Dini Meseleler

Ra’d, Nahl, Şuara, Saffat sureleri bazı ayet-i kerimeler ve mealleri.

“Sabretmeniz nedeniyle size selam olsun. Dünya yurdunun sonu ne güzeldir.”

سَلَامٌ عَلَيْكُمْ بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِۜ

Selamun aleykum bi ma sabertum fe ni’me ukbed dar.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“İman eden ve salihatı yapanlara ne mutlu. Dönüş yerinin iyisi onlarındır.”

اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبٰى لَهُمْ وَحُسْنُ مَاٰبٍ

Ellezine amenu ve amilus salihati tuba lehum ve husnu meab.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Ant olsun senden önceki resullerle de alay edildi. Kafirlere süre tanıdım. Sonra zamanı gelince onları yakalayıverdim. Benim cezam nasıl olurmuş gördüler.”

وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِنْ قَبْلِكَ فَاَمْلَيْتُ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا ثُمَّ اَخَذْتُهُمْ۠ فَكَيْفَ كَانَ عِقَابِ

Ve lekadistuhzie bi rusulin min kablike fe emleytu lillezine keferu summe ehaztuhum, fe keyfe kane ıkab.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha zordur. Onları Allah’ın azabından koruyabilecek bir koruyucuları da yoktur.”

لَهُمْ عَذَابٌ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَلَعَذَابُ الْاٰخِرَةِ اَشَقُّ وَمَا لَهُمْ مِنَ اللّٰهِ مِنْ وَاقٍ

Lehum azabun fil hayatid dunya ve le azabul ahıreti eşakk, ve ma lehum minallahi min vak.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Allah istediğini yok eder, istediğine de dokunmaz. Ana Kitap O’nun yanındadır.”

يَمْحُوا اللّٰهُ مَا يَشَٓاءُ وَيُثْبِتُۚ وَعِنْدَهُٓ اُمُّ الْكِتَابِ

Yemhullahu ma yeşau ve yusbit, ve indehu ummul kitab.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“İster onlara yaptığımız uyarının bir kısmını sana gösterelim, ister senin canını alalım; sana düşen sadece tebliğ yapmaktır. Hesap görmek Bize aittir.”

وَاِنْ مَا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذ۪ي نَعِدُهُمْ اَوْ نَتَوَفَّـيَنَّكَ فَاِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلَاغُ وَعَلَيْنَا الْحِسَابُ

Ve in ma nuriyenneke ba’dallezi neiduhum ev neteveffeyenneke fe innema aleykel belagu ve aleynel hisab.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Onlardan öncekiler de planlar yapmışlardı. Oysa Allah’ın planı bütün planları geçersiz kılar. Zira O, herkesin ne yaptığını bilir. Kafirler, bu yurdun sonunun kimin olduğunu bileceklerdir.”

وَقَدْ مَكَرَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَلِلّٰهِ الْمَكْرُ جَم۪يعاًۜ يَعْلَمُ مَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍۜ وَسَيَعْلَمُ الْكُفَّارُ لِمَنْ عُقْبَى الدَّارِ

Ve kad mekerellezine min kablihim fe lillahil mekru cemia,ya’lemu ma teksibu kullu nefs, ve se ya’lemul kuffaru li men ukbed dar.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Onlardan öncekiler de düzen kurmuşlardı. Allah, onların yapılarını temelden yıktı, çatıları da tepelerine çöktü. Onlara, bu azap, hesaba katmadıkları yerden geldi.”

قَدْ مَكَرَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَاَتَى اللّٰهُ بُنْيَانَهُمْ مِنَ الْقَوَاعِدِ فَخَرَّ عَلَيْهِمُ السَّقْفُ مِنْ فَوْقِهِمْ وَاَتٰيهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَ

Kad mekerellezine min kablihim fe etallahu bunyanehum minel kavaıdi fe harre aleyhimus sakfu min fevkıhim ve etahumul azabu min haysu la yeş’urun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, sözümüz ona sadece, “Ol.” demektir. O da olur.”

اِنَّمَا قَوْلُنَا لِشَيْءٍ اِذَٓا اَرَدْنَاهُ اَنْ نَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ۟

İnnema kavluna li şey’in iza erednahu en nekule lehu kun fe yekun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Sana sinsice kötü tuzaklar kuranlar, Allah’ın, kendilerini yerin dibine geçirmeyeceğinden veya ummadıkları bir yerden azabın gelmeyeceğinden emin midirler?”

اَفَاَمِنَ الَّذ۪ينَ مَكَرُوا السَّيِّـَٔاتِ اَنْ يَخْسِفَ اللّٰهُ بِهِمُ الْاَرْضَ اَوْ يَأْتِيَهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَۙ

E fe eminellezine mekeru seyyiati en yahsifallahu bihimul arda ev ye’tiyehumul azabu min haysu la yeş’urun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Veya gezinip dururlarken, onları ansızın yakalamasından. Onlar, bunu engelleyemezler de.”

اَوْ يَأْخُذَهُمْ ف۪ي تَقَلُّبِهِمْ فَمَا هُمْ بِمُعْجِز۪ينَۙ

Ev ye’huzehum fi tekallubihim fe ma hum bi mu’cizin.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen sadece açık bir şekilde tebliğ etmektir.”

فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ

Fe in tevellev fe innema aleykel belagul mubin.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Bizim ordumuz onlara mutlaka galip gelecektir.”

وَاِنَّ جُنْدَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ

Ve inne cundena le humul galibun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂


“Onları gözle! Yakında onlar da görecekler.”

وَاَبْصِرْهُمْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ

Ve ebsirhum fe sevfe yubsirun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Yoksa azabımızı acele mi istiyorlar?”

اَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ

E fe bi azabina yesta’cilun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Fakat onların bulundukları yere indiği zaman, uyarılanların sabahı ne kötüdür.”

فَاِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمْ فَسَٓاءَ صَبَاحُ الْمُنْذَر۪ينَ

Fe iza nezele bisahatihim fe sae sabahul munzerin.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Leave A Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir