
Amazon, Apple, Tesla, Alibaba, Samsung, Sony, Huwaei başta olmak üzere, bütün dev şirketler sallanıyor. Böyle giderse bu defa açıkça krize girecekler ve iflas edecekler.
Ankara’yı destekleyen her şirketin/patronun, dünyanın her yerindeki her şeyi sinyale giriyor. Fabrikalarından, makinelerinden, ofislerinden, depolarından, ürünlerinden, çalışanlarından tutun da gemilerine ya da ürünlerini taşıyan başkalarının gemilerine hatta trenlerine kadar hatta uçaklara ve havalimanlarına kadar her şey sinyale giriyor, girecek.
Küresel ticaret neredeyse durma noktasına gelecek. Bu, küçük şirketlerden ziyade dev şirketleri savurup atacak. Çok kısacık sürede iflasa sürükleyecek.
Huawei’nin sunucuları sık sık bozuluyor, bilgisayarları bozuluyor, makineleri bozuluyor, çalışanlarının kafaları bir acayip halde… Yazılımlar bile bozuluyor. Bütün bunlar nasıl olabiliyor, bunu da kafaları almıyor.
Huawei’den uzak durun.
Japonya’nın Fukuşima nükleer santralinden kalan radyoaktif suyu okyanusa boşaltmaya başlaması, bütün dünya insanlığına karşı işlenmekte olan vahim bir suçtur.
Bunca ülkenin bu vahim suça tepkisiz kalmaları da ayrıca suçtur. Zararın neresinden dönülürse kârdır. O radyoaktif suların okyanusa boşatılması engellenmelidir.
Nükleer güç/enerji santralleri dünya genelinde yasaklanmalıdır. İnsanlık, enerji ihtiyacını karşılamak için nükleer güce, nükleer güç santrallerine ihtiyaç duymuyor. Alternatif ve çok temiz enerji elde etme tekniklerinin sahada uygulanmasına mani olunuyor.
– Alo! ABD’den arıyoruz. Beyaz Saray çöktü, bitti. Buraya kadardı.
– Alo! İngiltere’den arıyoruz. Biz de bittik, iflas ettik ve pes ettik.
– Alo! Pekin’den arıyoruz Pekin, pekin… Burası yerlerde, her şey bom b.k… Eğer burada gizlediğimiz şeyler dünya basınında konu olursa, bizle birlikte siz de gümlersiniz.
– Alo! Güney Kore’den arıyoruz. Biz de çok kötü hallerdeyiz. Fazlasıyla şişirilmiş bir balon olduğumuz her an gözler önüne çıkacak. Neyi nasıl gizleyeceğimizi şaşırdık. Hiç hareket sahamız kalmadı. Pes etmek üzereyiz.
– Alo! Suudi Amerika’dan arıyorum. Korkudan sokaklara çıkamaz olduk. Aylardır gün yüzü görmedik. Her gün bela musibet, her gün başka bir afet… Şu son yıldırımlar sanki koordinat verilerek ayarlanmış gibiydi. Burada herkeste korku hakim, kimsede ümit kalmadı. Ekipleri bir arada ve faal halde tutamıyoruz. Sistemimiz çökmek üzere. Çok büyük afetlerin de gelmesinden endişe ediyoruz. Buradakilerin itibar ettiği kahinler/medyumlar da iyi şeyler söylemiyorlar. Ne yapmalıyız, bize yol gösterin. Bu, daha fazla bu şekilde devam edemez.
Son yıllarda tanıttığımız bütün projeler, daha yapılamadan çöp oldu. Burada prens Selman bile çöp oldu. Bir çıkış yolu bulamıyoruz.
– Alo! Tel Aviv’den arıyoruz. Diğer ülkelerin hallerini de yakinen biliyoruz. Lakin bizim halimiz çok başka. Biz bittik, biz tükendik. Bizim hiçbir şeyimiz kalmadı. Netenyahu çoktan çöp oldu. Ordu diye bir şey kalmadı. Mali sistem ağır yara aldı. Kara paralar kesildi. Ülke içinde birlik, dirlik, geçinme kalmadı. Devlet denilemeyecek bir haldeyiz. Yakında Lübnan gibi olmaktan çok endişe ediyoruz. Azerbaycan’a, İran’a, Türkiye’nin güneydoğusuna, Kıbrıs’a, Rusya’ya ve daha pek çok ülkeye dair ne planlarımız vardı, bunları uygulayacağımızı zan ediyorduk, bu kadar kısacık sürede bu hale nasıl düştüğümüzü bile anlayamadık.
Londra ile Washington’dan da gerekli geri dönüşleri alamıyoruz. Onlar kendilerine bile fayda sağlayamıyorlar. Çin deyip durdunuz, o da çoktan patladı. Onu şişirmeye çalışmanız tarihe geçen bir yanlış karardı. O böceklerden süper güç çıkartmaya çabalamak, kaplumbağayı çitaların başına reis yapmaya çalışmak kadar aptalcaydı. Bütün planlar çöktü, bütün alternatifler tükendi. Lakin bütün sistem hala Ankara’yı ayakta tutmak için çırpınıyor. Biz artık bu siyasetin, bu kararların saçmalık olduğunu açıkça söyleyecek cesareti gösteriyoruz. Biz artık bu saçmalıklara itaat etmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Zaten tükenmişiz, üzerimizde bir de siz geçin geçebiliyorsanız. Sonuç değişmiyor zaten…
Suudi Amerika’da bile nakit para tükenmek üzere, trilyonlarca dolar yatırımlar ilan ettirdik, şuradan şuraya bir adım atamadık. Ne çıkış yaptıysak, kısa sürede ve dahiyane bir siyasetle sert kayaya çarptırıldık. Şuraya bakın, aynı günlerde hem İstanbul boğazı, hem Çanakkale boğazı, hem Süveyş kanalı, hem Panama kanalı geçişlere kapalıydı. Bütün dünya da bunları gördü. Adam bunları önden ilan ede ede yaptı. Onlarca ülke bakıp kaldık, karşılık bile veremedik. Bu adamın belki de birkaç güne devletinin gücünü resmen de ele alacağı anlaşılıyor. Kahinlerimiz de hep aynı şeyi söylüyor.
Bu şartlarda bu kadar mantıksız kararları, bu kadar ahmakça planları sistem içinde hala kimler ve neden alıyor. Neden karanlığa kurşun sıkıyoruz, olmayacak işlerin peşinde koşuyoruz. O Ankara’nın da canı ceheneme, sistemin de canı cehenneme… Biz bunlara artık tabi olmayacağız. Kendi pisliğinizde boğulun, biz de öyle yapacağız.
Ayıyı çuvala koymuşlar. Ayı ölmüş, karşıdan ise bizon geliyormuş.
Borsa daha da düşüyor. Yabancılar daha çıkıyor, kaçıyor. Ben de olsam durmazdım, çıkardım.
5 sene yatırım yok. Para yok. Kriz çok. Açlık çok, ölüm çok. Hastalık çok. Dünyanın her yerinde böyle olacak. Yerin üstünde değil sadece, yerin altı da cehenneme dönecek.
İş yapmadan, bir şeyler üretmeden ya da bir hizmet vermeden, paradan para kazanma devri de bitecek. Çünkü dünya genelinde Yahudi temizliği olacak.
Boş verin, takılmayın. Dünya malı dünyada kalır. Öte tarafa mı götüreceksiniz. Biz okuyor çarpıyoruz, yok mu başka metafizikçileriniz? Gönderin de kökünü kazıyalım artık. Son darbeleri de alın, sonra dünya temizlik sürecine iyice girsin, sonra da güneş açacak zaten.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..