İstanbul ve Çanakkale boğazlarını kara para trafiği için zorlayanlara çok sert karşılık vereceğim.
Limanların da çalışanların da yoğun sinyale gireceklerini ilan etmiştim. Boğazlardan geçemedikleri için yolun bir kısmını karadan geçerek, sonra Ege’deki ve Ak deniz’deki limanları tercih edeceklere de ağır, çok ağır karşılık vereceğim. Hususiyle Mersin limanını, tütün/sigara kaçakçılığı bile dahil, her türlü kara para işlerine yasaklıyorum.
Benimle restleşenlerin bu güne kadar ne hallere geldikleri gözler önünde ama bu günden sonra daha da beter olacaklar.
O Çingene kara para ve ihanet teşkilatına… O Abdullah Gül’e, Ahmet Davudoğlu’na, Ali Babacan’a, Meral Akşener’e, Hakan Fidan’a acil kara para lazımsa, kendi organlarını söküp satsınlar. Zaten fesada çalışıyor, bir işe yaramıyor. Sürekli kaçırdıkları o uyuşturulardan yüksek doz çekerek altın vuruşu yapsınlar, bütün sıkıntıları biter. Şu millet de onlarca millet de ferahlar.
Herhangi bir ülkenin, herhangi bir gerekçe ile, Ege’deki herhangi bir adaya askeri üs kurması ya da üs kurmadan askeri yığınak yapması…
Oraları bir şekilde silahlandırması….
Türkiye’ye savaş ilan etmesidir.
Türkiye, bu türlü davranışların tamamını savaş ilanı olarak değerlendirecek ve ona göre karşılıklar vereceğiz.
Yunanistan ana karasında ABD’nin, Fransa’nın ve diğer ülkelerin askeri yığınakları kaldırılmazsa, bunu da Türkiyenin güvenliği için büyük ve öncelikli bir tehdit olarak değerlendirecek ve ona göre karşılıklar vereceğiz.
Dünya savaşı değil, kısa aralıkla peş peşe onlarca kere dünya savaşları çıkacak olsa bile…
İstanbul ve Çanakkale boğazlarını her türlü kara para işine, en çok da insan ve organ kaçakçılığı işi yapan gemilere kapalı tutacağım.
Bakılsın geçmiş yayınlara… Ben çoktan “Bu işin sonunu da yazayım. Sonunda boğazlara dair çok büyük restleşme ve mücadele yaşanacak.” mealinde yazmıştım. Üzerine çok zaman geçti.
Bundan sonrasını da yazayım.
Ne ABD, ne İngiltere, ne İsrail, ne Mısır, ne Hindistan, ne Pakistan, ne Fransa, ne İtalya, ne İspanya Yunanistan’ın yanında durabilir. Hiçbiri bir halta yaramayacak. Zaten şu anlarda hepsi birden batmış vaziyetteler. Hepsi de akıl almaz onlarca vahim sorunla savruluyorlar.
Yunanistan, şunun bunun piyonu olmanın, onlarca senedir Türklerin karşısında küstahlaşmanın, milyonlarca insanın kaçırılmasına yardım ve yataklık yapmanın bedelini çok ağır, hak ettiği kadar ağır ödeyecek. Asırlarca idaremiz altında kalan kadim topraklarımız yeniden vatanımıza dahil olacak. Adaları geçtim, Yunanistan ana karası denilen bir yer bile olmayacak. Orada da insan ve organ kaçakçılığını, zulmü, ahlaksızlık ve namussuzluğu, sapıklığı ve şeytanlığı bitireceğiz.
Oraları da gerçekten özgürleştireceğiz.
Üç beş tane Çingene haini, mason tarikatı marifetiyle ve tamamen gayr-i meşru şekilde getirmişler Türkiye’nin başına, ülke kendilerinin zan ediyorlar.
Kim o Çingeneler? Hepsini toplayıp almak kaç saat sürer? O Yunanistan dedikleri kim? Hepsini süpürüp deniz dökmemiz kaç saat sürer?
Her gün tahrik, her gün küstahlık, her gün hadsizlik, her gün hukuk tanımazlık… Koca Türkiye’nin kurumları ise hain Çingeneler nedeniyle kedi gibi bir hale getirilmiş. Kuyruğunu kıstırıp oturan hainlerle doldurulmuş.
Bıktık artık bu hainlerden ve düşmanlarımızla yaptıkları danışıklı dövüşlerden. Bizim, Yunanistan diye bir düşmanımız yok. Yunanistan denilen şey, bizim için düşman unsuru bile sayılamayacak bir unsur. Nedir bu rezillik? Artık boğalım tek tek şu hain Çingeneleri ve masonları, bitirelim bu rezilliği…
ABD, İngiltere, Fransa, şu bu… Her kim Yunanistan denilen gayr-i meşru otoritenin hukuksuz izinlerini bahane ederek Ege’ye yayılırsa, savaş çıkacak onlarla aramızda… Vuracağız hava, kara, deniz unsurlarını…
Bu hususta asla taviz vermeyeceğiz. Bu yola girilmişken, hile ve ihanetlerle elimizden alınmış adalarımızı da geri aldığımız gibi, orada durmaz Yunanistan ana karasını da alırız.
Yemişim ABD’sini, şusunu busunu… Kağıttan kaplanlardan korkumuz yok bizim. Onları parçalanmış paçavralara dönüştürmek mesele bile değil bizim için…
Karizmasını daha da çizdirmek isteyen, Ege’ye gelsin, Ak deniz’e gelsin, etrafımızı sarsın.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..