Son günlerde çok sayıda insanın rüyalarında ve durugörülerinde gördüğü “3. dünya savaşı”, küresel mali kriz demek. Gerçek manasına gelmiyor.
Böyle giderse Kazakistan ile bağlarımızı kopartacağız ve Kazakistan’ı da Türkmenistan gibi ilk fırsatta cehenneme sürükleyeceğiz. Çok yakın gelecekte Kazakistan diye bir ülke bulunmasına izin vermeyeceğiz.
Kazakistan kendine gelmeli. Başındaki Ankebut Ağı piyonu idarecilere teslim olmamalı. Kazakistan’ın Ankara çetesi ile paslaşmasına da meydan verilmemeli.
NATO’dan da ABD’den de AB ülkelerinden uzak durmalı, mesafeli olmalı. Rusya ve Çin’e de kul olmamalı. Bunların hiçbirine boyun eğmek zorunda değil. Dik durmalı, İstanbul gibi olmalı, İstanbul’a uymalı.
Mısır halkı da köprüden önceki son çıkışta. Ben, hukukun gereği olduğu için bir kez daha açıkça ikaz ediyorum. Sisi’den ve çetesinden kurtulmak istiyorlarsa, İstanbul Mısır’ın iç dinamiklerini ve harekete geçirilecek olan halkını destekleyecek.
Aksi halde, sürekli TR’nin karşısında bir maşa gibi kullanılan Mısır da acı akıbeti yaşayacak. Zaman çok daraldı.
Cennetin yolu da cehennemin yolu da belli. Cennet gibi bir hayat İstanbul yönünde, cehennem gibi bir hayat ve feci akıbet ise Ankebut Ağı yönünde…
Koca Mısır halkı, İsrail ile hala danışıklı dövüşen ve İsrail ile ortak kara para işleri yapan, Filistinli çocukları, gençleri ve kadınları İsrail ile beraberce nakite çeviren Abdulfettah es-Sisi’ye ve çetesine neden tahammül ediyor?
Hani müslümanlık, hani Allah korkusu, hani cehennem korkusu, hani hesap korkusu, hani insanlık, hani vicdan? Ne hakla hala duruyorlar ve susuyorlar?
Tayyip’in resmini de kullanarak kapaktan “Şeytan” diye başlık atmışlardı. Şimdi neler değişti de Tayyip’i ve Ankara çetesini de işin içine katarak ortak kara para ve ihanet işleri yapmaya kalkıyorlar?
O Mısır halkının tamamı mı münafık? Değilse, gerekeni yapsınlar.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
