Akademi Dergisi takipçisi – Hayırlı geceler abi dün yazdığım rakamlarda bir yanlışlık olmuş. Yeniden hesaplayınca 300m2 için 2kw demiştim. Bu rakam doğru değil. Şu anda 1m2’lik bir güneş panelinin gücü yaklaşık 200-250watt kadar. Paralel bağlanmış 1m2’lik TEJ modüllerinin gücü ise Yaklaşık 1kw çıkıyor. Yamaha’nın modelinde 10cm*15cm’lik bir parçanın gücü 143watt denmiş bu da 1m2’ye oranlandığında 1kw demek. Şu haliyle mevcut teknolojiler kullanılsa üstüne ekleme yapılmasa bile güneş panellerinden 4-5 kat daha fazla enerji üretimi demek.
Bu aynı zamanda şu manaya da geliyor. 1mw güçle çalışan bir güneş paneli tarlası için en az 12 dönüm arazi ya da 7000m2 çatı alanı gerekiyorken, TEJ’ler için bu alan 1-2 dönüm arasında yeterli olacaktır.
Küçük ölçekte hesaplama yapmak adına günde 15-20kwh enerji tüketen bir ev için düşünecek olursak, bir günde 8 saat çalışan 2m2’de toplamda 2kw’lik TEJ’ler 16kwh enerji üretir.
Yurtiçi ve yurtdışından birkaç makaleye de göz gezdirdim. Son senelerde TEJ konusunda çalışmalar oldukça artmış görünüyor. Gelecek projeksiyonlarında da oldukça fazla yatırım alacağı ön görülmüş.
Ülkemizde de bu konuyla alakalı makale yazanların sayısı az değil ancak neden bir türlü bu sistemler geliştirilip kullanılmaya başlanmamış anlamış değilim. Farklı bir örnek olarak endüstriyel tipte bir TEJ yapılmış ve çelik fabrikasında ortaya çıkan yüksek ısıdan yararlanmak için 10kw’lık bir tej üretilmiş.
Mehmet Fahri Sertkaya = Hayırlı geceler. Ben de anlamıyorum bu insanları, nasıl bu kadar dar kalıpla bakıyorlar her şeye.
Her gün güneş doğuyor, bedava elektrik, bedava su, bedava ısınma imkanları sağlıyor ama azıcık kafa çalıştırarak gereğini yapan yok.
Susuzluk, kıtlık, kuraklık diye bir sorun kalmadı. Hava varsa su var. Denizler varsa içme suyu var. Devasa tesisler ve işletme maliyetleri de gerekmiyor.
Hala inatla yapmak istemiyorlar ve petrol, gaz, mazot satmak istiyorlar
Üç beş tane hükumetin başına üç beş tane kara paracı ve satanist mason getiriliyor, koca insanlık onlara boyun eğiyor. Nedir bu böyle? Akıllarlını kullansalar birlik olsalar onları bir saatte yıkarlar.
Dünya da cennet gibi bir dünyaya hızla dönüşmeye başlar.
– Acaba maddi ve metafizik sahada önleri mi kesiliyor böyle insanların diye düşünüyorum. Bundan sonra böyle işleri yapacak, bu yatırımları yapacak gruplar, şirketler metafizik korumaya ağırlık vererek, tedbirler alarak ilerleseler maksat hasıl olmaz mı acaba?
Şu aşağıdaki gibi diyorum işte…
Onun kocaman olanlarından onlarcasını hatta belki de yüz küsur tanesini İstanbul boğazının dibine koysak, ne çok elektrik üretirler.
Zaten boğazı cetvelle çizilmiş gibi dümdüz bir hat şekline getireceğiz. Dibini de dümdüz yapacağız. Dibine onlarca upuzun tünel hatları çekeceğiz. Basınçlı su o çok özel ve sağlam tünellerden de geçecek, o kocaman yatay spiral türbinleri döndürecek. Bir kere yapacağız, yüzlerce sene keyfini süreceğiz inşaallah…
Japonya’da bir öğretmen tarafından geliştirilen, akarsularda kolaylıkla elektrik üretmeyi sağlayan taşınabilir bir jeneratör.
Zaten Ege denizini doldurup da onlarca devasa ve mükemmel şehir yapacağız. Ege denizinde bir ya da iki adet upuzun kanal olacak.
O kanallarda da çok güçlü akıntılar oluşacak. Ayrıca ilk fırsatta Kara denizi Hazar denizine bağlayan kanallar açacağız. Oradaki kanallarda da akıntılar oluşacak ve elektrik üretilecek ama o kanallar açılınca İstanbul boğazındaki akıntı ve Ege’deki kanalların akıntıları artacak mı azalacak mı?
Sonra Hazar denizini Basra körfezine bağlayan kanalı da açacağız. O kanal sayesinde de çok elektrik üretilecek. Bütn bölgede sular durmak bilmeyecek, sürekli akacak. Hem sık tazelenecek, temizlenecek hem de akıntılar sayesinde çok bol elektrik üretilecek.
Çok bol elektrik gücü sayesinde, her yerde deniz suyundan içilebilir su kolayca ve bolca elde edilecek.
Böyle olunca her yerde ziraat ve sanayi olacak. Hayat pahalılığı oradan kalkacak.
Yukarıdakine çok benzeyen yatay spiral rüzgar türbinleri de kullanacağız. Türbinler için kule binalar yapacağız. Bir tek binada yüzlerce, bazılarında binlerce yatay siral rüzgar türbinleri dönüyor olacak.
Hiç kanal, deniz suyu ve elektrik bulunmayan arailerde bile rüzgar gücüyle önce elektrik, devamında yoğuşma yoluyla havadan su üreteceğiz.
O kule binaları bir kere yapacağız ve yüzlerce sene kullanılacak. Soket takıp sökmek gibi olacak. Zamanla değişmesi gereken parçaları çok kolayca ve zahmetsizce değiştirilebilecek.
Dünyada su ve elektrik sorunu yaşanan hiçbir yer kalmayacak.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya