İster inanın, ister inanmayın ama sizden daha fazla istiyorum İstanbul’un ve bütün Türkiye’nin yıkılmasını, yanmasını, işgal edilmesini, ayaklar altında ezilmesini…
Şu sürü her şeyi hak ediyor ama siz de hak ediyorsunuz.
Siz başlatın, ben tamamlarım yine, Maraş’ta olduğu gibi…
Bu defa Maraş’ta mı olur, Washington’da ya da New York’ta mı olur ya da Kaliforniya’da mı olur hatta Moskova’da, Pekin’de, Roma’da, Madrid’de, Atina’da, Londra’da, Seul’de, Tokyo’da, Paris’te, Berlin’de, Tahran’da, Varşova’da mı olur, yaşar görürüz. Belki bu defa silsile halinde devam eder de şu saydığım yerlerin hepsinde kısa aralıklarla olur.
Neyse… Kartları görüyorum ve hepsi lehime… Sözü uzatmak istemiyorum, haydi hemen oynayalım.
Son diyeceğim şey yine aynı: bütün dünya genelinde yerin üstü de altı da tamamen yanıp kavrulacak, tamamen yıkılıp çökecek ve milyarlarca ceset fışkıracak olsa bile yemin ederim ki boğazları kara para işlerine açmayacağım ve Ankara hükumeti denilnen ihanet şebekesini yine de devireceğim. Hiç kimseden korkmuyor ve çekinmiyorum.
Putin, gelemedi…
Sisi, gelemedi…
Netanyahu, gelemedi…
Bunlar, kendi ülkelerinde bile adeta yok oldular, boy gösteremez oldular. Hiç hükümleri geçmez oldu.
Tahıl Koridoru denilen kara para koridorunu iptal ettim, kimse açamadı. Dünyayı birbirine kattım, sağlam bir tek denge bırakmadım, kimse ağzını açamadı.
Türkiye enerji merkezi yapılacaktı güya, yapılamadı. Türkiye’ye yatırımcı yağacaktı güya, kimse gelmedi. Türkiye’deki mevcut yatırımcılar bile kaçıştı. Maliye/economi kontrolde tutulamadı.
Mehmet Şimşek, Gaye Erkan ve benzeri yabancı ülke vatandaşları, hiçbir halta yaramadı. Hayat pahalılığı, geçinme sorunu aşırı seviyede arttı, millet ufak ufak patlamaya başladı ama buna çare bulunamadı. Belki birkaç gün sonra büyük patlamalar yaşanacak ama ortada çare yok.
Abdullah Gül ile çetesine de hareket sahası kalmadı. Ortada bir Tayyip de kalmadı. Bohçalı da matematikteki etkisiz eleman misali ortada kaldı.
Buradaki piyonlarınızın, İstanbul’a ayak uyduruyormuş görüntüsüyle oynayacağı türlü oyunlar, başlamadan çöpe atıldı.
Geçen bu süre içinde Çin, Rusya, İngiltere, ABD, Fransa, Almanya, Japonya, Güney Kore, İtalya, İspanya gibi dünyaya güçlü gibi yutturduğunuz içi kof ülkeler bile iyice battı. Çin, Rusya ve Fransa, hemen birkaç saat sonra iflas açıklasa ve devasa iç karışılıklar başlasa, hiç şaşırtıcı olmayacak.
Yerin altındaki şehirlerde sorunlar arşa çıktı. Dünya genelinde yerin altında da üstünde de sisteminizde ciddi çatlaklar oluştu, ayrışmalar, itirazlar bastırılamadı.
Güya yeni bir Ankara hükumeti atadınız, güya Hakan Fidan’ı ülkenin başına geçirecektiniz, sadece siz değil onlar da şu kadar kısa sürede bunların nasıl yaşandığını bile anlayamadı. Şok halinden hala çıkamadı.
Daha saymakla bitmez rezillikleriniz, çaresizlikleriniz gözler önünde ve bu kadar şeyden sonra, yine etrafımıza üç beş gemi göndereceksiniz, yine suni afet ve işgal tehlikesi/riski oluşturaaksınız da bütün bu devasa sorunlardan kurtulacaksınız, öyle mi?
Boş verin siz o işleri, İstanbul’un nakavt edici son yumruğunu da yemenizin vakti gelmiş.
Yemin ediyorum ki ben eski ben değilim ve topluluklar halinde kan dökmeyi artık sizden çok çok daha fazla istiyorum.
Bu mekan ele geçirileblir ama beni ele geçiremezsiniz. Her türlü ama her türlü kuşatmayı yarıp geçecek teknolojiye de ekiplere de sahibim. Yine de oynamak istiyorsanız, işte meydan, oynayalım. Çok gürültülü olur ve bir kez daha yerin dibine geçersiniz.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..