Dini MeselelerRüya Tabirleri

Mekke’den Medine’ye hicret eden ilk müslümanlar, Mescid-i Aksa’ya doğru dönerek namaz kılıyorlardı.

https://t.me/AkademiDergisi/104464

Yaşananlar, aslında göründüğü gibi değildi…

Mekke’den Medine’ye hicret eden ilk müslümanlar, Mescid-i Aksa’ya doğru dönerek namaz kılıyorlardı.

Bir rivayete göre (Tabakat, 1/241; Taberî, 2/265), hz. peygamberimiz(s.a.v.), yüzünü Mescid-i Aksa yönüne çevirerek namaz kılmak zorunda kalmaktan rahatsızlık duyuyordu. Yahudilerin kıblesi olarak gördüğü Mescid-i Aksa’ya yüzünü dönmüş olmak ona elem veriyordu. Bu nedenle peygamberimiz, Mescid-i Aksa yönüne dönerek namaz kılacağı zaman yüzünü yukarı doğru kaldırmaya başladı.

Devrin Yahudileri “Muhammed, daha kıblenin neresi olduğunu bile bilmiyordu, onu bizden öğrendi” diyerek sözlü eziyet ediyorlardı. Kendi kıblelerine dönülmüş olmasından dolayı kibirleniyorlardı.

Bir imtihan süreci de bu şekilde geçiyordu. Samimi müslümanlar, kendilerine her ayrıntısına kadar bilgilendirme yapılmasa da bu yaşananda bir hikmet olduğunu anlayarak sabır ediyordu. Münafıklar ise kendilerine yakışanları yapıyordu. Bu sıkıntılı hal uzun da sürdü.

Nihayet, Medine’ye hicretin 17. ayında biz müslümanların kıblesine dair ayet (Bakara suresi, 144. ayet) nazil oldu.

Lakin, insanların ve cinlerin çoğunun anlayamadığı hikmetli şeyler de yaşanmış oluyordu. Peygamberimiz ve ashabı, yüzlerini Mescid-i Aksa’ya döndüklerinde aynı zamanda İstanbul’a da dönmüş oluyorlardı.

Ve dünyanın dört bir yanından bu yazdıklarımı okuyan insanlar arasındaki çok az sayıda kişi, neyi kastettiğimi hemen anladı.

“Mescid-i Aksa’yı İstanbul’a taşıyacağız.”

Bu rüya bana bir takipçim tarafından yönlendirildi. Rüya sahibi, rüyasını başkalarına ait bir rüya grubunda herkese açık olarak paylaşmış. Rüya sahibini hiç tanımıyorum, irtibat da kurmadım, gerek de duymadım.

Şu rüya ise bir takipçim tarafından görülmüş ve bu sabah erken saatlerde bana gönderildi.

“Rüyamda belkısın kabrini bulmuşsunuz diyarbakırda bir yere açtınız. Akın akın ziyaretçiler gelmeye başlamışlar. İran tarafından da bir sürü şia gelmeye başlamış. İlk başta haberlerde göstermiyorlarmış burayı. Çok çok kişi gelince mecbur gösterdiler. Bende diyorum ki yakında bütün herkes mfs nin büyüklüğünü anlayacak bu şekilde. Bu mezar şehrin ortasında cadde üstünde bir yerde. Pasaj gibi bir yer kapısında sarı lacivert tabelada kocaman sadece “BELKIS” yazıyordu. Başına benim kardeşimi oturtmuşum o duruyormuş orda. Buna güvenemeyip gitmişim teftişe. Normalde böyle bir kardeşim yok ama rüyamda varmış. Oraya gidince kıyafet mağazalarına uğramışız. Dolaşmışız. Bir pastane varmış orda kardeşim aman sakın gitme çok kötü yapıyorlar demiş. Tinerci çocuk gelmiş yanıma göndermişim. Şehrin enerjisi çok kötüymüş. Kıyafetçide at hırsızı gibiymiş.”

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Leave A Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir