Duydun mu Balon Musk?
Sana diyor…
“Yapay zeka hususunda insanlığı art niyetli şekilde korkutmayın” mesajı veriyor.
Dün akşam bütün çayhanelerini dolaştım İstanbul’un…
Herkes keyifsiz, herkes keyifsiz…
Lübnan’ı karıştıramayacağınızı iddia etmiyorum. Lübnan’ı karıştıracağınız güne de lanetler edeceğinizi, pişmanlıktan kafanızı duvarlara vuracağınızı garanti ediyorum.
Ben size, düşmanınız olsam bile dürüstçe tavsiyeler verdim. O Netanyahu ile çetesini indirecektiniz, bu kadar rezil ve sefil hale düşmeyecektiniz. Lakin hala o şeytanın ve çetesinin peşinde gitmek istiyorsunuz. Kendi topuklarınıza sıkmaya devam ediyorsunuz.
Benim kuşlarımla uğraşmayın. Onlar bu alemin denge çubukları…
Onlar sizlere de lazım…
Çin, yapay zeka teknolojisiyle, hiç uyumayan ve yorulmayan bir komutan/lider geliştirmiş. Sürekli çalışabiliyormuş, sürekli okuyabiliyormuş, sürekli kararlar alabiliyormuş.
Duyunca çok sevindim ama sonra düşündükçe yine keyfim kaçtı.
Önce “Nihayet dişime göre birini karşıma çıkartacaklar. Artık oyunun tadı çıkacak.” dedim.
Sonra düşündükçe, “O yapay zekanın da insan komutanları/liderleri gibi dini, imanı, ahlakı, dürüstlüğü olmayacak. Bunlar olmadıktan sonra, kendilerini yine mahvolacakları bir sonuca çıkartmış olacaklar.” dedim.
Sonra da “Ülke olarak öyle bir hale kadar düştüler ki öyle bir yapay zeka bile bunları kurtarmayı geçtim, yükselişe geçiremez” dedim.
Sonra da “Daha bunun metafizik savaş tarafı var. Yapay zeka bu kısımda iyice kilitlenir. Çıçh… Boşuna uğraşıyorlar” dedim.
Başka bir gezegene gitmem lazım. Öyle olmalı ki karşımdaki düşmanlar bu dünyadaki gibi çok kalabalık olmalılar, ittifak halinde olmalılar, teknolojik araç ve cihazları olmalı, bana düşman olsalar bile buradakilerin aksine olarak biraz olsun ahlaklı, erdemli, dürüst, namuslu olmalılar. Bunlar olmadığında akılsız ve yırtıcı hayvanlardan farkları olmuyor. Ve onları avlamak çok basit ve tatsız bir iş oluyor.