Bakın şunları bizim vergilerimizle beslediler, besliyorlar, bizler yarı aç halde iken…
Sınırlarımız içine sızdırdıkları kendileri gibi pislik karakterli milyonlarca kişi risk altında kaldı diye de bunu yapıyorlar. Kendilerince karşılık veriyorlar.
Onları oradan kazımak TR için bir günlük iş bile değilken bu haldeyiz.
Çünkü başımızda da onlardan, aynı Çingene genlerinden gelenlerden dolu…
Bu görüntülerden de anlaşılıyor ki insana benzeyen ama insan gibi yaşayışları ve davranışları olmayan bu güruhu sağduyu, sükunet ve yazılı/sözlü karşılıklar ile bertaraf edemeyiz.
Bunlara karşı kuvvet kullanmak, insanlığa hatta gelecek nesillere bile büyük bir hizmettir.
Koca ülkemizi işgal etmemişler gibi, onurumuzu on senedir ayaklar altında çiğnememişler gibi, aç ya da yarı aç yatan çocuklarımızın rızkın bile keyfile yememişler gibi, bir de üste çıkmaya çabalayabiliyorlar. Bunların insan sınıfından sayılması teknik olarak mümkün değil.
“İnsan” denilebilecek canlılar, bu şartlarda bu şekilde davranamazlar.
Şu başımızın belası sözde Türk basın ve medyasında her gün Türk rolü oynayan on binlesi de aynı genlere, aynı davranış kalıplarına sahip kişiler ve onların da ikna edilebilmeleri, ıslah edilebilmeleri asla mümkün değil.
Afrin’den de çevresinden de Türkiye’ye ait bütün unsurlar derhal çıkacak.
Orada asker, istihbaratçı, polis, kaymakam, öğretmen, hiç kimse kalmayacak.
Biz resmen idareyi elimize aldığımız andan itibaren, sınırın öte tarafındaki herkes bir daha sınırdan içeri giremez olacak.
Bulurlarsa dertlerini gayr-i meşru Ankara çetesine anlatırlar. Bulurlarsa, Ankara çetesine çalışan ve o sıralarda kafalarına sıkılmakta olan sözde savcılar ile hakimlere anlatırlar.
“Siz kime, neye hizmet ederek bu kadar kanunsuz talimatlara itaat ettiniz. Siz nasıl memursunuz, nasıl askersiniz ulan ciğersizler? Siz varken düşman işgaline ne gerek var?” diyeceğiz. Daha sonra bir şekilde sınırdan içeri sızanlara da vatan haini muamelesi yapacağız, asacağız.
Hiçkimsenin alenen hain ve kanunsuz olan Ankara çetesine ve onunla aynı ülkelerden talimatlar alan masonik genel kurmay çetesine, bunların bu kadar ileri gitmiş hukuksuzluklarına itaat etme hürriyeti yoktu, yok. Hiçkimsenin mazereti yok
Kesinlikle yan yanalar…
Beraber katledilecekler veya bir kısmı beraber sürülecekler.
Hepsi aynı gen/kod, hepsi aynı pislik… Hepsi aynı yerden yani Londra, Tel Aviv, Washington şeytan üçgeninden talimat alıyorlar.
Sorun değil…
Biz de TR’nin her yerinde sözde sığınmacıların hepsine karşı sokaklara çıkacağız…
Kralı da gelse, NATO da gelebilse, basın ve medya da sansürlese sonuç değişmeyecek.
Eminim ki on binlerce istilacı birkaç saat içinde öldürülecek. Sonra da Ankara çetesi ve ona tabi kalmış bütün resmi unsurlar çevrilip alınacak, toplanacak.
Her hamleleri alenen ihanet…
Korkudan titreşen sözde sığınmacıların ülkemizden çıkıp gitmesini istemiyorlar.
“Gitmeyin, gidemezsiniz” dercesine kapıları kapatıyorlar.
Maraş depremlerinden sonra ise, daha çok çocuk, organ ve ziynet eşyası kaçırılsın diye kapalı olan kapıları bile açmışlardı. Daha çok kişi TR tarafına geçsin ve yağma yapsın diye de bu kararı almıştı Ankara çetesi… Sorulur mu, elbette İsrail ile, AB ile, ABD ile, Rusya ile, NATO ile ortak hareket ederek bu gibi kararları almıştı Ankara çetesi…
Biz devletimizi ele geçirmiş hainlere rağmen sahadaki yağmacı sözde sığınmacıları gündüz gözüyle bile öldürmeseydik, sonuç milletimiz için daha da vahim olacaktı.
Hatta hiç abartmıyorum, bu gün o topraklara başka bir ülkenin toprakları olarak bakacaktık.