Devletin bütün kurumları hainlerin, kara paracıların, mafyaların, çetelerin, kripto kimliklilerin, masonların tam kontrolüne girdi.
Vatandaşların sığınacağı doğru düzgün bir emniyet teşkilatı ve adli makamlar da kalmadı.
Hiçbir vatandaşın can, mal, namus emniyeti de kalmadı. Artık her yer suçlu dolu, çete dolu, mafya dolu… Hiçbirinin devletten korkusu kalmadı, çünkü hepsi devleti ele geçirmiş olan hain Ankara hükumetiyle ve başında CIA personeli Kalın’ın bulunduğu MİT ile bağlantılı… Devleti resmen idare edenler açıkça hukuk tanımaz tavırlarına devam ederken, onlarla bağlantılı olup onlardan güç bulanlar da haddi iyice aştı.
Gün gün raydan çıkıyor şu koca Türkiye…
Her yerde kasten sebep olunan otoritesizlik, kanun tanımazlık hakim oluyor. Meydan bilerek ve istenerek suçlulara bırakılıyor. Her yerde, hükumetle beraber çalışan hapçılar, tozcular, mafyalar, çeteler, yankesiciler, Çingeneler hakim oluyor.
On beş milyondan fazla sözde sığınmacı Çingeneler de ülkenin bu hale gelmesinde çok büyük amil/etken…
Türkiye içten çökertiliyor.
Bütün bu suç grupları Tayyiple, Cevdet Yılmazla, Soysuzla, Akşenerle, Çillerle, Hakan Fidanla, İbrahim Kalınla ve bunların etrafındaki çekirdek kadrolarla bağlantılılar.
Türkiye’de suç dünyası hükumet gücüyle sevk ve idare ediliyor.
Polis ve jandarma gücü, Arap zan edilen Çingene pislikler için ormanlarımızın yok edilmesine itiraz eden vatandaşları durdurmakla meşgul…
En açık şekliyle suç, ihanet ve terör teşkilatına dönüşmüş olan sözde hükumeti korumakla, hükumete karşı mücadele verenleri ezmekle, durdurmakla meşgul…
Savcı mı, hakim mi? Kimin aklına geliyor artık? Kalmadı adalet dağıtan bir müessese ve sokaklarda, dükkanlarda, evlerde herkes kendi adaletini dağıtmakla meşgul…
Çürüdü, kokuştu kocaman ülke…
Üç beş tane mason, üç beş tane kripto Ermeni, Çingene, Yahudi, kara para kazanacaklar diye…
Meydan da canilere, gaspçılara, MİT personeli tahsilatçılara, torbacılara, sığınmacı denilen Çingenlere bırakıldı.
TR’de hükumet falan yok, çok partili siyasi bir sistem falan da yok. Seçim falan da yapılmadı, geçerli bir sonuç da yok. Meşru bir hükumet de yok, hiçbirinin imza yetkisi de yok. TBMM diye bir yer de yok, resmi geçerliliği olan bir tek millet vekili de yok. Ülke elden gidiyor, artık herkes ayağa kalkmalı…
Hala Ankara hükumetiyle ve Rusya ile iş tutan Afrika ülkelerinin hiçbiriyle işim olmayacak. Hiçbirine bir iyiliğim olmayacak. Aksine olarak şu andan itibaren o Afrika ülkelerinin hepsine, benzeri diğer ülkelere yaptıklarımı yapacağım. En özet şekilde ifade edeyim, en başta idarecilerine olmak üzere, hepsine kıran girecek.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya