ProjelerSiyaset

Dinlemediler beni…


Kara deniz patlayacakmış. Ben onca şey yazdım, anlattım.

Cebeli Tarık boğazını ve Süveyş kanalını kapatmamız gerektiğini…

Ak deniz, Ege denizi, Marmara denizi ve Kara denizi geçici bir süre için kurutmamız gerektiğini…

Ege denizi başta, Kara deniz ikinci sırada, Ak denizin çoğu bölgeleri üçüncü sırada olmak üzere, geçici olarak kurutulan devasa alanlarda gaz, petrol, madencilik çalışması yapmamız gerektiğini…

Bu faaliyetleri yaparken ayrıca zemini sağlamlaştırmamız gerektiğini…

Çok geniş alanlarda yeni ve devasa yüzlerce şehir kurmamız gerektiğini…

Son seviyede bilimsel çalışmalarla, araştırma ve planlamalarla ve yüksek eğitimli kişilerle bunların yapılması gerektiğini ve her yerin geniş ve derin kanallarla donatılması gerektiğini…

Denizlerdeki akıntıları tercihlerimize göre belirlememiz gerektiğini…

Deniz sularının tazelenmesini, okyanuslarla döngüsünü artırmamız gerektiğini…

Kara deniz ile Hazar denizini birbirine bağlayan üç farklı kanal açmamız gerektiğini…

Van ve Urmiye göllerini bile denizlere bağlamamız gerektiğini…

Fırat nehrini dahi deniz kanalına dönüştürmemiz gerektiğini…

Deniz kanalları götürdüğümüz her yere içilebilir su, elektrik enerjisi, deniz canlıları, ziraat ve besi çiftlikleri, ormanlar ve dolayısıyla temiz hava, vitamin, protein ve sağlık götreceğimizi…

Bu projeler sayesinde bütün dünya genelindeki devasa mali buhranı da tıbbi sorunları da terör ve kara para sorunlarını da kısa sürede yenebileceğimizi…

Ve daha çok şeyi yazdım.

Zaten binlerce sene önce buna benzer çalışmalar yapılmış ama bu kadar kapsamlı yapılmamış. Kara denizin zemini, tabii şekilde olamayacak kadar düz, oyulmuş, temizlenmiş bir zemin…

Geçmişte yapılabilmişse, şimdi de yapılabilir. Hatta geçmişte yapılamamış olsaydı da şimdi yapılabilir. Şu yazdıklarımdan bile daha ileri seviyede projeler yapılabilir.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Leave A Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir