Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve bana, mücadeleme dost ya da düşman olan bütün unsurlara hitap ediyorum:
O civarda gördüğünüz rütbeli ya da rütbesiz bütün TSK mensuplarına sıkın.
Bütün MİT mensunlarına da sıkın.
Kaymakam, vali, memur denilenlerin tamamına da sıkın.
Özellikle de kara araçlarıyla kaçakçılık yapan Türkiye vatandaşlarının hepsine, kadın bile olsalar sıkın.
Nerede Türkiye bayrağı görürseniz indirin ama yırtmayın, yakmayın, aşağılamayın.
Nerede “Türk şirketi” denilen ve zaten tabelasında Türkçe yazılar da bulunan işletme görürseniz, hepsini yakın yıkın.
Bu pisliklerden, hainlerden, kanun tanımazlardan, Ankara çetesi destekçilerinden, para ve makam için her şeye razı olanlardan ötürü bu günlerde ya da gelecekte sizlere asla hesap sormayacağım.
Ayrıca… Şu andan itibaren çok kalabalık bir metafizikçi grubuyla sizleri metafizik sahada destekleyeceğim, karşınızdaki sözde Türkleri çarptıracağım. Şu Ankara çetesinin size doğru kapsamlı askeri operasyonlar yapmasına yine, devamlı mani olacağım.
Onun bunun çocukları…
Devlet dediğimiz sistemi, askeri ve memuru bile kara para işlerinin, sömürme işlerinin ayak takımı yapmışlar… Sonra her fırsatta vatan millet Sakarya…
Sözde basın ve medya da suç ortakları zaten…
Ben bu oyunu bozarım, bozuyorum ve kimse beni, benimle birlikte hareket edenleri durdurabilecek güce sahip değil.
Şu Sultanbeyli’deki sözde polis de aynı makinenin kumaşı…
Bunların hepsi devlet içinde bir paralel devlet… Kendisi gibi Çingene olan sözde sığınmacılar köşeye sıkıştılar ve gitmek zorunda kalacaklar diye, nasıl da kendini paralıyor ve nasıl da kanun/sınır tanımadan konuşup müdahale ediyor.
Şu pislik sözde polisin yaptığı davranışa dair aşağıya vatandaşların bazı yorumlarını aktaracağım.