Binalardan, pencerelerden, balkonlardan çocuk düşmesi…
Binalardan, yolda yürüyen insanların üzerine inşaat parçaları düşmesi…
Düşük seviyede fırtınalarda bile çatıların uçması…
Kaldırımların ve yolların aniden çökmesi…
Gibi hadiseler artarak devam ediyor. Ne eğitme var, ne ikaz var, ne basın/yayın yoluyla bilgilendirme var. Ne denetleme var, ne ahlakı yükseltme çabası var. Parça parça dökülen binalar bile denetlenmiyor, tahliye edilmiyor, yıkılmıyor.
Yeni nesil ve ses yalıtma özelliği kuvvetli olan, dış sesi kulak içine çok az geçiren kulaklıkları taktiği için çevre seslerini duyamayan ve çok vahim kazalar geçiren insanların sayısı da giderek artıyor.
İki kulaklığı birden taktığı gibi, bir de müzik ya da konuşma sesi açan kişiler, görüş alanlarının dışından gelen hiçbir tehlikeyi fark edemiyorlar. Bu şekilde çift kulaklık takan, çevre sesleri ile bağını kesen ve bir anda tehlikelerin içinde kalan insanları gördüğü halde yetkililerin toplumu bilgilendirme ve yönlendirme çabası hiç görülmüyor. Kulaklarındaki kulaklık nedeniyle arabaların, kamyonların, TIR’ların, vinçlerin altında kalanlardan sonra, trenlerin ve tramvayların altında kalanlar da artıyor.
Devlet yokmuş gibi, hükumet yokmuş gibi, bunca kurumlar yokmuş gibi, bunca yetkililer yokmuş gibi, bunca akademisyenler ve yayıncılık imkanları yokmuş gibi, sanki ülkenin idari her birimi organize haldeki düşmanların eline geçmiş gibi bir hal var.
İşimiz zor