Ne günlerdi o günler…
Şimdi Mehmet Şimşek’e lanet eden, “Mehvettin bizi” diyen ve onu yalnız bırakan gizli Ermeniler, o günlerde bambaşka şekilde değerlendirmeler, yorumlar yapıyorlardı.
İstanbul’un dağ gibi yerinde durduğu halde…
Ondan öncesinde ise 3 trilyon dolarlık Arap sermayesi geliyordu güya… O günler de konuşulmak istenmiyor.
Ne oldu “3. dünya savaşı çıkıyor” balonuna? Patladı mı?
Ne oldu Gazze balonuna, o da mı patladı?
Ne oldu İspanyadan gelecek yatırımcılar balonuna, oda mı patladı?
Ne oldu pislik terör örgütü Hamas balonuna? Sığınacak yeri kalmadı mı?
Ne oldu Hamas’a İstanbul’da merkez karargah kurma planlarına, o da mı patladı?
Bir de dönüp ABD’nin, Çin’in, Rusya’nın yaşadığı mali krizlere de afetlere de çaresizliklere de bir bakın…
Hava limanlarının çalışmadığına, uçaklarının uçamadığına, fabrikalarının bile işlemez hale geldiğine, gemilerinin de sorunlarla boğuştuğuna, yapmak istedikleri hiçbir şeyi yapamadıklarına, kanalları ve boğazları bile açamadıklarına bakın…
ABD bu gün, yarın açıkça iflas edecek. Çin de öyle… Rusya en beter halde olanı…
Bundan sonra şişirilmiş balonlarla, kameralara oynayanlarla oyalanmayın, kandırılmayın.
İstanbul, prensiplerinden asla taviz vermez ve düşmanını bile dolandırmaz.
Yeri, denizi, göğü geçtim, uzayda bile mahvoldular, rezil oldular. Yaşadıklarına inanamıyorlar.
Dün ne düştü TR’ye?
Bu sefer de neden düşen şey araştırılmadı ve ciddiyetle üzerine gidilmedi, gidilmiyor? Neden yine hemen gündemden düşürülüyor?
Düşen şey gerçekten gök taşı mı? Büyükçe bir uydu düşmüş olabilir mi? Hatta bir UFO patlayıp yanarak düşmüş olabilir mi?
TR’den bazı uzman kişiler “Bu düşen şey gök taşı olamaz. Gök taşları bu şekilde düşmezler” dedi. Devletin resmi kurumları nerede? Sözde Türk basın ve medyası nerede?
Parçalanarak düşen şeyin parçaları nerede? Nerelere düştü? Bu konularla kim ilgileniyor? TR’deki işgalci ABD ve NATO üsleri mi? Ya da kim?
Türk denilen Çingeneleri, Türk dünyasının her yerinden temizleyeceğiz.
Türk dünyası denilince akla orta Asya’nın gelmesi gibi vahim seviyede hatalı olan kabullenişi de değiştireceğiz.
Seziyorum, çok kan akacak, çok…
- Alo! Şi’yi arayın. Daha sert müdahaleler de istiyor muymuş, kesin dille öğrenin.
“Bir daha karşımızda küstahlık deneyecek misin?” diye de sorun, kesin cevap alın.
Lübnan’a yapılacak herhangi bir kapsamlı saldırıyı, mekanıma yapılmış bir saldırı gibi göreceğim.
Herkes Lübnan’dan uzak dursun…
Yetmez ama evet, güzel iş…
Neyse… Devam edecek zaten bu sadece bir başlangıç.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..