Türkiye, İran üzerinden Şangay Suç Birliği Teşkilatı’na yakınlaşmayacak. BRICS midir nedir, hiçbir geleceği olmayan o gibi planlara, o gibi kara para teşkilatlarına da yanaşmayacak. Türkiye, doğu ile batı arasında kalmaya, kendi hür siyasetini sergilemeye ve bu yolla dünyayı dönüştürmeye, değiştirmeye devam edecek.
Türkiye’deki kesimler arasından, Türkiye’nin izah ettiğim vaziyette durmasına karşı duranlar, Türkiye’nin karşısında durmuş sayılacaklar. Kimin kiminle ne derdi ya da hesabı/planı varsa, kendi aralarında çözecekler ve TR’yi karıştırmayacaklar. Kimler, kimlerle danışıklı dövüşüyorlarsa, yollarına bakacaklar ve yine TR’yi karıştırmayacaklar. Onların yolları çok kısa, bu şimdiden kesinleşmiş bir gerçek ama TR’nin yolu açık ve uzun…
Türkiye’nin, batmış, bitmiş, tükenmiş sözde süper güçlere de sözde dünya liderlerine de onların gelecek vaad etmeyen saçma sapan siyasetlerine ve teşkilatlarına da ihtiyacı yok. Bunlarla kaybedecek vakti de yok. Birileri başkalarına tabi olacaklarsa, onlar gelip TR’ye tabi olacaklar.
TR, İran denilen suni devletle iyi ilişkiler de kurmayacak. İran içindeki 45 milyon Türkün varlığını ve sorunlarını bir kere dahi dillendirememiş… İran içindeki Türklerin ve diğer mazlum milletlerin son hürriyet mücadelesinde de onların karşısında yer almış sözde Türk liderlerin, o hain ve gayr-i meşru Ankara hükumetinin, TR’yi Çin’in, Rusya’nın, şunun bunun maşası yapmasına asla izin verilmeyecek. Sahadaki bu bütün piyonları arka plandan sinsi sinsi oynatan İngiltere’nin ve İsrail’in başına bu dünyayı yıkmak gerekiyorsa bile, bu haince planlar bozulacak.
Türkiye’deki İngiltere, ABD ve İsrail maşaları/kuklaları… Üç beş tane gizli Ermeni, gizli Yahudi, gizli Rum, gizli Çingene, gizli mason, gizli Satanist pislik… Doğu ülkeleri ile daha fazla kara ve kanlı para işleri yapmak ve arka plandan sömürgeci batı alemini de fonlamak istiyor diye… Onların batışına da mani olmak istiyor diye… TR yeni yeni devasa sorunların içine itilmeyecek.
Onların kanlı ve kara para elde etmek için TR’ye çektiği 15 milyonun üzerindeki sözde sığınmacılar meselesinde, son ikazımı da yaptım, dinlemediler, dinlemeyecekler. Zaten TR çok ama çok kısa sürede karışacak, onların da İstanbul’un da kontrolde tutamayacağı kadar büyük karışacak ve bütün planları bozulacak.
O Arap denilen, aslında Çingene olan, İngiltere’nin emrindeki suni devletçiklerin başılarındaki kara paracılar da Çin’e yanaşıyorlar diye, onların talepleri ve baskıları ile de TR yüzünü Çin’e ya da Rusyaya dönmeyecek. TR, hala mantıksız şekilde bastırılan o devasa devalüasyonu, o tarihe geçecek mali krizi yaşayacak. Kriz gelecek, yıkacak, yakacak, dökecek, geçecek. Sonra yeniden ayağa kalkılacak. Bu cerahat patlayacak, üstü daha fazla kapatılmayacak.
Aksi halde, TR’deki bu krizi bastırmaya çalışmanın çok ama çok tehlikeli süreçleri ve hamleleri, herkesten çok hatta Ankara’dan bile çok, onu arkalayan ve yönlendiren liderleri, ülkeleri, şirketleri, masonları, yahudileri ve en çok da yer altı şehirlerini yakacak.
Yemin ederim ki sıra sıra yıkarım o yer altı şehirlerinin çatılarını, bir günde milyarlarca kişiyi cehenneme gönderirim. Benim sabrımın sınırlarını kimse daha fazla zorlamasın. Bıktım şu Ankara hükumetinden, sözde sığınmacılardan, satanistlikten, masonluktan, yahudilerden, kara paracılardan, sömürgecilerden, danışıklı dövüşlerden ve yer altı şehirlerinin müdahalelerinden…