Siyaset

Afrika’dan batılıları kovan Rusya değil, İstanbul…

Farkında mısınız bilmiyorum ama Afrika’da yaşanmakta olanlardan hiç rahatsızlık duymuyorum.

Hayatım boyunca o kadar çok tiyatro ve danışıklı dövüş izledim ki artık ilk dakikalarında bile oyunun sonunun nasıl biteceğini görebiliyorum.

Afrika’daki tarafların büyük çoğunluğu İstanbul’un etrafında artık açıkça kenetlenmeden önce, doğulu ve batılı ülkelerin beraberce sergilediği şu tiyatroyu çok berbat bir eser olarak değerlendiriyorum. Gerçekten hiç zekice kurgulanmamış, mutlu sonla bitmesine ihtimal bile bulunmayan bir tiyatro bu…

Afrika’dan batılıları kovan Rusya değil, İstanbul… Afrika’nın değerini bu kadar gözler önüne seren de Rusya değil, İstanbul… Afrika üzerine hamleler yaptıkça, batılı ve doğulu sömürgeci ortakları panikleten de İstanbul…

Metafizikçileriyle bile konuyu neredeyse her gün tekrar tekrar çalışarak, Afrika’nın her an açıkça İstanbul’dan yana hamle yapacağını gören ve “Bir şeyler yapmalıyız” diyen danışıklı tarafların, şu yaptıklarına sadece gülüp geçiyorum.

Rusya’nın düşmanı ya da en azından rakibi olarak bilinen ülkelerin şu tepkisizliğine ya da çok cılız tepkilerine bile doğru yorumu yapamayanların olduğunu zan etmiyorum… Kraliyetin bu hamlesi de aslında yıkılmış halde, tükenmiş halde olan Rusya’yı canlandırmayacak, hayata geri döndürmeyecek.

Bazı Afrika ülkelerinin başlarındaki hainlerin, satılmışların ömürlerini de iktidarlarını da çok kısa görüyorum. Onlar, İngiltere’nin yönlendirmeleri gereği Rusya’ya yanaşsalar ve Afrika’nın bazı bölgelerinde cılız da olsa Rusya rüzgarı estirmeye çabalasalar da aslında kendi diplerini oyuyorlar. Aslında şu anda her şeyi İstanbul’un menfaatine olacak şekilde yapıyorlar. İstanbul’u türlü zahmetlerden, yorgunluklardan kurtarıyorlar.

Çok yakında, şimdi bu yazdıklarım daha da iyi anlaşılacak ama onların artık geri dönüş imkanı yok. Bu tiyatro başladı bir kere, öyle istedikleri anda sahneyi kapatamazlar.

Oynasınlar biraz daha, sonu çok şenlik, çok komik olacak. Herkesten çok Rusya rezil olacak.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Leave A Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir