Şimdiden sonra, ani bir gelişme ile para bulabilirse (ki bu hiç beklenmiyor) TR’de vaziyeti kısacık bir süre daha idare edebilir. Bu kısacık süreç bile çok sıkıntılı, gergin, taşınmaz bir süreç olur. Sorunların aslında arka plandan daha da devleştiği bir süreç olur.
Ani gelişmeler olmaz ve parasız şekilde TR’ye dönerse (ki öyle olacak), son günlerini yaşamak ve yıkılmak için TR’ye dönmüş olacak. Çavuşesku misali yıkılacak.
Vatandaşların arasından bile kananların sayısı azdır ama yatırımcılar arasından, Tayyip ile ziyaret ettiği liderler arasındaki şenşakrak fotoğraflara kanan hiç yoktur. Herkes, vaziyetin kötü olduğunu biliyor ama hala ümidini korumak isteyenlerin sayısı da az değil.
O görüşmelerde ve sözde anlaşmalarda aslında kameralara oynuyorlar. Tayyip’i iyice zor hale düşürmek de istemiyorlar ama arka planda “Bizde de para suyunu çekti. Ayrıca senin ülken hala çok karışık. Dengeler yine bir anda aleyhine döndü. İstanbul faktörü var, risk çok büyük.” diyorlar. TR piyasasındaki önde gelen oyuncular, para bulunamadığı ve bulunamayacağı haberini çoktan aldılar ama onlar da acı akıbetin yaşanmasını bekliyor gibiler. Ya da hala bir ümitleri mi var, bilemiyorum.
Bütün dünya çok kesin olarak biliyor ki hala Tayyip’in yanında, sömürmenin yanında, peşkeşin yanında, zulmün ve soygunun yanında, terörün ve sözde sığınmacıların yanında ama Türkiye’nin karşısında duran liderler perişan olmayacaklar, yok olacaklar. Onlar için bu kadar vahim bir risk var ve yaşanan onca şeyden sonra, hiçbiri İstanbul’un tehditlerini hafife alamıyor.
Şu şartlarda Tayyip “Bu kadar da olmaz” denilen o son büyük peşkeşleri, kamu varlıklarının satışlarını da yapamaz. Yaparsa, bunun da aleyhine döneceğini, ayrıca piyasalarda gerçek bir rahatlamaya dönmeyeceğini ve yine birkaç güne yıkılacağını biliyor. Ve şu şartlarda, daha önce devletimizin varlıkları kendilerine peşkeş çekilen taraflar da o son varlıkları güya satın alamazlar. Alırlarsa, onlar da yok olacaklarını biliyorlar.
Aşağıdan, yukarından, yolun sonu görülüyor.
Bu defa da yaz günü karlar yağacak, hava buz kesecek ama kimse gizleyemeyecek. Hiç kimse…
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya