Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki bütün sorunlar, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunlardır. Türkiye’yi hiç ilgilendirmeyen sorunlardır. Azerbaycan’ın başındaki/idaresindeki kara paracı insan şeytanlarının, o gizli Ermeni ve Yahudi hainlerin, Ermenistanla danışıklı ya da yarı danışıklı dövüşlerine Türkiye karışmayacak. Zaten hem itikaden hem ahlaken yerle bir edilmiş olan, adeta yaşarken öldürülmüş olan Azerbaycan halkının da hiçbir rahatsızlığı yok. O halde kendileri savaşsınlar, kendileri ölsünler. Nasıl oyunlara, tuzaklara alet oluyorlarsa olsunlar. Zaten bu gidişle TR olarak biz onlarla savaşacağız. O kadim Türk topraklarını yeniden Türkleştireceğiz. Bunun başka çözüm yolu yok. Elinde İsrail bayrağı sallayabilen bir Azerbaycanlı “Türküm, müslümanım” dese de bu söz hükümsüzdür, geçersizdir. Savunma bakanlarının, İsrail savunma bakanının yanında, onun tasmalı köpeği gibi durduğunu görüp de ortalığı yıkmayan bir Azerbaycan halkı Türk de müslüman da olamaz. Olduklarını iddia ediyorlarsa da yalandır, bu iddiaları dikkate alınmaz. Bırakacağız, Azerbaycan’ın başına hangi musibetler geliyorsa gelecek. Savaş çıkarsa, kendilerini tuzaktan tuzağa sürükleyen İsrail’den yardım istesinler. Gerçi ortada işler halde bir İsrail de kalmadı ama… Bu da kendi aralarındaki mesele… Ortada gerçek bir Netanyahu kaldıysa, metafizikle çarpılmaktan fırsat bulabilirse… İç karışıklıklardan fırsat bulabilirse… Dünyanın her yerinden bebek, çocuk, kadın kaçırtmaktan fırsat bulabilirse, Azerbaycan’a da kafa yorar, vakit ayırır.
TR’nin bağımsız siyaseti devam edecek. TR, ne doğunun, ne batının kuklası olacak. TR hiçbir tarafın aktarma merkezi de olmayacak. Petrol, doğalgaz ve değerli madenler dolu TR’nin altı… Kendisi çıkartacak, öncelikle kendisi kullanacak ve hayat şartlarını kolaylaştıracak. Sonra da bunları “ederine” satacak. Satıştan elde edilen gelirler gerçekten devletin hazinesine gidecek ve o hazinedeki paralar İngiltere’ye, İsrail’e, ABD’ye, Rusya’ya, Çin’e, Almanya’ya, Fransa’ya, Arap denilen ama Çingene olan kara para devletçiklerine gitmeyecek. Bütün hortumlar sert müdahalelerle kesilecek. Bu günlerden itibaren, TR ile Arap zan edilen o Çingenelerin devletçikleri arasındaki alış veriş de gün gün çok büyük darbeler almaya başlayacak. TR bu kuşatmayı yararken, bu örtülü işgali kaldırırken, bu sömürmeyi durdururken, TR’deki umursamaz yığınlar da belalarını bulacaklar.
TR asla Mısırla iyi ilişkiler tesis etmeyecek. Mısır denilen cehennemle yapılabilecek işler, sadece kara para ve terör işleridir. Mısır, ülkeden bile sayılamayacak bir yerdir. Muhatap alınamayacak bir sistemdir. Mısır, genetik kodları düzgün olan normal insanların boğulacağı ve yaşayamayacağı bir cehennemdir. Sisi de azılı bir Türk/İslam düşmanıdır. Mısır halkının büyük çoğunlu da Çingenedir ve onlarla iyi geçinebilmek zaten mümkün değildir. Mısır denilen ülkenin altındaki kadim yer altı şehirleri yakında peş peşe yıkılırken, Mısır’da yeryüzünde yaşayan insan şeytanlarının da yerin altındaki insan şeytanları ile birlikte topluca belalarını bulacaklarını tahmin ediyorum. Bununla birlikte, biz ırkçı değiliz ve nadiren de çıksa, iyi insan olan Mısırlılarla bir düşmanlığımız, kavgamız yok. Mısır’daki sözde İslami akımların/grupların hiçbiri ile de kalbi bir bağımız yok, olmayacak. Bu yaşıma geldim, genleri Çingene olanların İslam dinini doğru anladıklarını ve yaşadıklarını hiç görmedim. Dünyanın hiçbir yerinde görmedim. Oradaki ehl-i sünnet olduğunu iddia eden gruplarla da bağımız olmayacak. TR için Mısır diye bir ülke yoktur. Çok sayıda hak peygamberin yaşadığı o toprakları tekrar tertemiz yapmak hedefi vardır ve bu hedef uzun vadeli bir hedeftir.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..