Bu bir hak değil, bu büyük bir haksızlık.
Bir ülkedeki adalet sistemi, bir tatil dönemi ilan edilerek topluca tatile giremez.
Adalet ihtiyacı hiçbir gerekçe ile geciktirilemez. Tatil dönemine girilmediği halde bile davaların yığınla birikmesine ve adalet tesis edilmesinin gecikmesine sebep olan bir sistemin mensupları, nöbetçi mahkemeler bıraktıları iddiasıyla kendilerini haklı çıkartamaz. Normal mahkemelerde bile doğru düzgün yargılama yapılmayan şu ülkede, nöbetçi mahkemelerde adil yargılamanın şartlarına hiç uyulamaz. Oluşacak hatalı gözaltı, tutuklama ve cezalandırmalar vahim bir içtimai yara açar ve hiç kimse bunu hafife alamaz.
Bu akıl almaz, hiçbir dürüst insan tarafından kabullenilemez adalet sistemi, baştan ayağa derhal değiştirilmeli ama öncelikle “tatil dönemi” denilen skandal kabulleniş ve uygulama derhal terk edilmeli. Adalet sisteminin mensupları, tatillerini yılın farklı farklı zamanlarına dağıtarak ve olağan akışta ciddi bir duraksamaya sebep olmayacak şekilde tatile çıkmalılar. Birikmiş davalar hala varsa, yılın farklı zamanlarına yayarak da tatile çıkamazlar, çıkmamalılar.
Bir ülkede meclis de asla tatile giremez. Her sene uzun uzun tatil yapmak isteyenler…Adalet dağıtmayı ve adaletle memleket idare etmeyi “meslek” ve “kazanç kapısı” olarak görenler, adalet ve siyaset sahalarında boy göstermesinler. Millete daha fazla zarar vermesinler. Devletine ve milletine gerçekten hizmet edecek kişilerin önlerini kesmesinler.
Adaletin olmadığı bir ülkede, başka hiçbir şey olmaz. Herkes her gün, her sahada krize girer. Hayat, yaşanmaz bir hale döner. Hayatı bu hale getirenler, onca acıyı, sorunu, krizi gördükleri halde hiç vicdan azabı duymadan keyifle tatil yapabiliyorlarsa, onların tamamının sistem dışına topluca atılmaları, vazifeden uzaklaştırılmaları, bir hukuk devletinin en öncelikle alacağı kararlardan biridir.
Yıllardır tekrarla söylediğim gibi, Türkiye, her sahada devleşmiş ve taşınmaz hale gelen sorunlarını gerçekten çözmek için, öncelikle yurt dışından gerçek savcılar ve hakimler ithal etmelidir. Hukuk fakültelerini on yıllığına kapatmalı, sadece bir yeni ve büyük bir hukuk fakültesi açmalı, orada gerçek hukuk adamlarını, ithal edilen gerçek hukukçular yetiştirmelidir.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya