Siyaset

Acil, çok acil…


Taliban’ı kendileri kurdular. Kendileri eğittiler. Silah ve mühimmat verdiler. Süreç boyunca onların ahlaklarını bilerek ve isteyerek daha da bozdular. Daha da çok ibneleştirdiler, cin sapık yaptılar, uyuşturucu bağımlısı yaptılar. Süreç boyunca onları kara para işlerinde hakim hale getirdiler. Aynısını yapmak isteyen ve kara para gelirlerini artırmak isteyen Sovyetler’e karşı, Taliban ile ortak halde galip gelen taraf oldular.

Gün geldi, her türlü sömürmeye ve kara paracılığa rağmen devasa mali krizlere girdiler. Şeytani bir oyun planladılar. Kendi ikiz kulelerini kendileri yıktılar. Suçu, yine beraber çalıştıkları teröristlerin üzerine attılar. Tamamen yalanlarla, yasaklarla, baskılarla, yaşananların gerçek yüzünü gizlemek istediler. İki seneye bile kalmadan bütün dünya oyunu yine de gördü ama bu şeytanlar umursamadılar. Yollarına baktılar. Afganistan’a açıkça ve ezici bir güçle giderek, iyice karışmış ve daralmış olan kara para işlerini acilen toparladılar ve artırdılar. Yine Taliban ile kaynaşmış haldeydiler ama görüntüde ise çatışıyorlardı. Bir yandan da Irak’ta aynını yaptılar ve sözde Kürtler olan Barzaniler, Talabaniler üzerinden bölgeye her kötülüğü yaptılar. Sömürdüler, kan içtiler, katlettiler. Soydular, çaldılar. Kasten sapıklığı, ahlaksızlığı yaydılar. Yetmedi, bütün Ortadoğuya yayılmak ve hakim olmak da istediler. O kadar çürümüş halde idiler ki çok ilerleyemediler. Suriye’ye sıra gelince, Suriye’den çok İstanbul engeline takıldılar.

Sonra gün geldi, kara para işlerini daha da ilerletmek için Taliban gibi vahşi bir terör örgütünün karşısında güya yenildiler ve güya Afganistan’dan çıktılar. Bilerek ve isteyerek çok fazla miktarda askeri aracı, silahı, mühimmatı, teçhizatı Taliban’a bıraktılar. Evet, ordularının her şeyini bir terör örgütüne bilere bıraktılar. Taliban terör örgütünü güya iktidara da getirdiler. Bir anda, bir oldu bitti ile bütün dünyada meşruiyet kazandırmak da istediler. Yine İstanbul engeline takıldılar. Aşacaklarını düşündüler, aşamadılar. Hala Taliban terör örgütünün meşru bir hükumet gibi görülmesi için ellerinden geleni yapıyorlar ve bunu denedikçe iyice ifşa oluyorlar.

Sonra bu pisliklerden, bu insan denemez mahluklardan biri… ABD’nin sözde Genelkurmay Başkanı Mark Milley, kameralar karşısına geçerek “Daha geniş anlamda savaş kaybedildi. Taliban ve müttefikleriyle 20 yıldan fazla bir süredir savaşıyorduk ve onlar galip geldi.” diyor. Nasıl, sizce kamera heyecanını yenmiş mi, rol kabiliyeti yeterli mi? Yalan söylediğini yeterince gizleyebiliyor mu?

Lanet gelsin bunlara. Kıran girsin bunlara. Dünya insanlığının bu masonlardan, satanistlerden, kara paracılardan, katliamcılardan, cinsi sapıklardan, sömürgecilerden, İblis’in piyonlarından acilen kurtulması lazım. ABD içinde sistem bunları temizleyemeyecekse, Türkiye merkezli bir ülkeler ittifakının, “ABD halkını ve dolayısıyla dünya insanlığını teröristlerden, satanistlerden, katliamcılardan, kara paracılardan kurtarma”ya dönük askeri operasyonlar yapması lazım. Evet, artık bu şeytani tiyatroya son verilmeli ve ABD özgürleştirimeli. Sorunlar, sorunların merkezinde çözülmeli. Acil, çok acil bu yapılmalı.

Türlü şeytani maksatlarla, muhtelif ülkelerden sürdükleri sözde sığınmacıları Türkiye’ye dolduranlar da bunlar. Şu sözde genelkurmay başkanı, şu başt terörist, onlarca ülkenin başındaki onlarca vahim soruna kasten sebep olan kadrosunun başta gelen isimlerinden biri…Hiç abartısız, milyonlarca sivil insanın ölümünden de sorumlu bir kişi.

Mark Milley, sözde “Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu” operasyonunda da baş aktörlerden biriydi. Sadece o kısımdaki suçları başlıklar halinde liste yapılsa bile, buradan Londra’ya kadar yol olur.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Leave A Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir