Siyaset

Stoltenberg ile ne konuştunuz Hakan?

Sordun mu, şu şartlarda bile Putin ile çetesinin, ayrıca Esed ile çetesinin üzerine neden gitmiyorlarmış NATO olarak? Onlara daha ne lazımmış? Niye hala danışıklı dövüşüyorlarmış?

Niye şu şartlarda bile Ukrayna ile tam/gerçek bir dayanışma halinde olmuyorlarmış?

Hiç ummadıkları bir anda, hiç beklemedikleri oranda ve hızda, önlerindeki manileri kaldırdım. Neden bundan gerçekten istifade etmiyorlarmış? Neden hala herkesi oyalamaya dönük açıklamalar yapıp sonra icraat yapmıyorlarmış?

En saf kişiler bile iyice anladılar Rusya’nın resmen başında olanların, İngiltere’ye, ABD’ye, İsrail’e, NATO’ya çalıştıklarını… Stoltenberg’e “Bu böyle nereye kadar, herkes iyice anladı. İfşa olduk” demedin mi?

Dediysen, o ne dedi? “Olsun, biz kara paramıza bakalım. Yukarıdan gelen talimatlara uyalım. Putin’i ve ekibini kaybedemeyiz, bizim için çok mühim bir ekip onlar” mı dedi?

Görmemek, kabullenmemek için elleriyle gözlerini kapatanların bile gözlerine soktum, görmelerini sağladım Hakan, hepinizin dünya genelinde danışıklı dövüştüğünüzü ve aynı merkeze çalıştığınızı…

Bu arada Hakan, beden dilin kırmızı alarm veriyor. Bir yerlerden birkaç beden dili uzmanı cesaret eder de yorumlarsa, bilmem o günden sonra halin nasıl olur, dibe vurmuş haldeki akıl ve ruh sağlığın bu son yükü de taşıyabilir mi…

Ayar çektiğimi falan zan etme Hakan… Senin ayar çekilecek bir yanın, bir halin kalmamış. Ben, bu hallerine rağmen seni o makama getirenlerin, seni yakın gelecekte devletin başına geçirmek isteyenlerın akıl ve ruh hallerini/sağlığını sorguluyor ve anlamaya çabalıyorum.

Sonunda “Bu pislik teşkilatın içinde, bunca şeytanca işleri yapanlar arasında kim akıl ve ruh sağlığını koruyabilir. Al birini, vur ötekine… Tepeden tırnağa kadar hepsi de aynı hallerdeler. Bunlardan akıllıca, mantıklıca işler beklemek vahim bir hata olur” diyorum.

Biliyor musun Hakan, bazen kimsenin olmadığı odalarda, kapalı kapıların arkasında uzun uzun ağlama krizlerine girdiğini, kendi kendine konuştuğunu, sonra çareyi kafanı uyuşturacak bir şeylerde aradığını düşünüyorum.

Birkaç gündür şunları da sorguluyorum Hakan…

O gittiğiniz NATO zirvesinde, sürekli kadraja girmesi sağlanan çizimin, elinde kalkanı ve kılıcı ile atının üzerinde duran bir Hristiyan şovalyesi olduğunu herkes hemen anlayabildiği halde, neden kimsenin dillendirmediğini…

Bir de… NATO’nun ne kadar korkak, karaktersiz, özgüvensiz bir teşkilat olduğunu… İşte biz müslüman Türkleriz, her zaman net, dik durduk, duruyoruz. 30 küsur ülke bir araya gelmiş de “Biz Hristiyan teşkilatıyız” diyemiyorlar mı? Bu nasıl bir kafa, bu nasıl bir eziklik ve güçsüzlük Hakan?

Böyle bir teşkilatın, sözde seçim sürecinde neden açıkça yanınızda durduğunu, Tayyip’i iktidarda tutmak için çırpındığını… Yeni kabinede daha büyük bir “Ermeni/hristiyan” ağırlığı olmasını sağladığını… Ayrıca şu son günlerde bir anda Tayyip’e ve size neden bu kadar alaka gösterdiğini ve alakalı diğer hususları da sorgulayanlar elbette vardı.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Leave A Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir