📎 Arapça’da gerek maddî gerekse mânevî her türlü yakınlığı ve yakın olmayı kuşatacak bir anlam yelpazesine sahip olan kurbân kelimesi dinî terminolojide kendisiyle Allah’a yaklaşılan şeyi, özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak, yani ibadet (kurbet) amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.
📎 Kurban hemen bütün dinlerin ana temalarından birini teşkil ettiği gibi çeşitli dillerde bu kavramı ifade için kullanılan kelimelerin kök anlamlarında da müşterek taraflar vardır. Latince kökenli Batı dillerinde kurban karşılığı kullanılan sacrifice kökünde “kutsamak, bir nesnenin tanrıya sunularak kutsal hale getirilmesi”, offering de “tanrıya hediye sunma, takdime” anlamını taşır. Eski Ahid’de kurban karşılığında “bağış ve vergi” mânasındaki minha, “yaklaştıran şey” anlamında gorban ve “kutsal kan dökme”yi ifade eden zebah kelimeleri kullanılır (Tekvîn, 4/3, 31/54, 32/14, 33/10; Çıkış 10/25, 12/27; Levililer, 2/1-13; Ezra, 20/28, 40/43).
📎 Sâmî gelenek içinde yer alan Arapça’da kurban kelimesi terim anlamındaki kurbanı da kuşatacak biçimde daha genel bir anlam taşırken İslâmî literatürde ibadet amacıyla kesilen hayvana udhiyye (dahiyye) eti için kesilen hayvana zebîha denilir. Udhiyye adlandırması, hayvanın kurban bayramında kuşluk vakti (duhâ) kesilmekte oluşuyla açıklanır. “İbadet” anlamında nesîke, nüsük ve mensek de özelde kurbanı ifade eder. Hac ve umrede kesilen kurbanlar ise genel olarak “sevkedilip götürülen, sunulan şey” mânasında hedy veya kesilen hayvanın büyükbaş ya da küçükbaş oluşuna göre bedene ve dem şeklinde özel isimler almış, doğan çocuk için kesilen kurbana da yeni doğan çocuğun başındaki saçın adından hareketle akîka denilmiştir.
Ben bu gün uykumda gördüğüm rüyada, biraderimi boğazından sıkarak boğuyordum.
İki elimle sert şekilde onu boğuyordum ama kurtulmaya çalışmak yerine, bir elinde maket bıçağı varmış, maket bıçağının ucu ile kendi boğazını kesmek istiyordu.
Ben de hemen sol elimi onun boğazından kaldırdım, sağ elimle sıkmaya devam ettim. Sol elimle, onun elindeki maket bıçağına müdahale ettim. Bıçağın metal ucunu sol elimle kaldırıp koparttım.
O maket bıçağının metal ucu yumuşamış gibiydi. İnce karton yırtar gibi yırttım. Biraderi boğup öldürebilirdim, ondan çok güçlüydüm, hiç şansı yoktu ama onu öldürmedim, bıraktım. İçimde, onu iyice hırpalayarak öldürmeden bırakmak vardı, ondan böyle yaptım.
Dün de “Şu kurban tartışmalarına dahil olmalıyım. Anlayabildiğim kadar izah etmeliyim ama geniş vakit lazım” diyordum. Beş on dakika kaynakları karıştırmıştım ama bırakmak zorunda kalmıştım.
Ben o biraderi hep ünlü bir siyasetçiyi temsilen görürüm. Böyle belki yüz kadar mühim rüya görmüşümdür ve o siyasetçiyi hep o biraderim olarak görürüm. Belki bu defa da o siyasetçiyi temsil ediyordur.
📎 Rüyasinda bir kimseyi bogazladigini görmek, o kimseye zulüm etmektir. Eger akrabasindan birini bo gazladigini, fakat kan çikmadigini görmek, aralarinda akrabalik baginin kesilmesine delalet eder. Eger kan çikarsa, aralarinda bir birlerine yardim ve iyilik etmege isarettir.
📎 Bir çocuğu boğazlamak onun rüşdünü isbat etmiş olmasına,
📎 Kişinin kendi kendini boğazlaması kan çıkarssa zulmetmeye, çıkmaz ise yakın akrabaya iyilik etmeye delalet eder.
(Buralarda boğazlama derken boğazı kesmeyi kastediyor)
Şu kadar kısımdan bile anlaşılmıştır. Hz İbrahim’in rüyasında oğlu hz İsmail’i boğazladığını görmesi, aslında gerçek manasına gelmiyordu. Tabir edilmesi gerekiyordu.
Hz İbrahim’in oğlu İsmail peygamberin ergenliğe erdiği manasına geliyordu.
Hz İbrahim’in, hz İsmail’e yardımcı olacağı, yol göstereceği manasına da geliyordu.
Saffat suresi, 100
“Rabb’im! Bana salihlerden bağışla.”
رَبِّ هَبْ ل۪ي مِنَ الصَّالِح۪ينَ
Rabbi heb li mines salihin.
101
Bunun üzerine onu yumuşak huylu bir oğulla müjdeledik.
فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلَامٍ حَل۪يمٍ
Fe beşşernahu bi gulamin halim.
102
Çocuk babasıyla birlikte iş tutacak çağa eriştiği zaman, babası: “Ey oğulcuğum! Ben, uykumda seni boğazladığımı görüyorum. Bir düşün bakalım, sen ne dersin?” dedi. Çocuk: “Ey babacığım! Sana buyurulanı yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.” dedi.
فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ اِنّٓي اَرٰى فِي الْمَنَامِ اَنّٓي اَذْبَحُكَ فَانْظُرْ مَاذَا تَرٰىۜ قَالَ يَٓا اَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُۘ سَتَجِدُن۪ٓي اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ مِنَ الصَّابِر۪ينَ
Fe lemma belega meahus sa’ye kale ya buneyye inni era fil menami enni ezbehuke fanzur maza tera, kale ya ebetif’al ma tu’meru seteciduni inşaallahu mines sabirin.
Sonra, ikisi de teslim olup, yanı (şakağı) üzere getirdi,
فَلَمَّا اَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَب۪ينِۚ
Fe lemma eslema ve tellehu lil cebin.
104
“Ey İbrahim!” diye ona seslendik.
وَنَادَيْنَاهُ اَنْ يَٓا اِبْرٰه۪يمُۙ
Ve nadeynahu en ya ibrahim.
105
Rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.”
قَدْ صَدَّقْتَ الرُّءْيَاۚ اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ
Kad saddakter ru’ya, inna kezalike neczil muhsinin.
Bu, kesin olarak apaçık bir imtihandır.
اِنَّ هٰذَا لَهُوَ الْبَلٰٓؤُا الْمُب۪ينُ
İnne haza le huvel belaul mubin.
107
Ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik.
وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظ۪يمٍ
Ve fedeynahu bi zibhın azim.
📎 Eger akrabasindan birini bogazladigini, fakat kan çikmadigini görmek, aralarinda akrabalik baginin kesilmesine delalet eder.
İşte en mühim kısım burası…
Hz İbrahim, Allah’tan kendisine çok hayırlı bir evlat vermesini istemiş.
Duası kabul olmuş ve hz İsmail verilmiş.
Sonra bir değil, pek çok defa hz İbrahim aynı rüyayı, oğlunu boğazladığını görmüş.
Bütün peygamberlerde olduğu gibi “zelle” yapmış, günah seviyesinde olmayan kusur işlemiş.
Rüyayı gerçek manasına anlamış. Tekrar tekrar görünce, oğlunu kurban etmesi gerektiğine kanaat etmiş.
Bu, bir baba için aşırı zor olacağı halde, baba da oğlu da bu yanlış anlaşılma neticesinde “ilahi takdir” diyerek razı olmuşlar.
Tam hata yapacakken Allah teala, hz İbrahim’e seslenmiş ve onu bu davranıştan men etmiş.
Hz İbrahim’in rüyası ona “Allah’a yakın olmak için, en sevdiğin, en değer verdiğin oğlundan uzaklaş” ya da “Uzak kalmaya razı ol” mesajı vermiş.
Çünkü kurban-kurbiyet, Allah’a yakınlaşmak demek.
Hz Adem’in oğulları arasında husumet oluşunca, hz Adem de oğulları Habil ile Kabil’in, Allah’a yakınlaşmalarını istemiş.
Habil, hayvancılık yapıyormuş ve en sevdiği hayvanından Allah için geçmiş. Onu Allah için kesmiş ya da bağışlamış birilerine… Hatta belki de hayvanlara bağışlamıştır.
Kabil ise çiftçi imiş. Kendi mizacı sertmiş zaten, öyle anlatılmış hep. En kıymetli mahsüller yerine, nefsine uyarak, imtihanı kazanamayacak şekilde, en değersiz mahsullerden geçmiş, onları Allah için vermiş.
İşte bir manasıyla, o mahsuller de “kurbanlık”tı. Yani Allah’a yakınlaşmak, Allah’ı kendinden razı etmek için kendisinden geçilen şeydi.
Ayetlere hızlıca bakabildim de hiçbir ayette aslında tam olarak yani en açık ifadeyle “kurbanlık hayvan kesin” emri yok.
Nüsuk, mensek kelimeleri geçen ayetlerde mana geniş. Sadece “kurbanlık hayvan” manasına kesinlikle gelmiyor.
Bu kadar mühim bir ibadet, sadece hayvan kurban etmekle ifa edilebiliyorsa, ayetlerden hiç değilse birinde açıkça “kurbanlık hayvanları Allah için boğazlayın, kesin” manası olmalı mıydı?
📎 Genelde Allah’a yakınlık sağlayan her türlü ibadet ve taat, özelde Allah için kurban kesme anlamına gelen bir terim.
Kurban tartışmaları yeni değil. Geçmişte de sık sık bu tartışmalar yaşanmış. Zaten Hanefi mezhebinde kurban vacip. Bunu karıştırıp farz deyip geçenler de çok. Farz değil, vacip. Diğer üç mezhepte ise sünnet kabul edilmiş.
Hz İbrahim rüyayı yanlış anlasa da anladığı amel etmek zorundaydı. Öyle anlayıp da anladığı şekilde amel etmese, kusur etmiş olurdu.
Bu yanlış anlama, onun ve oğlunun imtihanları oldu. Bu teslimiyetlerinden Allah çok razı oldu. Lakin onların yanlış anlamayla daha ileri gitmelerine ise izin vermedi. Hata ettiklerinde düzeltilen bütün peygamberler gibi hz İbrahim de uyarıldı, hatadan döndürüldü.
Günümüzde de çok ama çok yüksek sayıda insan, rüyalarında ve durugörülerinde gördüğü şeyleri hemen gerçek manalarına anlayarak hata ediyorlar.
Bu hata çeşidi, metafizikçilerden destek alan koca koca devletlerin, çok çok mühim meselelerde bile hatalar yapmasına sebep oldu, oluyor.
📎 Rüyada birini kestigini görmek, rüya sahibinin kestigi kimseye zulmetmesine isaret eder.
📎 Üzüntü ve kederli bir kimsenin kendisinin rüyada bogazlandigini görmesi, üzüntü ve kederden kurtulmasina isaret eder. Rüyada bogazlamak, nikaha da isaret eder.
📎 Bir kimse rüyada güvercin ve koyun gibi seyleri bogazladigini görse, o kimse evlenir. Bir kimse rüyada bir kadini bogazlasa, o kimse o kadinla cinsi münasebette bulunur.
📎 Yine rüyada hayvanlann disilerinden birisini bogazlamak, bir kadinla cinsi münasebette bulunmaya, yahut bir kizin bekaretim bozmaya isarettir.
📎 Bir kimsenin bir çocugu bogazlanmis olarak görmesi, o çocugun olgunluk çagma gelmesine isaret eder.
Zaten ayete baktığımızda da açıkça anlaşılıyor. Hz İsmail artık ergen olmuş, olgunlaşmış ve babasının bunun iyice farkına varması ve ona göre oğluna muamele etmesi gerekiyor.
📎 Bir kimsenin rüyada kendi kendini bogazladigini görmesi, eger bogazlanirken kan çikarsa, zulme ve isyana isaret eder. Eger kan çikmazsa, akrabalari ziyaret ve iyilige isaret eder.
Şimdi buradan bakalım…
Büyük ihtimalle biraderim yine o zalim siyasetçi…
O siyasetçi kendini boğazlamaya kesmeye çabalıyor ama ben ona izin vermiyorum.
- Ya yine bana veya halka zulüm edecek iken mani oluyorum.
- Ya da bu defa bana ya da halka iyilik yapmasına mecbur bırakıyorum.
İşte hepsi bu…
Bu dil, böyle bir dil ve her gördüğünü gerçek manasına yoranlar çok ama çok vahim hatalar yaparlar. Peygamberler uyarılırlar, hatadan döndürülürler ama alelade insanlara Allah seslenmez. O halde bu dili iyice ve doğru şekliyle öğrensin ya da sussun. Bu dili doğru şekilde öğrenmeden bu dille alakalı meselelere dair konuşmasın. Her seferinde ortalığı gereksiz yere karıştırmasın.
📎 Bir kadin rüyada devlet baskaninin kendisini bogazladigini görse, o kadinin bir erkekle evlenmesine isaret eder.
📎 Rüyada bir kavmi boğazlanmış olarak görmek, murat ettiği şeyde işlerin hayırla biteceğine işarettir.
Şurada üçüncü bir mana da var.
Ben o siyasetçiyi sıkıyor, boğuyorken, hareket sahasını çok daraltıyorken, o maket bıçağı ile kendi boğazlamak yani kendi ferahlatmak istiyor.
Ben ise “Ben seni bu kadar aciz, güçsüz, çaresiz düşürmüş iken sen kendini düze, feraha çıkartamazsın. Buna izin vermem. Seni boğmaya devam edeceğim” tarzında karşılık veriyorum. Onun elindeki maket bıçağını almıyorum. Elini falan da kırmıyorum. Bıçağın kesecek olan metal ucunu olağan üstü şekilde kıvırıp çekip yırtıp kopartıyorum.
Oyuncak görmek, oyuncak arabalar görmek, yapılmış türlü maketler görmek gibi, maket bıçağı da muhtelif projelere çıkar. Projelerden ziyade, proje yapma kararlılığına ve gayretine çıkar.
Bu rüya da sahadan alınan bunca istihbaratı doğruluyor. Anlaşılıyor ki Ankara çetesinin, dünyanın muhtelif yerlerinden kara paracı, Türk-İslam düşmanı, sömürmeci, vahşi, acımasız, pislik tiplerle birlikte ilan etmek üzere olduğu projelerim, onların kurtuluşuna, ferahlamasına sebep olmayacak. Çünkü buna asla izin vermeyeceğim. Rüyam da bunu önden haber vermiş oluyor.
Daha da açık yazayım.
İşte hayal dünyasında yaşayan masonlardan, satanistlerden, kara paracılardan oluşan, Süfyan’ın üzerine oynayan, Süfyan’ın toptan batmasına sebep olacağı ordu, o ordu.
Hep dedim, ordu görmek çoğunlukla yatırımcı gruplarıdır. Hadislerde çöle/yere batacağı haber verilen o ordu, bu milletler arası yatırımcı ittifakı olmalı.
📎 Üzüntülü ve kederli birinin rüyada boğazlandığını görmesi, gam ve gussadan halâs olacağının alâmetidir.
Çıkamıyorlar, üzüntüden, batak halden, dertlerden çıkamıyorlar. Çünkü kendi boğazını kesemedi.
📎 Rüyada erkeğin boğazını sıkmak bir sebeple büyük tartışmalar yaşanacağına, yeni duygular tadacağına, alacağı sevinçli bir haber sayesinde iş hayatı için yeni bir yol haritası çizeceğine ve bu sayede çok daha güzel bir hayat kuracağına, isteklerine ve hayallerine kavuşacağına, onlara karşı fark atarak öncelik ve ayrıcalık sahibi olacağına, aile bireylerine yaşadıkları sorunların çözümü konusunda yardım edileceğine ve zararlı durumların ortadan kaldırılacağına yorumlanmaktadır.
En başta konu ettim. Rahatça o kişiyi sonuna kadar boğabilirdim ama içimde başka bir karar vardı. İyice mahvetmem gerektiğine ama son darbeyi vurmamam gerektiğine kanaat etmiştim. İşte bu, hep anlattığım kader tarafı…
Kaderde o “son darbe”ye izin yok. Yoksa şimdiye kadar yüzlerce kere onun işini bitirmiştim ben.
📎 Rüyada Biri Tarafından Boğulmak
İş hayatında çok sıkıntı verecek bir durumla uğraşmak zorunda kalınacağına, hayırsız bir kişinin yaptığı bir hatanın telafi edilmeye çalışılacağına, kazanılan başarılardan ötürü büyük kıskançlık besleyen rakiplerin yapacağı bir üçkağıt yüzünden maddi ve manevi açıdan çok büyük zarara uğranacağına yorulur.
📎 Rüyada İple Boğulmak
İş konusunda uzun bir zamandan beri beklenen bir kararın yetkili merciden bir türlü çıkmayacağına ve kişinin iş hayatı ve aile hayatı arasında çok yıpranacağına alamet eder. Aynı zamanda,zararlı bir alışkanlık sahibi olunacağına, alın teri dökülmesine ve birçok sıkıntı çekilmesine rağmen hak edilen ücretin alınamayacağına, bazı karanlık kişilerle muhatap olunacağına yorumlanır.
👆👆👆 Rüyada Kumda Boğulmak
Kişinin, hiç beklemediği bir anda kötü ve sıkıntılı bir durumla karşılaşacağı, elinde avucunda olan malı ve mülkü büyük oranda heba edeceğine, atacağı hatalı adımlar yüzünden uzun süre işlerinin düzelmeyeceğine, sağlık sorunları ile uğraşmak zorunda kalacağına ve projelerinin yarıda kalacağına işaret eder. Aynı zamanda, sevilen bir kişi ile yapılmak istenen bir işte çok sıkıntı çekmeye, zarara düşmeye, düşmanların oyununa gelmeye, tartışma yaşamaya ve hane halkı arasına nifak sokmak isteyen bazı kişilerle muhatap olmaya yorulur.
Aylar önce Mehdi hadislerini izah ederken, kumda boğulacak o orduyu yani yatırımcı ittifakını yazılı olarak anlatmıştım. Oralarda da “Süfyan’ın etrafından dağılın. Çok fena batacaklar” mesajları vermiştim. Geçmiş yayınlara bakılabilir.
İspanya çıkartması, verilen görüntüler, yapılan hükümsüz anlaşmalar, G7’ye davet edilmesi ve dünyadaki en büyük sömürmecilerden, kara paracılardan, satanistlerden, vahşilerden biri olan Papa’nın hemen sağ yanında durması, hepsi ve daha fazlası sahaya mesajdı. Ben de sahaya mesajlarımı vermiş bulundum.
Bakalım bu defa da “rüyalar” mı kazanacak.
Aynı zamanda ben ve benimle birlikte yoluna devam eden taraflar mı kazanacak.
Hem bu mesele açıklığa kavuşurken hem de rüyalarda boğaz kesmek, boğazlamak görmenin ne manalara geldiği çok güzel anlaşılmış oldu.
Tarihe not düştüm.
Başlasın bu mücadele…
https://t.me/AkademiDergisi/105554
Selamün aleyküm.Rüyamda ekip halinde hacca gidiyoruz. Ama hac yolculuğu baştan beri çok meşakkatli geçiyor. Arabayla belli bir yere kadar geliyoruz. Oradan da uçağa bineceğiz.Yollar mı bozulmuş veya başka sebeblerle, bir mesafeden sonra yürüyerek, binaları tırmanarak karşı tarafa geçmeye çalışıyoruz.Hava alanına ulaştığımız vakit, havaalanının girişinde evrak işlemlerinde de çok sıkıntı yaşanıyor.Daha sonra Mekke’ye varıyoruz.Varır varmaz direk hemen ilk ziyaret tarafına başlamaya çalışıyoruz. Arkadaşlar yetişmek için acele ediyor. Ben de peşlerden gidiyorum. Geride kaldığım için kalabalığın olduğu yöne doğru gidiyorum.Kalabalığın olduğu yöne gittiğim de,izinsiz bir şekilde hacca gidenlerin gittiği yere doğru gidiyorum. Polisler orada beni yakalıyor.
Rüya tabiri
İzinsiz şekilde ve inatla hacca gidenleri polisler yakalıyor
https://t.me/AkademiDergisi/105557
Nüsuk
📎 Kelime türevleri itibariyle, nüsük, mensek, menâsik olarak her biri ikişer kez ve bir de nâsik formunda olmak üzere Kur’an’da toplam yedi yerde geçmektedir.
📎 Nuzül sırasına göre kelimenin nüsük olarak yer aldığı ayetlerin ilki En’âm suresindedir. Müfessirler bu kelimeyi farklı şekillerde yorumlamaktadır. Sahabe ve tabiin dönemlerinde genellikle kurban ve hacla ilişkilendirilen nüsükün, her ne kadar Taberi ve İbn Kesir gibi müfessirlerce kurban anlamı tercih edilmiş olsa da sonraları daha genel bir anlamda yani ibadetle bağlantılı şekilde açıklanmasının yaygınlık kazandığı görülmektedir.
📎 Günümüzde mevcut meallerin çoğunluğunda yine ibadet anlamı tercih edilmiştir. Buna karşılık kelimenin aynı formda geçtiği Bakara sûresi 196. ayette hadislerde de beyan edildiği üzere kelimenin kurban anlamında kullanımı hususunda müfessirlerin görüş birliği bulunmaktadır.
📎 Mensek kelimesi medeni sûrelerden olan Bakara ve Hac sûrelerinde olmak üzere iki kez geçmektedir. Müfessirler kelimeyi masdar, zaman veya mekân ismi olarak değerlendirmekte, buna göre sözcüğe kurban kesme, kurban kesim yeri ve vakti, hac yerleri, ibadet yer ve zamanı, din gibi anlamlar vermektedirler.
📎 Mensekin çoğulu olarak menâsik, Kuran’da sadece Bakara sûresinde iki ayette yer almaktadır. Kelimenin Hz. İbrahim’le ilişkili kullanımı yine onun hac ve kurbanla bağlantılı olduğunu göstermekte, buna göre müfessirler kelimeyi haccın ritüelleri ve mekanları, kurban ve kesim yerleri, ibadet yerleri şeklinde açıklamaktadır. Ancak zamanla kelimenin hacla ilgili kullanımı daha yaygınlık kazanmıştır
Kelime, hac ve kurbanla birlikte değerlendirmeye imkân verdiğinden onu hac uygulamaları olarak açıklamak mümkündür.
📎 Bakara Sûresi 128. ayette geçen menâsik, meallerde çoğunlukla hacdan bağımsız olarak ibadet yer, şekil ve yöntemleri şeklinde çevrilmiştir. Buna karşılık aynı surenin 200. ayetinde ise çoğunlukla hacla ilişkilendirilmekte ve kelimeye hac ibadetleri olarak anlam verilmektedir. Kelime mensekle anlam bağı içerisinde olmak üzere nâsik formunda bir kez Hac Sûresinde geçmektedir. Ayette mensekin sıfatı olarak nâsik “kurban ibadetini yerine getirmekle yükümlü olanlar” anlamına gelmektedir.
Her ne kadar kelime mecazi olarak çok ibadet eden zahit anlamı taşısa da burada mensekten bağımsız düşünülmemelidir ve verilen anlam da bu doğrultuda oluşmuştur.
İstanbul hükumeti:
Dünyanın her yerindeki gerçek müslüman toplulukların kurban bayramını tebrik ederiz.
Müslümanların arasına sızmış ve müslüman rolü oynayan münafık toplulukların temizlendiği kurban bayramlarını hep birlikte görmeyi yüce Allah’tan dileriz.
Anladığım o ki bizler kurban ibadetini tam olarak yerine getiremiyoruz. Kurban ibadetini yerine getiremeyecek şartlarda olduğumuz için o ibadetin yerine fidye olarak kurbanlık hayvanları kesiyoruz.
Dinimizde hayvanları Allah için kurban etmek var, bu amelin Kur’an’da ve sünnette delilleri var ama o, asıl kurbanın fidyesi…
Kurban, Allah’a yaklaşmak demek. Allah’a yakınlaşmak için çok çok yüksek dereceli bir amel yapmak lazım. Derecesi o kadar yüksek olan ameller ise çok zor ve herkesin yapamayacağı ameller olur. Allah için kendi canımızdan, evladımızın canından, en sevdiğimiz insandan, en sevdiğimiz mülkten, maldan, hazineden geçmemiz gerekir. Bizler gerçekten kurban ibadeti yapamayacak kadar zayıf olduğumuz için, onun yerine kurbanlık hayvanları Allah için keserek Allah’a yaklaşmayı umuyoruz.
Böylelikle bizler Kurban ibadetinin fidye kısmıyla amel edebilmiş oluyoruz.